Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Özel Daireler arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu'nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, bağıştan rücu hukuki sebebine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 1.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 1.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 23.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 11.01.2018 KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, bağıştan rücu sebebine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 15.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Karşı dava yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı/karşı davacının, 4400 USD, bağıştan rücu, kendisinden olmayan çocuklar için yaptığı masraflar ve boşanma dava dosyasından kaynaklanan vekalet ücreti, masraf ve tazminat alacakları nedeni temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacının dava dilekçesinde mehir senedindeki bağıştan rücu talebi yönünden reddine; davalı/karşı davacının evde biriktirdiği ve sakladığı, davacı/karşı davalının evden giderken çalarak götürüdüğü iddia edilen 4.400 USD ile kendisinden olmayan çocuklar için yaptığı masraflar ve boşanma dava dosyasından kaynaklanan vekalet ücreti, masraf ve tazminat alacaklarına ilişkin yönünden de ayrı bir dava konusu olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....

        Bilindiği gibi, Borçlar Kanunu 244. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 296.) ve devamı maddelerinde düzenlenen bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak tapu iptali ve tescil davalarının, aynı yasanın 246. (6098 sayılı Türk Borçlar Yasasının 297.) maddesinde öngörülen; “ bağışlayan, rücu sebebine vakıf olduğu günden itibaren bir sene içinde bağışlamadan rücu etmeğe hakkı vardır” hükmü gereğince, rücu sebebinin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıllık sürede açılması gerekir. Anılan süre, hak düşürücü süre olup, mahkemece, resen gözetileceğinde kuşku yoktur....

        Mahkemece; dava, rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığından ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediğinden söz edilerek istek reddedilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Eldeki davada öncelikle üzerinde durulması gereken husus, bağıştan rücu için Borçlar Kanununun 246.maddesinin ilk fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin tespitidir. Mahkemece, dava rücu sebebine ıttıla gününden itibaren 1 yıllık süre içerisinde açılmadığından ve bağışlamadan rücu koşulları gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; bağışlayanın, bağışlamadan rücu için rücu sebebini öğrendiği günden başlayarak 1 yıl içinde rücu beyanını açıklaması yeterlidir. Ayrıca, bağışlama ifa edildiğinde, bağışlayanın, bağışlamadan rücu ettiğine dair irade beyanının bağışlanana ulaşmasında itibaren 1 yıl içerisinde sebepsiz zenginleşmeye dayanılarak istirdat (alacak) davası açılabilir....

          nın ne zaman bağışlamadan rücu koşullarını öğrendiği ve hangi tarihte zilyetliği geri aldığı, taşınmazın ne zamandan beri kimin kullanımında olduğu, olayda bağıştan dönme koşullarının bulunup bulunmadığının etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması ve bundan sonra tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar ..., ..., ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Her ne kadar Borçlar Kanunun 246. maddesi hükmünde bağıştan rücu sebebine vakıf olunduğu günden itibaren bir sene içinde dönülebileceği (dava açılabileceği) hükme bağlanmış ise de, bir senelik zamanaşımı süresi bağışın esaslı koşulunun yerine getirilmesindeki umudun tükendiği tarihten başlar. Dava 2.8.2004 tarihinde açılarak, davalıya bağıştan rücu iradesi bu tarihte bildirildiğinden davalı da zamanaşımının daha önceki bir tarihten başladığını savunup kanıtlamadığından zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. Bağışlamanın bir süre ile sınırlı olarak yapılmamış olması da davacının bağıştan rücu hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. Böyle olunca bağışlamadaki davacının amacı gerçekleşmediğinden davacı koşullu bağıştan dönerek bağışlananının kendisine verilmesini isteyebilir. Mahkemece istemin açıklanan bu olgular gözetilerek hüküm altına alınması yerine yazılı bazı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Her ne kadar Borçlar Kanunun 246. maddesi hükmünde bağıştan rücu sebebine vakıf olunduğu günden itibaren bir sene içinde dönülebileceği (dava açılabileceği) hükme bağlanmış ise de, bir senelik zamanaşımı süresi bağışın esaslı koşulunun yerine getirilmesindeki umudun tükendiği tarihten başlar. Dava 2.8.2004 tarihinde açılarak, davalıya bağıştan rücu iradesi bu tarihte bildirildiğinden davalı da zamanaşımının daha önceki bir tarihten başladığını savunup kanıtlamadığından zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. Bağışlamanın bir süre ile sınırlı olarak yapılmamış olması da davacının bağıştan rücu hakkını kullanmasına engel teşkil etmez. Böyle olunca bağışlamadaki davacının amacı gerçekleşmediğinden davacı koşullu bağıştan dönerek bağışlananının kendisine verilmesini isteyebilir. Mahkemece istemin açıklanan bu olgular gözetilerek hüküm altına alınması yerine yazılı bazı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

                Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 295 ve devamı maddeleri gereğince bağıştan rücuya dayalı bedel isteğine ilişkindir. Bağışlamadan dönme, bağışlayanın tek taraflı, bağışlanana varması gerekli bir beyanıyla bağışlamayı geriye yürürlü olarak ortadan kaldırmasıdır. Dönme hakkı, bir hukuksal ilişkiye son veren yenilik doğurucu haklardandır. Ne var ki bağışlayan, ancak TBK 295. maddedeki koşullardan birinin varlığı halinde bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir. Somut olaya ilişkin dosya içeriğinde, davalı bağışlanan davacı bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlediği ya da davacı bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davrandığı yolunda bir kanıt bulunmadığından bağıştan rücu koşullarının olayda gerçekleştiği kabul edilemez....

                  Keşif sırasında dinlenecek yansız bilirkişi ve taraf tanıklarından bağışlama var ise bağış tarihi, çekişmeli taşınmazların zilyetliğinin davacı ve muris eşi ...’e devredilip devredilmediği, zilyetlik devredilmiş ise hangi tarihte devredildiği, bağış sözleşmesinin gerçekleştiğinin ispatı halinde ise davalı ...’in ne zaman bağışlamadan rücu ettiği ve zilyetliği geri aldığı, taşınmazların ne zamandan beri kimin kullanımında olduğu, bağış tarihi ile bağıştan rücu tarihi arasında 20 yıllık sürenin geçip geçmediği, olayda bağıştan dönme koşullarının bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanakların edinme sebebi sütununda yazılı beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu