Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava dilekçesinde de ihtarda açıklanan maddi olgulara ve hukukî gerekçelere de atıf yapılarak 5307 sayılı Kanun ile bayilik sözleşmesinin 27. maddesine göre cezai şart isteminde bulunulmuştur. Davalı bayinin, rekabet yasağına aykırı olmayan hükümleri yönünden geçerli bir bayilik sözleşmesi bulunduğu hâlde, gaz almayarak ve fiilen bayilik faaliyetine son vererek sözleşmenin 19/c ve 23 maddeleri ile bayilik sözleşmesinin hukukî niteliğinden kaynaklanan yükümlülüklere aykırı davranması nedeniyle sözleşmenin haklı nedenle davacı tarafından feshedildiği dosya içerisindeki delillerle sabittir. Bu nedenle bayilik sözleşmesinin 27.maddesi uyarınca bayinin akde muhalefeti dolayısıyla davacının cezai şart talep etmekte haklı olduğu gözetilmeden, olaya ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

    Davalı vekili, asıl davada bayilik sözleşmesinin davalı tarafından haksız feshedildiğini, davacıya ait olan tüplerin çoğunun davacıya iade edildiğini, yargılama sonucunda iadesi gereken tüp olduğu sonucuna ulaşılırsa bunun da iade edileceğini, birleşen davada; müvekkilinin deposunda bulunan davacıya ait tüplerin, ticari amaçla bulundurulmadığını, davacı tarafından bayilik sözleşmesinin feshi ile birlikte tüplerin iadesinin istendiğini, bunun için müvekkilinin müşterilerden tüpleri toplamaya başladığını ve topladıklarını da depoda muhafaza ettiğini, depodaki tüpler belli sayıya ulaşınca da davacıya peyder pey teslim ettiğini, sözleşmenin feshinden sonra satış yapmadığını, haksız rekabet ve markaya tecavüzün söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      . - K A R A R - Davacı vekili, bayisi olan davalının bayilik sözleşmesinin değişik hükümlerini ihlal etmesi nedeniyle akdin feshinin gündeme gelebileceğini belirterek, davalının müvekkilinin intifa hakkına sahip olduğu petrol istasyonuna müdahalenin önlenmesini talep etmiştir. Davalı, çıkarılan usulüne uygun davetiyeye rağmen duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, davacının sözleşmeyi feshetmediği, akaryakıt sözleşmesinin 15. maddesine göre davalının sözleşmenin feshinden itibaren 15 gün süreyle taşınmazı kullanma hakkının bulunduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili kararı temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 22.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        dolayı müvekkilinin uğradığı şimdilik 15.000 TL müspet ve munzam zararının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          dolayı şimdilik 5.000,00 TL ve depozito bedeli ödenmesine karşılık müvekkiline teslim edilmeyen tüplerden dolayı şimdilik 1.000,00 TL ve 9.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir....

            CEVAP: Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile, taraflar arasında bayilik sözleşmesinin söz konusu olduğunu, tek satıcılık sözleşmesi olmadığını, davalı tarafından süresi sona eren bayilik sözleşmesinin yenilenmediğini, herhangi bir portföy tazminatı talep koşullarının oluşmadığını, ayrıca davacının belirsiz alacak davası açmasının mümkün olmadığını, zira stokta kalan malların belirli olduğunu, yine manevi tazminat talep koşullarının oluşmadığını, ayrıca davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinde açılması gerektiğini, haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Mahkememiz 2012/160 esas, 2017/852 karar sayılı, 19/06/2017 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

              şirketin bu sözleşmenin uygulanması halinde elde edeceği gelirleri ve doğacak karları elde edemediğini, Rekabet kurumu tarafından dava konusu Bayilik Sözleşmesinin 25/10/2012 tarihine kadar grup muafiyetinden yararlandığını ve bu tarihe kadar geçerli olduğunun açıkça ve yazılı olarak belirtildiğini, davaya konu bayilik sözleşmesi ve intifa hakkının 25/10/2007 tarihinden itibaren 5 yılık süre için grup muafiyeti kapsamına girdiğini, bu nedenle de bayilik sözleşmesinin 25/10/2012 tarihine kadar geçerli olup, Rekabet Mevzuatına aykırı olmadığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin normal sona erme süresinin de 25/12/2012 olarak kararlaştırıldığını, bu konuda müvekkili şirket tarafından Rekabet kurumuna yapılan başvuru üzerine Rekabet kurumu tarafından verilen 07/10/2010 tarih ... sayılı kurul kararı ile dava konusu bayilik sözleşmesinin intifa hakkı ile birlikte 25/10/2012 tarihine kadar grup muafiyeti kapsamında olduğu ve bu tarihe kadar Rekabet Hukuku yönünden de geçerli olduğu konusunda...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava,bayilik sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile vade farkından kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 25.5.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Taraflar tacir olup, imzalamış oldukları sözleşmenin 16/3 maddesine göre davalı herhangi bir gerekçe göstermeden üç ay önceden ihbarda bulunarak sözleşmeyi tek taraflı olarak tazminatsız fesh etme hakkına sahip olduğunun hükme bağlanmış olması, davalının, davacıya üç ay önceden noter kanalıyla ihbarda bulunarak üç ay süre vererek sözleşmesi fesh etmiş olması nedeniyle davacının haksız fesih nedeniyle davalıdan tazminat, kar kaybı ve menfi zararlarını isteyemeyeceği, taraf defterlerinde yapılan incelemede davacının davalıdan alacağının olmadığı tespit edilmiş olduğundan ve davalının haksız feshi söz konusu olmadığından manevi tazminat talep edilemeyeceğinden davacının maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davacının maddi tazminat davasının reddine, davacının manevi tazminat davasının reddine, karar verilmiştir....

                  fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla sözleşmenin haksız ve kötü niyetli sonlandırması nedeniyle 5.000,00 TL maddi tazminat(kar kayıpları) ile 5.000,00 TL karşılanmayan yatırım maliyetinin ve 5.000,00 TL denkleştirme tazminatının ayrıca 15.000,00 TL de manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu