Varlık Yönetimi A.Ş. olduğu görülmekle birlikte, davacının maaş hesabından yapılan kesintinin sebebi anlaşılamamakta, asıl alacaklının kim olduğu hususunda da bir netliğe ulaşılamamaktadır. Dava konusu ... 20.İcra Müdürlüğü'ne ait 2005/2943 sayılı dosya getirtilip incelenmeli, takip sebebinin hangi tür borç ilişkisinden kaynaklandığı belirlenmeli ve temel borç ilişkisine ait sözleşme getirtilerek davalı ile alacağı temlik eden şirketin hukuksal durumuna açıklık getirilmeli, icra mahkemesince verilen karar da değerlendirilip daha sonra taraf iddia ve savunmaları üzerinde durularak bir karar verilmelidir. Karar bu yönler itibariyle usul ve yasaya aykırı olup, bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili banka ile görüşmelerinde çekeceği kredinin ödeneceği ihtimalinin banka gözünde kuvvetlendirir şekilde maaşını mal varlığının bir parçası olarak gösterdiğini, bu inançla hareket eden müvekkili bankanın davacıya kredi verdiğini, maaş hesabından aylık taksit bedellerinin tahsilinde haksız şart teşkil eden herhangi bir uygulamasının söz konusu olmadığını, davacı tarafından vadesinde ödenmeyen taksitlerin düzenli ödeme kanalı ile davacının maaş hesabından mahsup edildiğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir. YEREL MAHKEME KARARI: Antalya 2.Tüketici Mahkemesi'nin 2020/156 Esas, 2021/926 Karar sayılı 06/09/2021 tarihli kararı ile; "davanın kabulü ile, davacının maaşından yapılan kesintinin kaldırılmasına, 13.817,07- TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde karar verilmiştir....
GEREKÇE : Davacı, davalı bankadan kullandığı krediden kaynaklanan borcunun maaş hesabından kesildiğini ileri sürerek, maaş hesabına koyulan blokenin kaldırılması ve yapılan kesintilerin iadesini talep etmiştir. Mahkemece, davalı banka tarafından kredi sözleşmesinde davalıya verilen takas mahsup talimatı gereğince davacının maaş hesabına bloke koyularak kredi borcunun tahsil edilmesinin hukuka aykırı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karara karşı davacı taraf istinaf talebinde bulunmuştur. Davanın dayanağı olan, taraflar arasında yapılan kredi sözleşmesinin incelenmesinde; davacının banka hesapları üzerinde takas ve mahsup yetkisinin davalı bankaya verildiği, bu düzenlemeye göre borç taksitlerinin davacının maaş hesabından tahsil edildiği görülmüştür....
Maddesi dayanak bloke işlemine konu olan maaş miktarının 15.07.2008-12.06.2009 tarihleri arası 7.796,90 TL ı olduğu, davacının 12.06.2009 tarihinde Davacı Davalı Bankanın ... Şubesi'ne hitaben verdiği Dilekçesinde hesapta blokeli 7.646,90 TL'nın...'ya olan kefalet borcundan düşülmesini talep ettiği, davalı bankaca 12.06.2009 tarihinde bloke kaydının kaldırılarak talimat doğrultusunda 7.796,90 TL sının Vedat Yaralı'ya olan kefalet borcundan mahsup edildiği, 12.06.2009 tarihinden sonra ise maaş hesap üzerine bloke işlemi uygulanmadığı, yatan maaş tutarlarını da davacının Banka Kartı ile Bankamatik (ATM) den çektiği, 2009-2010 döneminde maaş hesabından yapılan kesinti bulunmadığı, Davacının maaşından ilk kesintinin 15.03.2007 tarihinde 431,00 TL, Ankara ...Dairesi’nin 2015/8254 E. sayılı dosyasından yapılan ilk kesintinin 25.02.2008 tarihinde 220,00 TL olarak gerçekleştirildiği, sözleşmenin 62....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki blokenin iptali/alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Çerkezköy 1.Asliye Hukuk Mahkemesince (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) verilen 2015/1251 esas 2017/18 karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi'nin 2017/791-938 sayılı kararının süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, müvekkili davacı ...'...
'ya geri ödeme" ve sair açıklamalarla kestiğini, müvekkilinin itirazı sonucu 2018 yılının bir döneminde, yapılan kesinti işlemine son verilmiş ve kısa bir süre için müvekkilinin maaşı kendisine ödendiğini, davalı bankanın tek taraflı olarak yapmış olduğu kesintinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilimin emekli maaşından başkaca geliri bulunmadığını, emekli maaşının haczedilebilme hallerinde dahi 1/4'nün haczedilebileceğini, ancak bankanın neyi dayanak göstererek kesinti yaptığının bilmemekle birlikte bir dayanaklarının olması halinde dahi, yapılan kesintinin maaşının 1/4'nü geçtiği, açıklanan nedenlerle müvekkilinin emekli maaş hesabından 2016 yılı Ocak ayından itibaren emekli maaşının tamamının kesilmesi suretiyle yapılan kesintilerin tamamının davacıya iadesine, emekli maaşının kesilmesi işlemine son verilmesine, müvekkilin emekli maaş hesabından emekli maaşının tamamı kesilmeye devam olunduğundan dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yapılan kesintilerin tedbiren durdurulmasına...
Dava, davacının maaş hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve bu yolla tahsil edilen paranın istirdadı istemine ilişkindir. İİK'nın 83. maddesi uyarınca maaşların kısmen haczi mümkün olup haczedilecek kısım maaşın ¼'ünden aşağı olamaz. Öte yandan, anılan maddede sayılan mal ve hakların haciz olunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar da geçerli değildir. O halde, açıklanan hükümler gözetildiğinde davacının maaşının yalnız ¼'ü oranında kesinti yapılabileceği halde, davalının davacıya ait maaş hesabının tamamını bloke etmesi hukuki dayanaktan yoksundur. Mahkemece, taraflar arasındaki bankacılık hizmet sözleşmesi uyarınca davacı tarafça hesaba bloke konulmasına ve doğmuş olan borçlar için hesaptan kesinti yapılmasına muvafakat verildiği ve davalının yaptığı kesintinin kredi kartı alacağının tahsiline yönelik olması gerekçesiyle istirdat istemi reddedilmiştir. Yapılan bu değerlendirme de yerinde değildir....
Bu durum karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ilkesi, sözleşme ve muvafakatname hükümleri dikkate alınarak; davacının kullanmış olduğu krediler nedeniyle taksitlerin ödenmesini serbest iradesi ile kabul edip onayladığı sözleşme hükümlerine göre, davalı bankanın davacının maaş hesabından tahsili yoluna gidebileceği, kesinti yapılması yönünden davacı tarafından davalı Bankaya 20/07/2017 tarihli talimatın verildiği, talimat doğrultusunda kesintinin 16/08/2018 tarihinde başladığı, dava tarihine kadar yapılan kesintilere ilişkin davacı tarafından sessiz kalındığı, bu nedenle kredi borçlarının maaş hesabından tahsil edilmesinin taraflar arasında teamül oluştuğu, dava tarihine kadar yapılan kesintilere ses çıkarmayan davacının, dava tarihi itibariyle kesinti miktarlarını talep etmesinde haksız olduğu, yukarıda ifade edildiği üzere yapılan kesintilerin de davacının verdiği talimat ve yetkiye istinaden yapıldığı..." gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir...
Dava, davacının davalı bankada bulunan emekli maaş hesabından kredi ödemelerine dayanılarak yapılan kesintinin tahsili istemine ilişkindir. 27.11.2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak 28.05.2014 günü yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 2. maddesine göre bu Kanunun kapsamını "her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" oluşturmakta olup anılan Kanun'un 3/1-l maddesinde de gerçek ve tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan bankacılık sözleşmeleri tüketici işlemi olarak düzenlenmiştir. Hal böyle olmakla, davanın açıldığı 24.07.2014 tarihinde yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalan uyuşmazlık yönünden, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacının icra mahkemesine başvurusunda; İstanbul 21.İcra Müdürlüğünün 2020/18741 Esas sayılı dosyasında emekli maaşını almış olduğu Vakıfbank hesabından para kesildiğini, emekli maaşından kesinti yapılamayacağını belirterek, yapılan kesintinin durdurulmasını talep ettiği, mahkemece haczin kalkması nedeniyle şikayetin konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, davacının istinaf talebinde bulunduğu anlaşılmıştır....