Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Açılan dava, İİK 72.madde uyarınca icra tehdidi altında ödenen paranın istirdatı ve haksız icra takibi nedeniyle manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. Manevi zarar, bir kimsenin hukuka aykırı bir fiil yüzünden çektiği bedenî acılarla ruhi elem ve üzüntülerin hepsine birden denir. Manevi zarar, gerçek anlamda bir zarar değildir; zira mal varlığında bir azalmayı ifade etmez. Bir acının veya elemin maddi zararlar gibi parayla ölçülmesine imkân yoktur....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/843 Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamından; haksız haciz nedeniyle davacının uğradığı maddi zararın 711TL olduğu, davacının haczedilen eşyalarının hacizden önceki ve sonraki durumu, niteliği hususunda herhangi bir delil sunmadığı, yine bu eşyaların haciz nedeniyle zarar gördüğünü kanıtlayamadığı, eşyalardaki değer kaybı iddiası yerinde görülmediği, davacının manevi tazminat istemine gelince, haczi kabil olmayan eşyaların haczedilmesi ve haksız haciz nedeniyle davacının kişilik hakları ihlal edildiği ve manevi tazminat isteme hakkı doğduğu, davacının sosyal ekonomik durumu, davalı tarafın ihlal oluşturan eyleminin niteliği, davacı üzerindeki olumsuz etkisinin boyutu, haksız haciz tarihi ve hakkaniyet ilkesi gözönüne alınarak açılan davanın kısmen kabulü ile; 711TL maddi, 2.000TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....

    Mahkemece, alınan bilirkişi raporunun hükme esas alındığı, davacılar hakkında 3.kişilerce icra takiplerine başlandığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 17. ve 27.maddeleri uyarınca davalının takibi başlatmakta haklı olduğu, tazminat istemlerinin reddi gerektiği, davalı tarafça borcun hesaplanabilir olduğu, 141.058.79 TL.boç bulunmasına rağmen 200.000 TL.üzerinden takip yapılmasının haksız ve kötüniyetli olduğu, ihtiyati tedbir kararı verilmediğinden davalının tazminat isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takip konusu senet nedeniyle 58.941.21....

      Davalı T3 istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hakkında başlatılan icra takibindeki icra emrinde talep edilen faiz hesaplarında %9 faiz gerekirken %11 faiz tahakkuk ettiğini, bu nedenle karara itiraz ettiklerini, yerel mahkeme kararının tarafına ulaşmadığını, icra takibi sonucu karardan haberdar olduğunu, kararın haksız ve hukuka aykırı bir karar olduğunu ve yokluğunda verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır....

      E numaralı dosyasında müvekkilinin borçlu olmadığını ve dosyada bulunan borç ve borçlu ile de icra dosyası kapsamında hiçbir bağlantısı bulunmamakta olduğunu belirterek haksız haciz sebebiyle müvekkilinin kişilik haklarının zedelenmesi ve işlerin sektör şartlarından ötürü yoğunlaşması gereken döneminde anlam veremediği ve tespit edemediği bir şekilde işlerinin azalması sebebiyle zarara uğradığından maddi tazminat miktarı 2.000,00 TL, manevi tazminat miktarı 18.000,00 TL olmak üzere toplamda 20.000,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı ... isimli kişi ile kendi evinin yapım işleri için anlaştığını, ancak ......

        Mahkemece davacı tarafın borçlu duruma düşürülme nedeninin icra dosyasındaki sorumluluklarını yerine getirmemesinden kaynaklandığı, davacının kendi kusurlu davranışları nedeniyle maaşına haciz geldiği, maaş haczi nedeniyle uğramış olduğu zararlardan kendisinin sorumlu ve kusurlu olduğu, davacının maddi zarara uğramasının kendi kusurlu davranışlarının neden olduğu ve yapılan kesintinin davacıya iade edilmiş olduğu, kendi kusurlu davranışları nedeniyle uğradığı maddi zarara dayalı olarak davalı Adalet Bakanlığı'ndan maddi ve manevi tazminat talep edemeyeceği kanaatine varılarak davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olup, davacının icra dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmiş olması karşısında yapılan haczin ve dolayısıyla kesintilerin esasen haksız olmadığı, ancak erken olduğu, davacının dava dışı takip alacaklısına borçlu olduğu, davacının icra takibi yapılmasına kendisinin sebep olduğu anlaşılmakla Mahkemece yapılan tespitler dosya kapsamına,...

        İcra Dairesi 2013/72 talimat sayılı dosyasında 08/05/2013 tarihinde davacı hakkında 31.000,00-TL bedelin icra tehditi altında ödenmesiyle muhafazalı haciz işleminin yapıldığının anlaşıldığı, ancak davacı vekilinin maddi tazminat talebine ilişkin olarak davacının dilekçesinde ileri sürdüğü maddi zararına ilişkin olarak delillerini ibraz etmediği ve ispatlayamadığı anlaşıldığından maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden davalının kötü niyetli veya ağır kusurlu olması ve zarar koşullarının oluşması gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 5.000 TL manevi tazminatın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 3.000 TL nın tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait telefon konuşma bedelinin gecikmeli olarak davalıya ödenmesine rağmen davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini ve eve haciz geldiğini, haksız haciz nedeniyle davacının ve ailesinin üzüldüğünü, kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında, davacının borcunu geç ödediğini, bu nedenle icra takibi yapıldığını, haczin haksız olmadığını beyan etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haksız icra takibi ve haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 27/02/2019 gün ve 2018/2838-2019/1049 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiştir. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

              Somut olayda, davaya dayanak takip, koruma tedbiri nedeniyle haksız el konulduğu iddiasıyla uğranılan zararın giderilmesi istemli ilamsız icra takibi olup, davalının itirazı üzerine durmuş; davacı da eldeki davada davalının itirazının iptalini istemiştir. Haksız eylem nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi için istenilen maddi ve manevi tazminatlar, tazminat davası açılarak istenebileceği gibi, ilamsız icra takibine de konu olabilirler. İcra İflas Kanunu ve H.M.K.'da bunu engelleyici bir düzenleme bulunmamaktadır. İtirazın iptali davaları bir eda davası niteliğinde olup alacak veya tazminat davası gibi çözümlenmelidir. Bu nedenle, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemleri, tazminat veya alacak davaları gibi görevli mahkemelerde çözüme kavuşturulması gereken uyuşmazlıklardır. Davacının ilamsız icra takibine konu ettiği koruma tedbiri nedeniyle davacı tarafından ithal edilen eşyalara el koyma tarihi 20/05/2008 olup, el koyma tarihi itibariyle yürürlükte bulunan C.M.K.''...

                UYAP Entegrasyonu