icra inkar tazminatından dolayı da ayrıca manevi tazminat talebi yerinde görülmediği gerekçesiyle davacının maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir....
, tazminat miktarının ------ olarak tespiti ile neticeten haksız rekabetin tespitine, meni ve refi ile maddi tazminatın kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurıulmuştur....
DAVANIN KONUSU: Haksız Rekabet Taraflar arasındaki haksız rekabetin önlenmesi - manevi tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/132 Esas sayılı takip dosyasında icra takibi yapıldığı, davacının da eldeki dava dosyasında 20.000 TL manevi zarar talebi hakkında yapılan haksız haciz ve davalı eşin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarına dayandırdığı, mahkemece haksız haciz ve aldatma eylemlerine dayanarak manevi tazminat isteminde bulunmuş olmasına rağmen talep konusunda ayrım yapılmayarak hükmedilen manevi tazminat miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. Şu durumda; davacı tarafından haksız haciz ve aldatma eylemlerine dayanarak manevi tazminat istenmiş olması ve haksız olduğu ileri sürülen icra takibinin sadece davalı ... tarafından yapılmış olması nedeniyle davalı ...'nun haksız olduğu ileri sürülen icra takibi yapılmasına ilişkin eylemi nedeniyle diğer davalı ...'nin sorumlu tutulmuş olması doğru değildir....
Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kimseler bakımından, devletin yaptığı yakalama veya tutuklama haksız fiili ceza davasının kesinleşmesi ile netleştiğinden bu tarih olayın vuku tarihi olup, bu tarihten itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyeceği gibi; yerel mahkeme tarafından 1982 Anayasasının 12 eylül 2010 tarihine kadar yürürlükte bulunan geçici 15. maddesinin dava açmayı engeller nitelikte olmadığı ve davacının tazminat talebine dayanak kararda haksız tutuklanmasına ilişkin sürenin çok üzerinde hürriyeti bağlayıcı ceza mahkumiyetinin bulunduğu gerekçeleri ile birlikte davanın hak düşürücü dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, haksız tutuklama tarihinde yürürlükte olmayan 5271 sayılı CMK'nın 142/1 maddesi gereğince süre yönünden reddine karar verilmesi sonuca itibariyle doğru olduğundan davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak...
Bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine el koyma nedeniyle 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Hüküm : Manevi tazminat talebinin reddi, 6.402,16 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacı vekilinin 20.05.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacı hakkındaki bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu araca el konulduğunu, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine ve aracının iadesine karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, manevi tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Tazminat davasının dayanağı olan Ankara 1....
tarihleri arasında el konulduğu, yapılan soruşturma sonunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 14.01.2009 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 06.03.2009 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, manevi tazminat davaları kişilik hakkını koruyan, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçlarını, yani zararın giderilmesini, telafi edilmesini amaçlar....
tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacılar lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 9.665,9 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminatın haksız eylem tarihi olan 03/06/2013 tarihinden işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekil tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Tazminat talebinin dayanağı olan Silivri Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/224 Esas – 2014/229 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama, ceza infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan 04/06/2013 – 28/05/2014 tarihleri arasında 359 gün tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 20/11/2014 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan...