Temyiz Sebepleri Şikayetçi borçlu temyiz dilekçesinde; mükerrerlik itirazı ve faiz oran ve miktarına yönelik itirazları hakkında da davanın kabulü gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. Şikayet edilen alacaklı temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, para alacaklarına ilişkin ilamların icrası kapsamında takibin mükerrerlik sebebiyle iptalinin gerekip gerekmediği ve yabancı para cinsinden talep edilen işlemiş faiz alacağı miktarının doğru olup olmadığına dair şikayete ilişkindir. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Mükerrerlik iddiası da borca itiraz niteliğinde olduğundan yasal sürede icra dairesine yapılmalıdır. Şikayet yoluyla mükerrerlik nedeniyle takibin iptali istenemeyeceği gibi, borca ve faize de itiraz edildiği görülmektedir. (Yargıtay 12 HD 2016/2174 E 2016/16008 K) Bu durumda Mahkemece asıl borçlu şirket ve ipotek veren aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlatıldığından, borçluların davasının reddine karar verilmesi gerekirken, "İstanbul 10....
Yönetim A.Ş. tarafından itirazın iptali ilamına dayalı olarak 03.06.2014 tarihinde borçlu aleyhine ilamlı icra takibine başlandığı, borçlunun süresinde icra mahkemesine başvurarak, alacağın zamanaşımına uğradığını, talep edilen faize ve oranına itiraz ettiklerini ve aynı alacakla ilgili daha önce ... 1....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Görevi Kötüye Kullanmak Hüküm : Mükerrer açılan davanın reddi Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mükerrerlik nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/7. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde hükmün gerekçesinde ve hüküm fıkrasında mükerrir açılan davanın reddine karar verildiğinin belirtilmesi sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. Suç tarihinde İstanbul Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın, muris ...’den kalan mirasın intikali ile ilgili davaların açılması ve takibi için vekâletname ile mirasçılardan ..., ..., ..., ... ve ....'...
Tapu Müdürlüğü'nce, mülkiyeti davacı ...’e ait 739 parsel ile mera olarak sınırlandırılması yapılan 315 sayılı parsel sayılı taşınmazlarda mükerrerlik olduğunun tebliği üzerine davacı ... vekili, 739 parsel sayılı taşınmazının yüzölçümü olan 9.200,00 metrekarenin 315 parselden ifraz edilerek vekil edenin adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davanın niteliği itibariyle, taşınmazın kaydındaki mükerrerlik şerhinin iptali istemine ilişkin olduğuna göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 08.11.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
Yönetimi ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Temyiz incelemesi yapılabilmesi için; Harita-fen bilirkişisinin hükme dayanak alınan 04/11/2014 tarihli raporunda 10731 ada 2 parsel içerisinde yer alan C(283,753 m2), D(1135,843 m2), E(1539,282 m2) bölümlerinin aynı zamanda 10658 ada 9 numaralı parsel içerisinde kaldığı ve mükerrerlik oluştuğu belirtildiğinden dava dosyasının aynı fen bilirkişisine tevdi edilerek hem 10731 ada 2 numaralı parseli hem de 10658 ada 9 numaralı parselin kadastro çaplarının ayrı ayrı gösterilmesinin istenilmesi, ayrıca daha geniş kadastro paftası üzerinde sınırların ayrı ayrı renkli kalemlerle gösterilerek çizilmesi ve mükerrerlik oluşup oluşmadığının belirlenip ek rapor tanzim edilmesinin istenilerek dosyaya konulması, Ayrıca, dava dosyasının, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 433/3. ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri...
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında Otomobil Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, davalının kira bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili için girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe konu faturaların daha önce başka takiplere konu olduğunu, mükerrer takip yapıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabulüne, itirazın iptaline, takibin 46.052.048.878.-TL. üzerinden devamına, asıl alacak üzerinden % 7 akdi faiz yürütülmesine, % 40 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı vekili, davaya karşı süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde; dava konusu faturalardan kaynaklanan alacaklarla ilgili olarak davacı (alacaklı) tarafından yapılan icra takiplerine itiraz edilmesi üzerine İstanbul 10....
Sayılı dava dosyası ile talep yönünden mükerrerlik bulunmadığının, işbu davaya konu takip talebi alacakları içerisinde depo isteminin yöneltilmediği, dolayısıyla hesaplanan nakdi alacaklar yönünden mükerrerlik olmadığı, Mahkemenin kesinleşen 2017/73 E. Sayılı dava dosyası kapsamında kefile yöneltilen depo isteminin hüküm dışında bırakıldığı, aynı sözleşme ilişkisine dayanan ancak farklı kalemlerden kaynaklı alacaklar ile ilgili mükerrerliğin tespit edilmediği, tereddüte yer vermeyecek şekilde belgelenen nakdi alacaklar ile ilgili ilerleyen safhada da mükerrerlik oluşma ihtimalinin bulunmadığı, işleme konulmayan, akıbeti belli olmayan ve henüz tazmin olmayan toplam 20 adet çek ile ilgili gerek işbu davada gerekse kesinleşen Mahkemenin 2017/73 E....
Borçlu hakkında devam etmekte olan bir icra takibinin mevcudiyetine rağmen, aynı alacaklının, aynı borçluya karşı, aynı alacak sebebi ile yeniden icra takibi başlatmasının usulsüz olduğuna dair iddia, takip hukukunda mükerrerlik şeklinde nitelendirilmiş olup, medeni usul hukukundaki karşılığı ise derdestliktir. 1086 sayılı HUMK’nın 187/1-4 ve 194. maddelerindeki düzenlemede derdestlik, ilk itiraz olarak nitelendirilmiş iken, 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girmesi ile 114/1-ı maddesinde yapılan düzenleme ile dava şartı haline getirilmiştir. İİK’da derdestlik iddiasının ileri sürülme şartları yönünden bir düzenleme bulunmadığından, HMK’da dava şartı olan derdestlik, icra takibi bakımından takip şartı haline gelmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVATÜRÜ: KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vd. vekili Avukat ... ile aleyhine temyiz istenilen Hazine vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro Müdürlüğü'nün 29.02.2012 tarihli yazısı ile; ... Köyü idari sınırları dahilinde bulunan 147 ada 1 ve 2 parsel sayılı taşınmazların, 1970 yılında üretilen ... Köyü paftasındaki çalışma alanı sınırı dikkate alınarak, ......