Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü Bölge Adliye Mahkemesince; maddi tazminata yönelik davacı vekili ve davalı hazine vekilinin istinaf başvurusu yönünden; davacı vekilinin ve davalı hazine vekilinin ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, manevi tazminat yönünden yapılan incelemede; manevi tazminatın fazla takdir edilmesi yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle hüküm fıkrasında yer alan; manevi tazminat miktarına ilişkin "75.000 TL" ibaresinin çıkartılarak yerine "42.000 TL" ibaresinin yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan kararın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. IV. GEREKÇE Tazminat talebinin dayanağı olan Antalya 2....

    K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere, göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava 21.03.2003 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 33,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararları ile aynı olay nedeniyle sigortalının anne ve babasının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece sigortalı davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, davacı anne ve baba bakımından ise manevi zararlarını ispatlayamadıklarından, anne ve babanın manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş ve bu karar süresinde taraf avukatları tarafından temyiz edilmiştir. Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara uğrayan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle manevi üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler....

      Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati tedbir istemiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İstemin ihtiyati haciz olduğu tartışmasızdır. İDM'ce kabule göre ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermesi gerekirken, ihtiyati haciz yerine geçmek üzere ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermesi de hatalıdır. Zira her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteligindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diger kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

        Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Dava konusu istek tazminata (para alacağına) ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata (para alacağına) yöneliktir. Davacı vekili dilekçesinde tazminat istemine karşılık ihtiyati ihtiyati tedbir konulmasını istemi, yukarıda izah edildiği üzere esasen ihtiyati haciz niteliğinde olduğu kabul edilmelidir....

        Maddesine göre (belirsiz alacak davası olması hasebiyle) belirlenecek olan maddi tazminat olmak üzere şimdilik 1.000,00TL 'nin haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, Müvekkilin uğramış olduğu manevi çöküntü nedeniyle 100.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek olan faiziyle davalıdan tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP : Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. DELİLLER - Bingiöl 1. ACM'nin 2019/466 E.-2021/339 K. - Bingöl ATK Şube müdürlüğün 24/07/2019 tarihli raporu - Mali içtimai durum araştırması İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Yerel mahkeme 29/12/2021 tarihli ara kararı ile; 'davanın, silahla yaralama kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, İİK'nun 257....

        olay nedeniyle davacıların büyük bir üzüntü ve ızdırap yaşadıklarının kabulü ile olayın vehameti de göz önünde bulundurularak talep edilen manevi tazminat miktarlarının davalı idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı, maktülenin kızı 2004 doğumlu …'in annesinin desteğinden yoksun kalması sonucu uğradığı maddi zararının tesbiti için dosya üzerinde yaptırılan 09/12/2014 tarihli bilirkişi raporuna göre maktülenin asgari ücretli olduğu varsayılarak davacı Meryem İnce'nin uğradığı nihai maddi zararının 49.828,00 TL olduğu soncuna varıldığı gerekçesiyle; maddi tazminat istemi yönünden davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, manevi tazminat istemleri yönünden ise davanın kabulüne, kabul edilen tazminatın idareye başvuru (19/12/2012) tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir....

          Diğer bir anlatımla, maddi ve manevi tazminat davalarında alacağın güvence altına alınması amacıyla kural olarak ihtiyati haciz koruma tedbirine başvurulabilecek, eldeki davada davalı işleten ..'e ait otomobilin davanın konusunu oluşturmadığından ihtiyati tedbir kararı verilemeyecektir. Zarar haksız eylemden kaynaklandığından tazminat haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. Dosyada bulunan bilgi ve belgeler de nazara alındığında haksız fiil (yaralanma) tarihi itibarıyla davacıların maddi ve manevi tazminat alacakları muaccel hale gelmiştir....

            Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminata (para alacağına) yönelik olduğuna göre; geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmesi ve bu yönde inceleme yapılması gerekirken, davacı tarafın istemi gibi ihtiyati tedbir olarak kabul edilerek değerlendirme yapılması hukuka uygun olmamıştır. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : İstinaf başvurusunun esastan reddi Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hükme yönelik, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : 1- Davacı ... için; 231,60 TL maddi ve 900 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine 2- Davacı ... için; 226,60 TL maddi ve 900 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacıların tazminat taleplerinin kısmen kabulüne ilişkin hükümler, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan ve 21.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5219 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik HUMK’un 427. ve ek 4. maddelerindeki temyiz sınırı ve hükmolunan tazminat miktarlarına göre hükümlerin davalı taraf açısından kesin olması nedeniyle davalı vekilinin temyiz isteminin 1086 sayılı HUMK’un 432. maddesi gereğince REDDİNE, 15/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu