Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in, kendisinin ticaret siciline tescilin sağlanması konusunda yetkili olduğunu, kanuni süresi içerisinde pay devrinin şirket müdürünce (yani kendisince) yapılmadığında devrettiği paylarla ticaret sicilinde adının silinmesini sağlayacağını kabul ve beyan ettiğini, hisse pay devri işleminin üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen ne davalı şirket ne de ... tarafından hisse devrinin ticaret odasına bildirilmediğini, tescile dair herhangi bir işlem de başlatılmadığını, davalıların kötü niyetli olduğunu, bildirerek; müvekkilin bedelini ödeyerek satın aldığı şirket hisselerinin ticaret odasına bildirilip adına tescilinin tespitini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekiline yapılan usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, limited şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan ortaklığın tespiti ile ticaret sicile tescili istemlerine ilişkindir....

    a devrine ilişkin 28/04/2007 tarihli işlemin iptaline, mezkur hisselerin davacıya aidiyetinin tespitine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacının terditli taleplerinden, hisselerin davalıya devrinin iptali ile davacıya aidiyetinin tesbitine dair yerel mahkeme kararının, hisselerin davalıya geçtiği gerekçesiyle bozulmasına ilişkin bozma kararına yönelik davacı vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK 440 maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmemesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dava, Anonim Şirket hisse devir sözleşmesindeki bedelin ödenmemesi nedeniyle hisselerin aynen iadesi veya hisse devir işlemi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Terditli taleplerden zararın tazminine gelince; Mahkemece, davalı şirkette davacıya ait 76 payın davalı ...'...

      DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 08/03/2021 KARAR TARİHİ : 03/11/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ... ile davalı şirket yetkilisi ...n 1999 Yılında evlendiklerini ve evlilik birliktelikleri devam ederken davalı şirketi kurduklarını, sonrasında ise 08/06/2018 tarihinde boşandıklarını, boşanmadan sonra tarafların bir arada çalışmaları mümkün olmayacağından davacı adına kayıtlı bulunan davalı şirket hisselerinin şirket yetkilisi Kemal Kutlugün'e devri hususunda anlaştıklarını ve boşanma ilamında da bu hususu karar altına aldıklarını, müvekkilinin 21/06/2019 tarihli limited şirket hisse devir sözleşmesi ile şirket hisselerini 20.000,00 Tl bedel mukabilinde davalı şirket yetkilisi ve diğer ortak Kemal Kutlugün'e devrettiğini...

        nun terekesi kapsamında bir mal varlığı olmadığını, davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davalı şirket hisselerinin tamamının davalıya ve diğer davalıya ait olup şirketi hisselerinin tekere mal kapsamında olmadığını, davacı tarafın işbu davaya ikame etmek bakımından hukuki yararı bulunmadığını, davacının taraf ehliyetine sahip olmadığını, davayı tek başına açmasının mümkün olmadığını, davalı şirkete ait payların tamamının 20/05/2016 tarih 2016/21 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile nama yazılı pay senedine bağlandığını, nama yazılı pay senetleri bastırıldığını ve pay senetlerinin aynı tarihte teslim-tesellüm tutanağı ile müteveffaya teslim edildiğini, akabinde yapılan işlemlerin usulüne uygun olarak kanunların öngördüğü şekilde gerçekleştirilmiş olup davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, şirket hisselerinin sahtecilikle ele geçirildiği iddialarının gerçek dışı olduğunu, şirket hisselerinin usulüne uygun olarak devredildiğini ve pay defterine kaydedildiğini, davalının diğer...

          nun terekesi kapsamında bir mal varlığı olmadığını, davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davalı şirket hisselerinin tamamının davalıya ve diğer davalıya ait olup şirketi hisselerinin tekere mal kapsamında olmadığını, davacı tarafın işbu davaya ikame etmek bakımından hukuki yararı bulunmadığını, davacının taraf ehliyetine sahip olmadığını, davayı tek başına açmasının mümkün olmadığını, davalı şirkete ait payların tamamının 20/05/2016 tarih 2016/21 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile nama yazılı pay senedine bağlandığını, nama yazılı pay senetleri bastırıldığını ve pay senetlerinin aynı tarihte teslim-tesellüm tutanağı ile müteveffaya teslim edildiğini, akabinde yapılan işlemlerin usulüne uygun olarak kanunların öngördüğü şekilde gerçekleştirilmiş olup davacı tarafın iddialarını kabul etmediklerini, şirket hisselerinin sahtecilikle ele geçirildiği iddialarının gerçek dışı olduğunu, şirket hisselerinin usulüne uygun olarak devredildiğini ve pay defterine kaydedildiğini, davalının diğer...

            Kısıtlı sigortalı ... ise limited şirket ortağı olup, 24. madde kapsamında sigortalıdır. Ticaret sicili kayıtlarına göre şirket 16/09/2013 tarihinde ticaret sicilinden re'sen silinmiş olup kısıtlı sigortalı ...'ın ortaklığı da bu tarih itibariyle sona ermiştir. Zira şirket ortakları yönünden ... kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla kısıtlı sigortalı ...'ın ortaklığı devam ettiği sürece ve şirketin ticaret sicilinden terkinine kadar olan dönem yönünden davalı Kurum tarafından sosyal güvenlik destek primine tabi tutulması işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

              Davacı ise limited şirket ortağı olup, 24. madde kapsamında sigortalıdır. Ticaret sicili kayıtlarına göre şirket 30/06/2014 tarihinde re'sen terk kaydıyla ticaret sicilinden silinmiş olup davacının ortaklığı da bu tarih itibariyle sona ermiştir. Zira şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının ortaklığı devam ettiği sürece ve şirketin ticaret sicilinden terkinine kadar olan dönem yönünden davalı Kurum tarafından davacının sosyal güvenlik destek primine tabi tutulması işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

                LİMİTED ŞİRKET' indeki % 5' lik payının, davalı ortak ...'a aidiyetine ve davalı ...'...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, muris muvazasına dayalı limited şirket hisse devir işleminin tenkisi, hisselerinin miras payı oranında davacı adına tescili istemine ilişkin olup, davanın açıldığı mahkemece verilen yetkisizlik kararı Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nce onanmıştır. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıdaki açıklanan nedenlerle, dosyanın görevli Yargıtay 1. Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE, 04.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    Davacı ise limited şirket ortağı olup, 24. madde kapsamında sigortalıdır. Ticaret sicili kayıtlarına göre şirket halen faal olup davacının ortaklığı da devam etmektedir. Zira şirket ortakları yönünden ... kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının ortaklığı devam ettiği sürece ve şirketin ticaret sicilinden terkinine kadar olan dönem yönünden davalı Kurum tarafından davacının sosyal güvenlik destek primine tabi tutulması işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu