Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "Davacının, maddi tazminat davasının, tüm davalılar yönünden konusuz kalması nedeniyle bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; Davacının manevi tazminat davasının, davalılar ... ve ... yönünden kısmen kabulü ile davacı tarafın manevi zarar karşılığı toplam 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...’dan, 22/09/2012 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacı tarafa verilmesine " karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ... istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı ... istinaf başvuru dilekçesinde özetle; söz konusu kazada hiçbir ilgisi ve kusuru bulunmadığından tazminat yöneltilemeyeceğini, lehinde olan kanun maddeleri uygulanmayarak eksik inceleme yapıldığını, hükmedilen tazminatı ödeyecek maddi imkanı olmadığından para cezasına maruz bırakıldığı için mağduriyeti söz konusu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur....

    . … İSTEMLERİN_KONUSU : Davacılar tarafından, Gürgentepe Devlet Hastanesinde uygulanan penisilin enjeksiyonu sonrasında …'un engelli hale geldiği ve meydana gelen zararın davalı idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığı iddiasıyla, zararlarına karşılık … için 25.000,00 TL maddi ve 75.000,00 TL manevi, … için 50.000 TL manevi, … için 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 12/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan dava sonucunda; … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararın, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 03/04/2018 tarih ve E:2013/12187, K:2018/3310 sayılı kararı ile manevi tazminat isteminin reddine yönelik kısmı ve vekalet ücretine yönelik kısmının bozulması, diğer kısımlarının onanması üzerine, bozulan kısımlar yönünden bozma kararına uyularak, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, … için 50.000,00 TL, … için 25.000 TL, … için 25.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi...

      Mahkemece, davacının mobbing nedeniyle tazminat talebi yönünden, davanın idari yargı yerinde ve idareye karşı açılması gerektiği ve bu nedenle husumet yokluğundan davacının davasının reddi gerektiği, fakat dava dilekçesinde fiili saldırıdan da bahsedilmiş olması nedeniyle husumet yönünde bir karar tesis edilmediği belirtilerek, maddi ve manevi tazminat istemi için fiili saldırı eylemi değerlendirilmiş ve maddi tazminat isteminin reddi ile manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabul kararı verilmiştir. Mahkemece, davacının mobbing iddiasına dayalı talebi yönünden husumetten ret karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen fiili saldırı nedeniyle de tazminat talep edilmiş olması gerekçe gösterilerek husumet yönünden hüküm tesis edilmemiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....

        Bu durumda, kamu görevlisinin görevini yaparken kusurlu davranışta bulunmasının hizmet kusuru mu yoksa hizmetten ayrılabilen kişisel kusuru mu olacağının tespiti gerekmektedir. Kamu kurumları kamu hizmeti yaparlar. Ancak kamu kurumları tüzel kişilik olduklarından ve bu kişilik maddi değil soyut bir kişilik olduğundan, kamu hizmetini bizzat yerine getiremezler. Kamu hizmeti, gerçek kişi konumunda olan kamu görevlileri ve bunların kullandıkları araç ve gereçlerle yerine getirilir. Bunun sonucu olarak, kamu görevlilerinin veya bunların kullandıkları araç ve gereçlerin kusur, ihmal ve hatalarından dolayı kamu hizmetinin yerine getirildiği sırada kişilerin zarar görmesi halinde meydana gelecek kusur kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Burada, kamu görevlisinin hizmetten ayrılabilen kişisel kusurundan bahsetmek kesinlikle mümkün değildir. Kamu görevlisinin buradaki kusuru hizmet kusurunu oluşturur....

          TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, olayda idarenin hizmet kusuru olduğu, davanın hizmet kusuru ve kusursuz sorumluluk ilkeleri kapsamında açıldığı, davanın 5233 sayılı Kanun kapsamında açılmadığı ve anılan Kanun ile ilgili olmadığı ileri sürülmektedir. KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin maddi tazminat yönünden reddi, manevi tazminat istemi yönünden kabulü gerektiği düşünülmektedir....

            Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, davanın maddi ve manevi tazminat istemini içerdiği, her iki istemin davaların yığılmasına konu olsa bile, her birinin ayrı dava olma özelliğini yitirmediği, maddi ve manevi tazminat istemlerinin ayrı kalemler olduğu, çoğu zaman tahkikatlarının ve delillerinin toplanma aşamalarında da farklılık bulunduğu, maddi ve manevi tazminata hükmedilebilme koşullarında da farklılık olduğu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin iki ayrı dava olduğu, nitekim Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10. maddesinde, manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda, manevi tazminat açısından avukatlık ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceğinin belirtildiği, kesinlik sınırının belirlenmesinde her bir davacı açısından hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği belirtilmişse de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından yukarıda açıklanan nedenlerle...

              ın oğlu olarak gösterilen davalıya karşı açılan davanın 04/10/2012 tarihi itibarıyla işlemden kaldırılmasına, 3 ay içinde yenilenirse mahkemenin son esasına kaydına, aksi takdirde açılmamış sayılmasına; maddi tazminat talebinin davalılar ...,...Ltd. Şti. ve ... ... A.Ş. açısından kısmen kabulü ile 612,07 TL maddi tazminatın bu davalılardan müteselsilen tahsili ile dahili davacılar ... (...) ..., ... ve ...'a eşit olarak verilmesine, fazlaya dair maddi tazminat talebinin reddine; manevi tazminat talebinin davalılar...ve ... Ltd. Şti. açısında kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın bu davalılardan müteselsilen tahsili ile dahili davacılar ... (...) ..., ... ve ...'a eşit olarak verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili ve davalı ... Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... vekili ve davalı ...Ltd....

                (M) Anayasa’nın 129/5. maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın 13/1. maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.18/06/2014...

                  Anayasa’nın 129/.... maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın .../.... maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. . Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 02/.../2013...

                    Anayasa’nın 129/.... maddesi ile 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’nın .../.... maddesi gereğince memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken kusurlu eylemleri nedeniyle oluşan zararlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve yasada gösterilen biçim ve koşullara uygun olarak idare aleyhine açılabilir. İdare aleyhine böyle bir davanın açılabilmesi, hizmet kusurundan kaynaklanmış, idari işlem ve eylem niteliğini yitirmemiş davranışlar ile sınırlıdır. Kamu görevlisinin, özellikle haksız eylemlerde, Anayasa ve özel yasalardaki bu güvenceden yararlanma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde belirtilen maddi olgulardan davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığının anlaşılması karşısında öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılması gerekir. Açıklanan nedenlerle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. .../.../2013...

                      UYAP Entegrasyonu