Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Beldesine ait çalışma alanı sınırının 34 nolu sınır taşında 35 nolu sınır taşına düz bir hattın çekildiği ve 1521 parselin kuzeydoğu köşesinden geçtiği, diğer dava konusu ... köyüne ait kadastro çalışmasınında aynı 1/5000 ölçekli fotogrametrik pafta üzerinden yapıldığı, mürekkepleme işleminin aynı pafta kullanılarak gerçekleştiği, bu nedenle kadastro paftasında bir mükerrerlik oluşmadığı, 1521 ve 1523 parsellerin aynı pafta üzerinde tersim edilmesi nedeniyle mükerrerliğin de oluşmasının mümkün olmadığı, ancak ... Köyü çalışma alan sınırının kadastrosu daha önce yapılan ... Beldesi kadastro çalışma alanı sınırına uyması gerekirken, bu sınıra uymadığı ve ... Beldesi çalışmalarının sınırının bir kısmını içine aldığı, bu nedenle çalışma alanı sınırında mükerrerlik oluştuğu, mükerrerlik oluşan kısmın ......

    CEVAP Davalı alacaklı banka vekili cevap dilekçesinde; takibe konu bononun borç senedi, yani ödeme aracı olduğunu, somut olayda mükerrerlik iddiasının dinlenemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; takibe konu senedin önünde veya arkasında teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibarenin bulunmaması gerekçesiyle itirazın reddine, icra takip dosyasındaki takibin devamına, takip fiilen durdurulmadığından davacı aleyhinde tazminata hükmedilmesine yer olmadğına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı borçlu şirket vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Şikayet dilekçesindeki hususların tekrar edildiği görülmüştür ve ödeme itirazı ile mükerrerlik iddiasının mahkemece hiç araştırılmadığı ileri sürülmüştür. C....

      Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna davanın kısmen kabulü ile 59.971,00YTL tazminatın 31.08.2005 tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda yasal faiziyle ve tahsilde mükerrerlik olmamak kaydıyla davalıdan tahsiline, birleşen dava yönünden davanın kabulü ile 59,971,00YTL tazminatın 16.01.2006 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile ve davalının sorumluluğunun poliçede belirtilen limit dahilinde ve tahsilde mükerrerlik yapılmamak suretiyle davalı sigortadan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı ...Servis ve Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalılar ...Servis ve Otomotiv San. ve Tic. Ltd....

        Kadastro Mahkemesinin 1986/112-1998/5 sayılı dosyasında verilen hükmün mükerrerlik teşkil ettiğini belirterek mükerrerliğin tavzih yolu ile giderilmesini talep etmiş, mahkemenin 13/07/2017 tarihli ek kararı ile her iki hüküm de henüz kesinleşmediğinden mükerrerlik oluşmadığı, kaldı ki mükerrer hüküm olsa bile bu hususun tavzih yoluyla giderilmeyeceği gerekçesiyle tavzih talebinin reddine karar verilmiş, ek karar davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraza ilişkin hükmün tavzihi talebine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu çalışmaları 1982 yılında gerçekleştirilmiştir. Genel arazi kadastrosu ise 1979 yılında yapılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, davacı ......

          Köyü 2833 sayılı parsel ile mükerrerlik arz ettiğini, bu nedenle yapılan düzeltme işlemi neticesinde yüzölçümünün azaldığını belirterek, bu kısımda yapılan işlemin iptali ile taşınmazın eski yüzölçümüyle tescili istemiyle Kadastro Müdürlüğü aleyhine dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, davalı kurum tarafından yapılan işlemin iptaline, davaya konu davacı ... adına kayıtlı ... İli ... İlçesi ... Köyü 620 parsel sayılı taşınmazın önceki yüzölçümü olan 26.000 metrekare olarak aynı şekilde davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasında bulunan 26.11.2013 tarihli Kadastro Müdürlüğü yazısına göre; ... Köyü ile ... Köyü'nde bulunan ve aralarında dava konusu taşınmazların da bulunduğu bazı taşınmazların mükerrerlik arz ettiğinin belirlendiği ve ilgili işlemin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesinin 1. fıkrasına göre sonuçlandırılmasının istendiği, yazı ekine ......

            Mahkemece, gerçek kişiler adına oluşturulan 7190 ve 7191 parsellerin davacı ... adına kayıtlı parsellere mükerrerlik oluşturduğu tespit edilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ne var ki, iptali istenilen taşınmazların bir kısmının 01.04.2015 havale tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokili raporda, Belediye adına kayıtlı taşınmazların parsel sınırı dışına taştığı görülmesine rağmen bu husus gözardı edilerek tamamının iptaline karar verilmesi hatalıdır. Öte yandan, tapu kaydı iptal edilen taşınmazlarla mükerrerlik oluşturan taşınmazların, halen Belediye adına tescilli olması nedeniyle, yalnızca mükerrer kayıtların iptaliyle yetinilmesi gerekirken ayrıca tescile de karar verilmesi doğru değildir....

              Aynı alacak için aynı ipoteğin ise tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile dahi olsa ilk takip devam ederken, yeniden takibe konulması mükerrerlik oluşturur. Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, mükerrerlik oluşturduğu iddia edilen icra takip dosyaları getirtilip, takip şekilleri ve mükerrerlik oluşturup oluşturmadıkları ve şikayet süreleri ile şikayetçilerin sıfatları da değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçilerin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                İcra Müdürlüğü'nün 2013/7318 Esas sayılı dosyasında genel haciz yolu ile başlattığı takipten, mükerrerlik itirazına konu yapılan Bursa 3.İcra Müdürlüğü'nün 2014/421 Esas sayılı dosyasında takip başlatılmadan önce, 15.01.2014 tarihinde feragat ettiği dikkate alınarak mükerrerlik itirazının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Kabule göre de; mükerrerlik itirazı borca itiraz olduğu halde, itirazının kabulü nedeniyle takibin "durması" yerine "iptaline" karar verilmesi de doğru görülmemiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davalı alacaklılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu ilk ilamın kaldırılması ile ilk takibin dayanaksız kaldığını ve halihazırda kapalı olduğunu, bu nedenle yeni ilama dayanarak yeni bir icra takibi başlattıklarını, mükerrerlik iddiasının reddi gerektiğini, takipte ilama uygun faiz talep ettiklerini beyanla şikayeti reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; ilk başlatılan takip dosyasında tahsili mümkün olan alacağın, makul bir neden olmaksızın yeni bir takip ile istendiği anlaşıldığından şikayetin kabulüne, İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'nün 2022/14752 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar vermiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                  Asliye Ceza Mahkemesi‘nin 2015/675 Esas sayılı dosyası ile iş bu dava dosyası arasında mükerrerlik bulunmadığı, suç tarihlerinin farklı olduğu, dolayısıyla aynı fiil nedeniyle açılmış davalar olmadığı anlaşılmakla, yargılamaya devamla davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu