Dava konusu somut olayda, bütün dosya kapsamı, Mahkememizce alınan yukarıda tarihi belirtilen hüküm kurmaya, Mahkeme ve kanun yolu denetimine elverişli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davalının davacının maaş hesabından Resen yaptığı toplamda 4.577,00 TL kesintinin haksız olduğu kanaatine varılmış bu sebeple davacının istirdat davasının kabulüne karar verilmiştir. Manevi tazminat davası iççin yapılan değerlendirmede ise ; davalı banka tarafından yapılan kesinti işleminin davacının kişilik haklarına zarar vermediği anlaşıldığından davacının manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir. Tüm açıklanan sebeplerle davacının davasının kısmen kabülüne kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Dava, davacının davalı bankadan tüketici kredisi kullanılırken kredi taksit tutarlarının maaş hesabından kesilmesine dair otomatik ödeme talimatının iptali talebine ilişkin muarazanın giderilmesi ve davacının iradesi dışında yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. (Emsal nitelikteki davalara 13. Hukuk Dairesi bakmıştır. 13. Hukuk Dairesi’nin 2013/23979-32953 E.K, 2012/17893-24756 E.K. ve 2012/24916 E.2013/2571 K. sayılı ilamları) Dosyanın temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’ne ait bulunmaktadır. Ancak 13. Hukuk Dairesi’nce de gönderme kararı verildiğinden dosyanın Başkanlar Kurulu'na sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, konut kredisi sözleşmesinden doğan haksız kesintinin iadesi istemine ilişkindir. Davalı banka, cevap dilekçesinde kesintinin sözleşmeye ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiş; temyiz dilekçesinde ise kredinin yeniden yapılandırılması sırasında davacının hesabından yapılan 1.191,78 TL ve 1.164,00 TL‘lik kesintilerin davacı hesabına iade edildiğini savunmuştur. Dosya içinde bulunan hesap hareketlerinden, davalı bankanın yaptığı 1.191,78 TL ve 1.164,00 TL‘lik kesintilerin iade edildiği anlaşılmaktadır....
ancak anlaşma sağlanamadığını iddia ederek; İstanbul Anadolu -----.İcra Müdürlüğünün ------- esas sayılı dosyasının dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren durdurulmasını, müvekkilinden maaş ve hak edişlerinden yapılan kesintinin alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini, söz konusu fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla faizi ile birlikte istirdadına, icra takibinin iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini talep ve beyan etmiştir....
Somut olayda, alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce borçlunun çalıştığı kuruma yazılan haciz müzekkeresinde, maaş ve ücretlerinin 1/4'ü ile ziyade ücretlerinin tamamının borç bitinceye kadar ihtiyati haczine karar verildiğinin bildirildiği, ilgili kurumun verdiği cevapta ise, borçlunun maaşının 1/4'ünün kesileceğinin, ilk kesintinin Temmuz 2015'te yapılacağının belirtildiği görülmektedir. 4857 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca işçilerin aylık ücretlerinin ancak 1/4'ü haczedilebilir. İkramiye de ücretten sayıldığından, onun da aynı koşullarda (1/4'ü) haczini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Mahkemece, borçlunun beyanında, maaşı dışında da kesinti yapıldığı ifade edilmiş olup, ilgili kurumdan kesintinin niteliği sorularak, maaş dışında başka bir kesintinin yapılıp yapılmadığı tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden ve eksik inceleme ile istemin sonuçlandırılması isabetsizdir....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonucunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının hesabından 26/10/2010- 20/11/2011 tarihleri arasında ATM aracılığıyla toplamda 24.810,00 TL nakit paranın çekildiği, ATM'den yapılan para çekme işlemlerinin davacıya ait banka kartıyla yapıldığı, davacının ATM'den para çekme işlemlerinin yapıldığı hesabından ihtiyaç kredisi kullandığı, para yatırma ve yatırım işlemleri yaptığı, kredi taksitlerini ödeme günlerinde hesabına nakit yatırarak ödediği tespit edilmiş olup, davacı vekilinin 22/06/2017 tarihli celsede davacının davalı bankadan maaş hesabı için kullanılmak üzere bankamatik kartı aldığı ancak, daha sonra iptal ettirdiğine ilişkin beyanı ile bilirkişi raporundaki tespitler birlikte değerlendirildiğinde ispat yükünün davacı yanda olduğu anlaşılmakta olup, davacı yanca davalı bankadan aldığı maaş kartının iptal edildiğini, söz konusu maaş kartı ile davacının hesabından ATM aracılığıyla çekilen paraların davacının bilgisi ve rızası dışında çekildiğini, yapılan işlemlerden haberdar olmadığını...
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/455 Esas KARAR NO : 2021/731 DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/10/2020 KARAR TARİHİ : 11/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı bankanın TBK’nun 20.maddesi ve devamı Genel İşlem Koşullarına aykırı olarak, müvekkilinin hesabından kredi kullanmamasına rağmen 404,36 TL tutarında Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti kesintisi yaptığını oysa ... Bankası, ..., ..., ..., ... ve ...’ın böyle bir ücret almadığı, davalı bankanın sözleşmeye aykırı ve fahiş olarak kesinti yapmış olduğunu, diğer taraftan; ......
Gerekçe: Dava, davacının maaş hesabından haberi ve muvafakati olmadan kesilen paranın iadesine yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde yapılmış bir icra takibi, dava şartıdır. İcra takibinde yetki kurallarının düzenlendiği 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesinin birinci fıkrasına göre “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.” Dava açıldığı tarihte yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 6. maddesinde de, genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ifade edilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 355/1 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemede; Dava; davacının, davalı banka nezdinde bulunan maaş hesabına tüketici kredisi sözleşmesi uyarınca banka tarafından konulan blokenin kaldırılması ve istirdadı istemine ilişkindir....