Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davalının eyleminin salt mala zarar vermeye yönelik olmadığı korkutmaya yönelik olduğu gerekçesiyle bir miktar manevi tazminata hükmedilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (TMK 24), isme saldırı (TMK 26), nişan bozulması (TMK 121), evlenmenin feshi (TMK158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (BK 47) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK 49). Bunlardan TMK’nın 24. maddesi ile BK’nın 49. maddesi daha kapsamlıdır....

    Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 111.750 TL müsbet zarar - kar mahrumiyeti alacağının yıkım tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ve manevi tazminata ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

      Davacı, murisinin iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere göre; davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

        Bu nedenle, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra 26. maddeye dayanılarak açılan rücu davalarında artışlar istenemeyeceğine göre, böyle bir ibare bulunmayan 10. maddeye dayanan rücu davalarında da gelirlerdeki artışların istenemeyeceği açıktır. ...19.03.2008 gün ve 2008/10-254E.-2008/266 K. sayılı Kararı da bu yöndedir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, Kurumca bağlanan gelirlerin ilk peşin değerinin (ve geçici işgöremezlik ödeneği miktarının) rücu edilebilecek kısmının hesaplanarak, bilirkişi raporunda belirlenen zarar tutarından indirilmesi gerekirken, yazılı şekilde fazla indirim yapılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Öte yandan, davalının manevi tazminat yönünden temyizine gelince; Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır....

          Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulü ile 104.741,50TL maddi tazminatın ve birleşme kararı verilen dosya talep olunan manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulü ile 35.000TL manevi tazminatın 26.08.2007 gününden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. 1-Dosya kapsamından, davacının iş kazası sonucu %36 oranında sürekli iş göremezliğinin bulunduğu ve iş kazasının meydana gelişinde %20 oranında davacı kusuru bulunduğu, hesap bilirkişisi tarafından asgari ücret ve emsal ücret araştırması üzerinden (asgari ücretin 1.5 katı ile) iki seçenekli rapor tanzim edildiği, mahkeme tarafından emsal ücret üzerinden değerlendirme yaptığı, montaj işçisi olan kazalı davacının 11.07.2007 günü davalı iş yerinde çalışmaya başladığı ve kazanın 26.08.2007 tarihinde gerçekleştiği, iş yeri dosyasında imzalı ücret bordrolarının bulunduğu, davalı işveren vekili tarafından .... kayıtlarına ve maaş ödemelerine rağmen...

            Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna(müterafık kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanunun 2. maddesine göre “Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları, gerçekleştirildikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanır”.Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşleri, Kurumca bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinin ve geçici işgöremezlik ödeneklerinin hesaplanan zarardan indirilmesi, Kurumun rücu hakkının korunması ve mükerrer ödemeyi önleme ilkesine dayandığından, kamu düzenine ilişkin olarak kabul edilmiştir....

              Kurumu Başkanlığı'nın raporuna atıfla yetinildiği görülmektedir.Hukuk hakiminin ceza yargılamasındaki kusur değerlendirmesi ile bağlı olmadığı da gözetilerek dava konusu kazada tarafların kusur oranlarının ne olduğu konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru değildir. 3-Dava dilekçesinde, kazada yaralanan davacı ... ile birlikte, anne ve babası olan davacılar ... ve .... için de manevi tazminat isteminde bulunulduğu; ancak bu davacıların istemleri hakkında değerlendirme yapılmadığı ve hüküm tesis edilmediği görülmektedir. 6098 sayılı TBK'nın 56/2. maddesinde "Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir." düzenlemesine yer verilmiş ve zarar görenin yakınlarına da belli hallerde manevi tazminat verilebileceği benimsenmiştir. Somut olayda, yaşı küçük davacı ...'...

                -Davacı taraf sözleşmenin haksız olarak fesih edilmesi nedeni davacı tarafın ticari itibarının ve müşterilerinin gözünde prestijlerinin zedelendiği iddiası ile Manevi Tazminat talebinde bulunmuştur....

                  -Davacı taraf sözleşmenin haksız olarak fesih edilmesi nedeni davacı tarafın ticari itibarının ve müşterilerinin gözünde prestijlerinin zedelendiği iddiası ile Manevi Tazminat talebinde bulunmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacılar ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, 26.10.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının haksahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu