2.Asliye hukuk mahkemesinin 2010/771 esas nolu dosyası ile dava açtığını, 08.01.2016 tarih 2016/48 karar nosu ile faydalı masraf yönünden davanın kabulüne, maddi ve manevi tazminat yönünden reddine karar verildiğini, bu kararın Yargıtay 3.H.D'nin 2018/5702- 10145 Esas-Karar sayılı ilamı ile maddi ve manevi tazminat yönünden bozulduğunu, dosyanın Erzincan 2....
ücretlerinden oluşan maddi zararı ile menfi tespit davasının kabul edilmesi nedeniyle de borçlu olmadığı halde hakkında icra takibi yapılmasından dolayı uğramış olduğu manevi zararının tazminini talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Manevi tazminat talebi yönünden; davacı vekilince dava dilekçesi ile talep edilen manevi tazminat miktarını belirleyip harcını tamamlaması için 11.03.2022 tarihli tensip zaptı ile 1 haftalık kesin süre verilmiş ancak davacı vekilince manevi tazminat miktarı belirlenmediği gibi eksik harcı da tamamlanmamıştır. HMK'nun 119/2. Maddesi gereğince 1 haftalık verilen kesin süre de davacı vekilince manevi tazminata ilişkin dava dilekçesi açıklanmadığından davacının manevi tazminat talebine yönelik davasının açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Maddi tazminat ve Menfi tespit talebi yönünden; davacı tarafça davaya dayanak gösterilen icra dosyalarından davalı alacaklı tarafından feragat edilmiş olduğundan söz konusu takiplerden dolayı alacak-borç ilişkisi de ortadan kalkmıştır. Borç ilişkisi sonlandırılmış olduğundan borçlu olmadığı yönündeki talebinde davacının hukuki yararı bulunmamaktadır....
kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı, maaşından haksız kesinti yapıldığı iddiası ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/181-2014/55 sayılı kararı ile davalıya borçlu olmadığının tespit edildiğini kararın onanarak kesinleştiğini, aracın 08.04.2014 tarihinde kendisine teslim edildiğini, bu sürede taksi tutmak zorunda kaldığını, araç kiraladığını, haciz gideri ve aracın aküsü için masraf yaptığını, ayrıca yapılan haciz nedeniyle itibarının zedelendiğini belirterek, uğradığı maddi ve manevi zararın giderilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davacının menfi tespit davasını istirdat davasına çevirmemek suretiyle zararının artmasına sebep olduğu gerekçesiyle davacının müterafik kusurunun bulunduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. İİK 72/6 maddesi gereği menfi tespit talebine ilişkin dava, ödeme nedeniyle kendiliğinden istirdada dönüşeceğinden hesaplanan tazminattan bu gerekçeyle indirim yapılması doğru olmamıştır....
Davacıların maddi tazminat olarak talep ettikleri hususların açılan menfi tespit davalarının feri niteliğindeki kalemler olduğu, menfi tespit davaları sonucu verilecek kararlarda hüküm altına alınacak olmaları nedeniyle maddi tazminat taleplerin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....." gerekçesiyle 1- T14 davasının kısmen kabulü ile; a- 2.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, b- Maddi tazminat talebinin reddine, 2- Emine Bülbül’ün davasının kısmen kabulü ile; a- 2.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, b- Maddi tazminat talebinin reddine, 3- T11 davasının kısmen kabulü ile; a- 2.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin...
(2)Dava, davacılar hakkında davalının başlatmış olduğu icra takibine konu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti sonucunda kesinleşen ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/299 Esas, 2011/120 Karar sayılı ilamı ile tespit edilen fazla ödeme miktarının iadesi, maddi ve manevi tazminat ile icra dosyasına yatırılan tedbir teminatının mahkeme veznesinde kalmasından dolayı faiz istemlerinden ibarettir. Mahkemece davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, manevi tazminata karar verilebilmesi için kişilik haklarına haksız saldırı karşısında manevi bir zararın, üzüntünün, elemin vs. oluşması elzemdir. Somut olayda davacı tarafın manevi olarak zarara uğradığına ilişkin mahkemece gerekçe yapılan hususlar manevi tazminat talebinin kabulü için yeterli görülmemiş olduğundan, mahkemece manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Maddi ve manevi tazminat davalarının aynı davalıya karşı birlikte açılması 6100 sayılı Kanunun 110 uncu maddesi bağlamında dava yığılmasıdır. Bu davaların birlikte açılmış olması bağımsız niteliklerine zarar vermeyecektir ve kesinlik sınırının her bir talep için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda taraf vekillerinin hükmedilen maddi ve manevi tazminata ilişkin temyiz itirazlarının bulunduğu, mümeyyiz davacı aleyhine reddedilen maddi tazminat tutarı (2.000,00 TL) ile davalı aleyhine hükmedilen maddi tazminat tutarının (3.000,00 TL) yukarıda zikredilen Yasa hükümlerine göre temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır....
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle ---- plakalı araçların davalı şirketten araç kiralama sözleşmesi kapsamında alınan kambiyo senedi nedeniyle menfi tespit davası ile maddi ve manevi tazminat davası olduğu, Taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi konusunda bir ihtilafın bulunmadığı, kambiyo senetlerinin araç kiralama sözleşmesi kapsamında verildiğinin sabit olduğu 6100 sayılı HMK 4. maddesi uyarınca her türlü kira sözleşmelerinden kaynaklanan davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir....
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu gereğince maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir. Dava dosyasının incelenmesinde; davacıların bilirkişi raporunda hesap edilen miktara göre maddi tazminat talebini 29/05/2015 tarihinde ıslah ettikleri ve davalı tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı defi'nde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK.’nun 60. maddesi gereği, haksız fiil nedeniyle tazminat talebiyle açılacak davada zamanaşımı, zarara ve failine ıttıla tarihinden itibaren 1 yıl ve her halde fiilin vukuundan itibaren 10 yıllık süreye tabidir. Eylemin aynı zamanda suç oluşturması durumunda uzamış (ceza) zamanaşımı uygulanacaktır. Davaya esas eylem suç niteliğinde değildir. Davacının açtığı menfi tespit davası kabulle sonuçlanmış ve karar Yargıtayca onanarak 27/04/2012 tarihinde kesinleşmiştir....