Sanık müdafiinin temyiz isteğinin, hakkında davanın reddine karar verilen sanık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelik olması nedeniyle, yapılan incelemede; Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına vekalet ücretine hükmedilebileceğine göre, hakkında açılan kamu davası mükerrerlik nedeniyle reddedilen sanık yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, bu nedenle sanık müdafiinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 ve 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddeleri uyarınca sanık müdafiinin temyiz isteğinin REDDİNE, 25/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrerlik itirazı Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının bozulmasına dair 26.06.2014 tarih, 2013/21513 Esas, 2014/13619 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Düzeltilmesi istenen Yargıtay ilamıyla bunda atıf yapılan mahkeme kararında yazılı gerekçeler ve dosyada mevcut belgeler karşısında karar düzeltme isteği yerinde görülmediği gibi HUMK'nun 440. maddesinde yazılı dört halden hiç birine de uymadığından İİK'nun 366. ve HUMK'nun 442. maddeleri uyarınca REDDİNE, takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınmasına, 57,60 TL karar düzeltme harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın karar düzeltme isteyenden tahsiline, 29.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre alacaklının önce ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması yasal zorunluluk olduğundan, mükerrerlik iddiasının ancak rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dışındaki diğer takipler yönünden ileri sürülebileceği muhakkaktır." Bu durumda mahkemece mükerrerlik itirazının reddi ile borçlunun diğer itirazlarının incelenmesi gerektiğinden istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın deliller toplanılarak yargılama yapılıp karar verilmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile, İSTANBUL 3....
nin alacaklı bankaya 3.557.694,25 TL borcu olmadığını, borca ve fer'ilerine itiraz ettiklerini beyan ederek, takibin ve icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 23/01/2019 tarihli cevap dilekçesini özetle; Takip talebinde ve icra emrinde yer alan alacak kalemlerinin açıkça belirtilmiş olduğunu, alacak kalemlerinin banka kayıtlarına ve sözleşmelere uygun olduğunu, İİK.nun 150/ı ve 149....
İcra Müdürlüğünün 2021/428 E sayılı dosyası ile açmış olduğu icra takibinin takip talebinde hangi aylara ilişkin talepte bulunduğunun anlaşılamadığından, asıl alacağa, sözleşmeye, faizlerine, ferilerine ve takibin her unsuruna mükerrerlik iddiası da dahil olmak üzere itiraz edilerek takibin durduğunu, davacı yanın, açmış olduğu işbu davada ilgili takip konusu asıl alacağın 2018 yılı 3- 4- 5- 6- 7- 8- 9 aylara ait kira bedelleri olduğunu iddia ettiğini, fakat "İbrayı Ve Kısmi Feragati Havi Teslim Tutanağı" başlıklı belgede açıkça " .......
Kişi aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı ve mükerrerlik iddiasında bulunduğu mahkemece asıl borçlu şirketin iflas ettiği ve borçlu şirket yönünden Kayseri 6. İcra Hukuk mahkemesinin 2020/87 Esas sayılı dosyası ile borçlu hakkında takibin iptali nedeniyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmişi ise de, davacı ipotek malikinin mükerrerlik iddiasının incelenmediği mükerrerlik iddiasının incelenerek bu talebi hakkında da karar verilmesi gerekirken yargılamanın eksik bırakıldığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebi yerinde bulunduğundan HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince Kayseri 5. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/363 Esas 2021/200 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Köyü çalışma alanında bulunan 1429 parsel sayılı taşınmaz ile mükerrerlik oluşturduğunu ileri sürerek, 1429 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali istemiyle dava açmıştır. İlk Derece Mahkemsince davanın kabulüne dair verilen karar Yargıtay (Kapatılan) 16. Hukuk Dairesinin 09.04.2021 tarihli ve 2018/3218 Esas, 2021/3517 Karar sayılı ilamı ile "... Köyü 1154 parsel (yeni 136 ada 1) sayılı taşınmaz ile ......
oluşturan bölümünün bulunup bulunmadığının açıklanması istenilmeli; mükerrerlik oluşturan bölümün mevcut olması halinde bu bölümün iptal edilip edilmediği araştırılmalı; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği belirlenmek suretiyle sonucuna göre karar verilmelidir....
Mahkemece asıl davada davanın kabulüne, ....sayılı dosyasına konu edilen 30.08.2011 tarih 15.000,00 TL tutarındaki çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine; birleşen davada,....nün .... sayılı dosyasına konu edilen çeklerden 30.08.2011 tarihli 15.000,00 TL bedelli çek daha önce ....Esas sayılı dosyasına konu edildiğinden ve mükerrerlik nedeniyle takibin iptâline karar verildiğinden konusuz kalan bu çekle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına, takibe konu 25.09.2011 tarihli 9.250,00 TL ve 30.09.2011 tarihli 11.700,00 TL bedelli 2 çek yönünden ise davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının asıl davaya yönelik tüm, birleşen davaya yönelik sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir....
Ş.. hakkında yapılan duruşma sonunda; yaralama suçlarından mahkumiyetlerine ilişkin Çivril Sulh Ceza Mahkemesince verilen 05/12/2012 tarih 185/537 sayılı hükmün sanığın temyizi üzerine Dairemizin 04.12.2014 tarih ve 2014/19852 E 2014/40409 sayılı ilamı ile oy birliği ile bozulması yolundaki kararına karşı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 01.10.2015 tarih ve 2015/294145 sayılı yazısı ile verilen kararın Onanması yönünde Dairemize itiraz talebinde bulunularak itirazla ilgili yeniden değerlendirme yapılmak üzerine dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.10.2015 tarih ve 2015/294145 sayılı itiraz istemi yerinde görülmüş olduğundan Dairemizin04.12.2014 tarih ve 2014/19852 E 2014/40409 Karar sayılı onama kararı kaldırılarak yeniden yapılan incelemede; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, Sanık hakkında, Sivaslı Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/213 Esas 2010/103 karar sayılı kararında 765 sayılı...