Esas sayılı dosyasında takip alacaklısına borçlu olmadığının tespiti için karşı dava yoluyla menfi tespit davası açtığı, Karşı davaların yazılı yargılama usulüne tabi olmasına rağmen iflas istemli asıl davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu gözetilerek her iki karşı davanın tefrik edildiği ve davaların yukarıdaki esasa kaydının sağlandığı dosya kapsamıyla sabit olup; mahkememizce itirazlı iflas davasına karşı açılan her iki menfi tespit davasında öncelikle davacıların hukuki yararının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmiştir. İtirazlı iflas davası açılıp görülmekte iken, aynı icra dosyasındaki borç nedeniyle, borçlunun ileri sürebileceği itirazlarını, davalı sıfatıyla itirazlı iflas davasında ileri sürme imkanı bulunduğundan ayrı bir menfi tespit davası açmada hukuki menfaati bulunmamaktadır. Hukuki menfaat HMK 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup HMK nun 115 maddesi gereğince mahkemece davanın her aşamasında re' sen dikkate alınması gerekir....
MAHKEMESİNCE : Somut olayda; açılan menfi tespit davası ; ticaret mahkemesi sıfatıyla görülmesi gereken ticari bir davadır. yapılan incelemede; söz konusu davada zorunlu olan arabuluculuk yoluna başvurulmadığı anlaşıldığından; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. İSTİNAF BAŞVURU : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda arabulucuya başvuru yapılmış olmasının dava şartı olduğunu ancak menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceğini, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davanın TTK da düzenlenen kambiyo senetlerinden kaynaklı dava olması sebebiyle TTK 4. Maddesi ve 5....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Eldeki dava, İİK m.72'ye göre açılan menfi tespit davasıdır. .... Asliye Ticaret Mahkemesi ... Esas sayılı dosyası Uyaptan celbedilmiş ve incelenmiştir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/6848 E., 2014/4247 K., 04/03/2014 tarihli ilamında, "davacı aleyhindeki icra takibi kesinleşmiş ilama dayalı olup, kesinleşen ilama karşı menfi tespit davası açılamaz. Bu durumdaki davacının ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçeyle esastan reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı gibi, bu gerekçe ile davanın reddi sonucunda İİK'nun 72. maddesindeki yazılı tazminata hükmolunabilmesi için gerekli şartların somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden tazminata hükmedilmesi de doğru değildir." gerekçesi ile kesinleşmiş ilama karşı menfi tespit davası açılamayacağı belirtilmiştir....
İcra takibinden sonra menfi tespit davası açılması halinde verilebilecek tedbir kararlarının niteliği usul ve esaslara 2004 sayılı İİK'nın 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadıgını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacagın yüzde onbesinden asagı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış dosya ilk olarak görev yönünden değerlendirme yapılmıştır. İcra dosyası celp edilmiş taraflarca dosyaya sunulan diğer deliller ile birlikte incelenmiştir....
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı : Mahkemece, davacı tarafından açılan davanın icra takibi başlatıldıktan sonra açılan menfi tespit davası olduğu, İİK 72/3. Maddesi uyarınca ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına da karar verilemeyeceği, kaldı ki davacının icra takip dosyasında taraf sıfatı olmadığı gerekçeleriyle İstanbul 6. İcra Müdürlüğünün 2019/36022 Esas sayılı takip dosyasının durdurulması talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle ".....İİK 72/3 maddesi uyarınca her ne kadar takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması talep edilemez dense de; mahkemenin de hükmün devamında belirttiği gibi müvekkilin dosyada taraf sıfatı bulunmamaktadır. Müvekkilin alacaklı ve esas borçlu ile herhangi bir organik bağı olmadığından; alacaklının borçluya yönelttiği takipten önce işbu davanın açılması ve tedbir istenmesi oluşa ve hukuka aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalı ile aralarında kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin 10. Maddesi gereğince 50 000 € değerinde teminat senedi verdiğini, sözleşmenin feshedildiğini verilen teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece HUMK’un 8. maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan her türlü tahliye ve bu davalarla birlikte açılan kira alacağına ilişkin davalara bakmakla görevli mahkemelerinin sulh hukuk mahkemeleri olduğundan mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir....
Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit KARAR : Adıyaman 4....
Yukarıda görüldüğü gibi icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası icra takibini kendiliğinden durdurmayacağı gibi mahkemece ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemez. Ancak davacı/borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’nden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi (yani icra takibinin beşinci safhası olan paranın alacaklıya ödenmesi safhasını durdurmak) için ihtiyati tedbir karar verilebilir (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 53). Bu durumda, icra takibinden sonra açılmış işbu menfi tespit davasında ancak İİK'nın 72- (3) maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir.Nitekim mahkemece 29/11/2021 tarihli tensip ara kararı ile teminat karşılığı bu yönde tedbir kararı verilmiştir....
Mahkemece, davacının kamu tüzel kişisi olduğu, yaptığı kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğunun özel hukuk hükümlerine tabi olmadığı, görev ve yetkilerini kullanırken oluşan zararların niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklandığı, bu zararların tazmini amacıyla İYUK'nın 2. maddesi gereğince idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği, somut olayda belediyenin yağmur suyu hattı geçirilmesi kapsamında ihale etmiş olduğu iş nedeniyle oluşan zarardan idare aleyhine idari yargıda tam yargı davası açılması gerekirken, davacı aleyhine doğrudan icra takibi başlatıldığı, davacının ise eldeki menfi tespit davasını açtığı icra takibine süresi içinde itiraz edilmemiş ise adli yargıda açılan menfi tespit davasının yargı yoluna ilişkin kuralları bertaraf etme sonucunu doğuracağından dinlenmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle dava dilekçesinin dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir....