Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. Her iki hukuki koruma tedbiri; amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

İlk derece mahkemesince 17/01/2022 tarihli ara kararı ile "tedbir kararının dava değeriyle sınırlı miktarda verilebileceği, manevi tazminatın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle miktar tespiti bu aşamada mümkün olamayacağından sunulan delillere göre yargılamanın aşamasıyla sınırlı takdiren belirleme yapıldığı, verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı" denilerek ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Dava; iş kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Talep; derdest dosyada davalılar aleyhine geçici hukuki koruma tedbiri olan ihtiyati haciz kararı ve TBK 76. maddesi uyarınca geçici ödeme kararı verilmesine ilişkindir. Mahkeme ihtiyati haciz talebini reddetmiş, gerekçesinde delillerin toplanmadığı, alacakların varlığı ve yokluğunun belli olmadığı, yargılamayı gerektiği, yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediği, alacağın muaccel olmadığı, davacının davalının mal kaçırma ihtimalinin ispatlanmadığı ve soyut kaldığı gerekçesine dayanılmıştır....

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabulü ile 28,20 TL maddi, 45,00 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, Temyiz Edenler : Davacı vekili, Davalı vekili Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırının 5.810 TL olduğu ve 2911 sayılı kanuna muhalefet suçundan 14.03.2014-15.03.2014 tarihleri arasında 1 gün gözaltında kalan davacının 1.250 TL maddi, 1.250 TL manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 28,20 TL maddi, 45,00 TL manevi tazminat takdir edilmesi nedeniyle toplam 73,20 TL, davacının reddedilen tazminat miktarının 2.426,8 TL olması nedeniyle hükmün davalı ve davacı açısından kesin olduğu görülmekle; 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi uyarınca halen...

    Özellikleri dikkate alındığında seyirden yasaklama koruma tedbiri, klasik koruma tedbirlerinin sahip olduğu amaca hizmet etmemekte, suçun önlenmesi amacını taşıdığı anlaşılmaktadır. 6222 sayılı Kanun'da tanımlanan veya anılan Kanun'un yollamada bulunduğu diğer kanunlarda belirtilen suçlarla ilgili olarak başlatılan ceza muhakemesinin anılan Kanun'un 18/1. ve 18/6. maddesinde belirtilen kararlardan biri ile sonuçlanması halinde, koruma tedbiri niteliğinde olan seyirden yasaklama tedbiri, güvenlik tedbiri niteliğinde olan seyirden yasaklanma yaptırımına dönüşür ve anılan Kanun'un 18/1. ve 18/6. maddelerinde belirtilen sürelerle spor müsabakalarını seyirden yasaklanma tedbirinin uygulanmasına devam edilir. 6222 sayılı Kanun'un 18/5. maddesinde, koruma tedbiri olarak verilen "seyirden yasaklama" kararına karşı itiraz mercileri gösterilerek hangi hallerde "seyirden yasaklama"nın kaldırılacağı belirtilmiştir....

      Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 04.12.2021 tarihli, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğu gerekçesiyle hükmün bozulması yönünde görüş içerir tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur. II. TEMYİZ SEBEPLERİ Davacı vekilinin temyiz istemi; maddi tazminatın asgari ücret üzerinden hesaplanmasının hatalı olduğuna ve hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğuna ilişkindir. III. DAVA KONUSU Temyizin kapsamına göre; A....

        Ceza Dairesinin 2018/804 E., 2019/901 K. sayılı kararıyla 01.06.2018 tarihinde beraat ettiği, söz konusu bu kararın 17.07.2019 tarihinde kesinleştiği, kesinleşmiş beraat kararının sanığa 19.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, kararın kesinleşmesi ile davacı vekili tarafından açılan işbu davada haksız koruma tedbiri nedeniyle 300.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, davanın süresinde açıldığı, Uyap sistemi üzerinden yapılan araştırmada davacının aynı hususta açılmış başka bir davasının bulunmadığı anlaşılmıştır. Maddi tazminat talebi yönünden; davacının tutuklu kaldığı belirtilen tarihte aylık ve günlük kazancının ne kadar olduğu, maddi zararı var ise bu zararlarına ilişkin belgelerin ve aylık kazancına ilişkin belgeleri mahkemeye sunulması istenmiş, aylık ve günlük kazancına ilişkin herhangi bir belge mahkememize sunulmadığı takdirde tazminat hesabının asgari ücret üzerinden yapılacağı hususu da bildirilmiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Maddi tazminat talebinin reddine, 450.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekili ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Davacının gözaltında ve tutuklu kaldığı dönemlerde emekli olup olmadığı araştırılarak, emekli olduğunun belirlenmesi halinde 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak kazanç kaybı tutarının maddi tazminat kapsamında davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi...

            Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminata (para alacağına) yönelik olup; geçici hukuki koruma istemi de ihtiyati haciz isteğine ilişkindir. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda; Marmaris 2....

            İhtiyati haciz esasen geçici bir hukuki koruma olup, geçici hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsüdür. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmemektedir. 4. Davacının davası trafik kazası nedeni ile cismani zarardan kaynaklı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu olay nedeni ile davalıların sorumlulukları 2918 sayılı KTK ve 6098 sayılı TBK hükümleri ile ZMMS poliçesi kapsamında sürücünün kusuru oranındadır....

              Buna göre; 1-İhtiyati haciz, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir. (HMK 406/2) İİK'nun 257 ve izleyen maddelerine göre rehin ile temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Bu kuralın haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteklerinde de uygulanması gerektiği belirgindir. Çünkü bu isteklerde de para alacağına kavuşulması amaçlanmaktadır. Yargıtay'ın istikrar kazanmış ilke ve uygulamalarına göre, haksız eylemden kaynaklanan zarar haksız eylemin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki “muacceliyet” kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 24/05/2016 gün ve 2016/4517-6851 E.K. ) 2-İhtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir....

                UYAP Entegrasyonu