üzerine maddi tazminat talebi olan 400,00- TL üzerinden kısmi ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17.02.2022 tarihli ve 2022/95 Esas sayılı ihtiyati haciz talebinin reddi kararının KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, Buna göre; 1- Davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin ihtiyati haciz talebinin REDDİNE, 2- Davacı vekilinin maddi tazminat talebi yönünden İİK’nun 257. maddesindeki yasal koşullara uygun ihtiyati haciz talebinin KABULÜNE; 3- 100.000,00TL alacağa yetecek miktarda ve davalılar adına kayıtlı olması halinde 34 XX 372 plaka sayılı aracın trafik kaydı ile davalılar T3 ve T3’a ait taşınır ve taşınmaz mallarına İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 4- İİK'nun 259/1. maddesi gereğince takdiren alacağın %15’i oranında 15.000,00 TL tutarında HMK'nun 87. maddesine göre nakdi teminat veya süresiz banka teminat mektubu alınmasına, 5- Teminat yatırıldığında kararın infazı için Ankara Nöbetçi İcra Müdürlüğünün yetkili kılınmasına, 6- İhtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan istinaf...
Tüm bu açıklamalar ışığında, somut olayda davacılar destekten yoksun kalmaya yönelik maddi ve manevi tazminata ilişkin para alacağı ile ilgili ihtiyati tedbir talebinde bulunmuştur. Mahkemece bu talep davanın niteliğine göre ihtiyati haciz olarak kabul edilmiş, ancak İİK 259/1 maddesinde belirlenen HUMK 96.maddesinde sayılan tazminatlardan bir tanesine karar vermeden teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilerek Yasanın emredici hükmüne aykırı davranılmıştır. Buna göre teminat, sadece borçlunun ihtiyadi haciz sebebiyle uğrayabileceği zararlar için değil, üçüncü kişilerinde uğrayacakları zararlar için gösterilmelidir. Dava konusu olayda alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirir. Bu nedenle teminatı alınmadan mahkemece ihtiyadi haciz kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Alacak istemi İİK 259/2-B fıkralarda sayılan kalemlere ilişkin de değildir....
Yukarıda belirtilen belgeler de nazara alındığında davacının maddi zararlarının olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Haksız fiil (ölüm) tarihi itibarıyla davacının maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir.İhtiyati haciz talep edildiği, davanın ilk açıldığı aşamada zararın miktarının net olarak belirlenmesini beklemek hakkaniyetle bağdaşmaz. Zaten davacı vekili de fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açmıştır. Açıklanan nedenlerle, İİK-257- 264. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin tümden reddine karar verilmesi doğru değildir....
Mahkeme 09/08/2022 tarihli ara kararı ile davalıların emvali uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir isteğinin reddine, yine olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü olmadığını, bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamadığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemi yönünden ihtiyati haciz talebinin reddine hükmetmiştir....
Bu nedenle, yerel mahkemece, maddi tazminata yönelik ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olması sonucu itibarı ile usul ve yasaya uygun bulunmuştur....
Maddi tazminat davasına ilişkin ihtiyati haciz talebi yönünden ise, uğranılan maddi zararlardan ötürü tazminat alacağı kazanın meydana geldiği tarih itibarıyla istenebilir hale gelmiş olmakla birlikte, davanın geldiği aşamada trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın hesabının bilirkişi incelemesini gerektirmesi ve hak edilen tutarın yaklaşık olarak dahi henüz belli olmaması göz önüne alınarak, ihtiyati haciz talebinin maddi tazminat davası yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı ... Taş. Tek. Gıda San. ve Tic. Ltd....
Bu durumda, koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.İİK'nın 259. maddesinde, ihtiyati haciz isteyen alacaklının teminat vermeye mecbur olduğu öngörülmüş ise de hakim tarafından hak arama özgürlüğünü kısıtlamayacak şekilde teminat takdir edilmesi gerekmektedir. Dosyaya yansıyan yaklaşık haklılık durumu ve özellikle, ceza dosyası üzerinden alınan bilirkişi raporu ile kaza tespit tutanağında tespit edilen birbirinden ayrışır şekildeki kusur durumu nazara alındığında, mahkemece, talep edilen manevi tazminat tutarı üzerinden %15 oranında teminat takdirinde, usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
Davacı işçi, icra kanalıyla tahsil edilen 30.565,10 TL'nin tahsili amacıyla bu tutarda maddi tazminat ve 50.000,00 TL manevi tazminatın tahsili için alacak davası açmış ve ihtiyati haciz talep etmiştir. Mahkeme tarafından 80.565,10 TL dava tutarının %15'i tutarında teminat yatırılması şartıyla ihtiyati haciz kararı verilmiş, davacı tarafından mahkemenin bildirdiği 12.000,00 TL teminat tutarının dosyaya yatırıldığı anlaşılmıştır....
Talep dilekçemizde davalıların tüm varlığı üzerine değil dava konusu miktar tutarınca ihtiyati haciz talep edilmiştir. Somut olayda; müvekkillerin zararı, olayın iş kazası olduğu ve davalıların asli kusurlu olduğu (gerek dava dilekçesinde ortaya konan hususlar gerekse de ceza davasında alınan bilirkişi raporu ile sabittir.) yaklaşık olarak ispat edilmiş olduğundan dava sonucunda hükmedilecek zarar miktarının tazmini amacıyla davalıların taşınır ve taşınmaz malları üzerine dava konusu miktar tutarınca ihtiyati haciz konulması gerekmektedir. Müvekkillerden T3 maddi durumu yerinde olmayıp kısıtlı maddi imkanları ile evinin geçimini temin ederken aynı zamanda eşi ve çocuklarının da ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Aylık kazancı ile ancak ailesinin ihtiyaçlarını temin eden müvekkil T3 teminat yatırma durumu halihazırda yoktur. Müteveffanın ölümü ile maddi olarak zor durumda kalan müvekkillerin teminat miktarı yatırması şu aşamada mümkün gözükmemektedir....