"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava elatmanın önlenmesi yıkım karşı dava kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi maddi tazminat ve manevi tazminat isteklerine ilişkin olup Yüksek Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin onama/bozma kararına karşı karar düzeltme isteği ilişkindir....
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan menfi zararlar ile müspet zarar içerisinde değerlendirilen mahrum kalınan karın tahsili talebinden ibarettir. Davacı yüklenici ile davalı arsa sahipleri aralarında kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdetmişler. Yüklenicinin belediyeden ruhsat alma aşamasında iken davalı arsa sahiplerinin taşınmazı 03.09.2014 tarihinde dava dışı Yılmaz Arslan'a sattıkları, mahkemece de davacı yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğinden maddi manevi tazminat isteyemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar vermiş ise de; usul ve yasaya aykırıdır....
Davalı ..., davalılar murisi ... ile yüklenici arasında noterde yapılmış 27/07/2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin sonrasında harici olarak feshedildiğini, davalılar murisi ... ile aralarında yapılan 28/07/2006 tarihli sözleşme uyarınca kendisine hizmetlerinin karşılığı 1 adet dairenin verilmesinin kararlaştırıldığını, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin haricen feshedilmiş olmasına rağmen 28/07/2006 tarihli sözleşme hükümlerinin ... vefat edinceye kadar sürdüğünü, 05/06/2007 tarihinde arsa sahibi ...'ın başka bir yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, kendisi ve hukuk müşaviri Avukat ...'ün hizmet vermeye devam ettiğini, davacıya haricen sattığı dairenin dava konusu daire olduğunu, bir takım kısıtlamalar nedeniyle verilen vekaletname ile kendisine devir yapılamadığını, açılan davayı kabul ettiğini belirtmiştir....
CEVAP Davalı; davacının yetki verilmediği halde izin ve talimat almadan inşaat ruhsatı olmadan inşaat faaliyetlerinde bulunduğunu, bu nedenle azlin haklı olduğunu, dava dışı kooperatif ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin noterden yapılmadığı için geçersiz olduğunu, zaten bu sözleşmenin de fesh edildiğini, davacının bir zararı bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. III....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının reddi ile hüküm kısmındaki “düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, sözleşmenin feshine karar verildiğinden bu sözleşme sebebiyle tapuya konulan şerh'in kaldırılmasına,” ifadesinin çıkartılarak, "düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespitine, geçersiz bu sözleşme sebebiyle tapuya konulan şerh'in kaldırılmasına" ifadesinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 05.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince; "…Davacı tarafın kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacak talepli eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davacı vekilince davalı olarak şirket müdürü gösterilmiş ise de, davanın şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi sağlanarak yargılamaya devam olunmuştur. Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında 22/05/2012 tarihinde sözleşmenin düzenlendiği, yine aynı tarihte tapunun davalı şirkete devrinin sağlandığı fakat yapılan keşifte taşınmazın boş olduğu ve herhangi bir inşai faaliyetin bulunmadığı anlaşılmıştır. Düzenlenen sözleşmenin 12. maddesine göre madde 11'de belirtilen tarihe kadar bitmezse 30/09/2014 tarihine kadar beklenecek ve kira yoksunluğu ödenecek, bu gecikme 31/12/2014 tarihini geçerse mal sahibi sözleşmeyi feshetme hakkına sahip olacaktır. Kat karşılığı inşaat sözleşmesi hakim kararı veya tarafların anlaşması yoluyla sona erdirilebilir....
ye tapuda devredildği, halen 4, 5 ve 6 bağımsız bölümlerin ... adına, 1 numaralı bağımsız bölümün ... adına tapuda kayıtlı oldukları belirlenmiştir. Mahkemece davacı arsa sahiplerinin tapu iptâli ve tescil istemlerinin reddine karar verilirken Medeni Kanun'un 1023. maddesine dayanılmış, davalılar ... ve ...'nin kötüniyetli olduklarının muvazaalı işlem yaptıklarının kanıtlanamadığı gerekçesine dayanılmıştır. Davacı arsa sahiplerinin tapu iptâli ve tescil istemleri yüklenici ...'le imzaladıkları kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi nedenine dayanmaktadır. Davacılar vekili mahkemeye verdiği 29.01.2009 günlü dilekçesinde bunu açıklamıştır. Kat karşılığı inşaat sözleşmeleri sonucu yükleniciye veya onun gösterdiği kişilere tapu devri yapılması avans niteliğindedir. Kendilerine tapu devri yapılan kişilerin gerçek malik olabilmeleri için yüklenicinin kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini tam olarak yerine getirmesi gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, bilirkişinin hukuki sorumluluğu hükümlerine dayalı olarak maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz olunmuştur. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/175-2009/191 sayılı dava dosyasında, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak açılan davada düzenlenen bilirkişi raporu nedeniyle hukuki sorumluluk savında bulunulmuştur. "Devlet aleyhine açılacak tazminat davası, gerçeğe aykırı bilirkişi raporunun ilk derece mahkemesince hükme esas alındığı hallerde, bu mahkemenin yargı çevresi içinde yer aldığı bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde; bölge adliye mahkemesince hükme esas alındığı hallerde ise Yargıtay ilgili hukuk dairesinde görülür." (HMK m.285/1). Benzer bir düzenleme, hakimlerin hukuki sorumluluğu bakımından HMK'nın 47/1. maddesinde yer almaktadır....
Mahkemece, anılan davalı yönünden ödemelerin 2009/5788-13309 sözleşmeyi imzalayan diğer satıcı ... mirasçısı olan ...’e yapıldığı gerekçesiyle davanın esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Müteahhit ... ve ..., arsa sahibi davalı ... İleri ile yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde kendilerine düşen dairelerden birisini davacıya bila tarihli sözleşme ile satmış olup, taraflar arasında yapılan bu sözleşme geçerlidir. Davalı müteahhitlerin sözleşmeden doğan edimlerini yerine getirmedikleri açıktır. Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Somut olayda arsa sahibi ile davalı müteahhitler arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 29.12.1999 tarihinde feshedildiği anlaşılmakla, bu tarihte sözleşmenin ifası imkansız hale gelmiştir....
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili davaya cevabında, takip konusu bononun davacı ile müvekkili kooperatifin bir kısım ortakları arasında düzenlenen sözleşmenin teminatı olduğunu, sözleşmenin davacı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle bononun cezai şart olarak takibe konduğunu belirtmiştir. Sözleşmede imzası ve bononun lehdarı olan davalı kooperatif ortağının ve diğer ortaklarının Cumhuriyet Savcılığındaki beyanlarında da, bononun teminat bonosu olarak alındığı, davacının edimini yerine getirmemesi üzerine takibe konmak üzere kooperatife ciro edildiğini beyan ettikleri anlaşılmıştır. Davalı kabulü ve sözleşmenin taraflarının beyanları karşısında bononun teminat bonosu olduğunun kabulü gerekirken mahkemece aksi sonuca ulaşılması isabetli değildir....