Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yönelik temyiz itirazlarına gelince; Dava, davalıların özensizliği ve dikkatsizliği nedeniyle davacının uğradığı bedensel zarardan dolayı, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, olayın davalıların hizmet kusurundan kaynaklandığı gerekçesiyle, davanın yargı yolu bakımından usulden reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin .. kepçe operatörü olarak çalıştığını, meydana gelen sel ve heyelan sebebiyle demiryolunda yol açma çalışması için çağrıldığını, davalı ... .. yol çalışmalarını koordine etmek ve güvenliği sağlamak için görevli olduğunu, kepçe ile çalışmayı sürdürürken yük treninin hızla kepçeye doğru geldiğini görüp, kepçeden aşağıya atladığı sırada, ayağının demiryoluna çarpması neticesinde, ağır biçimde yaralandığını, meslekte çalışma gücünü kaybettiğini ileri sürerek maddi ve manevi zararının tazminini istemiştir....

    İş Mahkemesi 2012/184 esas sayılı dava dosyasında açılan davada 20.07.204- 30.03.2005 tarihleri arasında hizmeti tespit edildiğini, murisin ise 13.04.2005 tarihinde intihar ettiğini, çalıştığı iş yerinde ağır rahatsızlık sonrasında evine döndüğünü ve bir süre sonra da intihar ederek vefat ettiğini, bu rahatsızlığın meydana geldiği dönem davalı firmada çalıştığı dönem olup tamamen iş şartlarından ve firmanın kusurundan kaynaklı olarak maruz kalındığını,beyanla 1.000TL maddi ve olayın niteliği dikkate alınarak 100.000TL manevi tazminat talebimi bulunduğunu, çocuklar için bu aşamada ayrı ayrı 1.000TL maddi ve ayrı ayrı olmak üzere 50.000TL manevi tazminat talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :İlk derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiştir....

    TBK. md. 56) özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/1-son maddeleri gereğince işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu bulunmasına göre, davalı ...vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

      na ait misafirhane inşaatında oyun oynarken, inşaatin yanında bulunan çocuk parkının toprak zeminine atlamak istediği sırada inşaat için açılan çukura düşerek ağır yaralandığını, diğer davacıların yaralanan küçüğün anne,baba ve kardeşleri olduğunu belirterek destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, davacıların talebinin, davalı ... Başkanlığının inşaatı üzerindeki yapım, bakım ve onarımından kaynaklanan eksiklik nedeniyle kusurlu olduğu iddiasına dayalı tazminat talebi olduğu, davanın hukuki dayanağının hizmet kusuruna dayandığı, davalı ......

        Ancak kamu kurumları tüzel kişilik olduklarından ve bu kişilik maddi değil soyut bir kişilik olduğundan, kamu hizmetini bizzat yerine getiremezler. Kamu hizmeti, gerçek kişi konumunda olan kamu görevlileri ve bunların kullandıkları araç ve gereçlerle yerine getirilir. Bunun sonucu olarak, kamu görevlilerinin veya bunların kullandıkları araç ve gereçlerin kusur, ihmal ve hatalarından dolayı kamu hizmetinin yerine getirildiği sırada kişilerin zarar görmesi halinde meydana gelecek kusur kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Burada, kamu görevlisinin hizmetten ayrılabilen kişisel kusurundan bahsetmek kesinlikle mümkün değildir. Kamu görevlisinin buradaki kusuru hizmet kusurunu oluşturur. Hizmetten ayrılabilen kişisel kusur ise kamu hizmeti ile ilgisi olmayan kamu görevlisinin özel hayatı ile tamamen özel tutum ve davranışlarından kaynaklanan bir kusurdur....

          Ancak kamu kurumları tüzel kişilik olduklarından ve bu kişilik maddi değil soyut bir kişilik olduğundan, kamu hizmetini bizzat yerine getiremezler. Kamu hizmeti, gerçek kişi konumunda olan kamu görevlileri ve bunların kullandıkları araç ve gereçlerle yerine getirilir. Bunun sonucu olarak, kamu görevlilerinin veya bunların kullandıkları araç ve gereçlerin kusur, ihmal ve hatalarından dolayı kamu hizmetinin yerine getirildiği sırada kişilerin zarar görmesi halinde meydana gelecek kusur kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Burada, kamu görevlisinin hizmetten ayrılabilen kişisel kusurundan bahsetmek kesinlikle mümkün değildir. Kamu görevlisinin buradaki kusuru hizmet kusurunu oluşturur. Hizmetten ayrılabilen kişisel kusur ise kamu hizmeti ile ilgisi olmayan kamu görevlisinin özel hayati ile tamamen özel tutum ve davranışlarından kaynaklanan bir kusurdur....

            Sorun, kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken, kişilerin zarar görmesi halinde, zarar görenin kamu görevlisinin şahsına karşı açtığı davada, kamu görevlisinin hizmet kusurundan ayrılabilen kişisel kast ve kusurunun araştırılmasına gerek olup olmadığı ve netice itibariyle davanın esastan mı yoksa husumetten mi reddine veya kabulüne karar verileceği ve bu konuda yorum yolu ile sonuca ulaşmanın ve uygulama yapmanın mümkün olup olmadığına ilişkindir. Bu durumda, kamu görevlisinin görevini yaparken kusurlu davranışta bulunmasının hizmet kusuru mu yoksa, hizmetten ayrılabilen kişisel kusuru mu olacağının tespiti gerekmektedir. Kamu kurumları kamu hizmeti yaparlar. Ancak kamu kurumları tüzel kişilik olduklarından ve bu kişilik maddi değil soyut bir kişilik olduğundan, kamu hizmetini bizzat yerine getiremezler....

              , davacı tarafça talep edilen maddi manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, her ne kadar müteveffanın anne ve babası maddi tazminat talebinde bulunmuş iseler de müteveffa asgari ücretle çalılan ancak eşi ve çocuklarına bakabildiğini, bu taleplerin reddi gerektiğini, ayrıca manevi tazminat isteyen müteveffanın kardeşi Ali Yiğit için de manevi tazminat talep etme şartları bulunmadığını, davanın haksız ve yersiz açıldığından reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Eğt. ve Araştırma Hast. ve diğerleri aleyhine 12/03/2010 gününde verilen dilekçe ile hatalı tedavi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumetten ve yargı yolu bakımından reddine dair verilen 29/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 15/05/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi....

                (M) KARŞI OY YAZISI Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle dairemizin onama kararına katılmıyorum. 04/02/2013...

                  UYAP Entegrasyonu