Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zarar unsurunun gerçekleşmemiş olması halinde şikayetçinin süresinde veya usulüne uygun kıymet taktirine itirazı ya da fesat iddiası var ise işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmektedir. Şikayetçi süresinde kıymet takdirine itiraz etmiş, Erdemli İcra Hukuk Mahkemesinin 27/10/2021 tarih 2021/139 esas 2021/334 karar sayılı ilamı ile alınan bilirkişi raporuna göre taşınmazın değeri icra müdürlüğünce yaptırılan değerden daha yüksek olduğundan şikayetin kabulüne karar verilerek taşınmazın değerinin 55.000,00 TL olduğunun tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı, kıymet takdirine itiraz davasına ilişkin ihalenin feshi şikayetinde bir sebep bildirmediğinden kıymet takdirinin usulüne uygun olarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Bu husus artık ihalenin feshi sebebi olarak incelenmez. Kıymet takdirine itiraza ilişkin mahkeme kararının 28/12/2021 tarihinde icra takip dosyasına gönderilmiştir. Bu aşamadan sonra davacı vekille temsil edilmiştir....

Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Bu durumda, somut olayda; borçlunun bir kısım unsurların taşınmazda olmamasına karşın bilirkişi raporunda değer verildiğinde yönelik iddiası, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, şikayetçi borçlu tarafça Mahkememizin 2019/47 Esas ve 2019/134 Karar sayılı dava dosyasında şikayet konusu taşınmaza yönelik olarak kıymet takdirine itiraz davası açıldığı, ancak "Mahkememizin 2018/107 Esas 2018/155 Karar sayılı dosyasında davamız davacısına dava dilekçesi ve tensip zaptının 18/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın usulüne uygun olduğu, bu nedenle 18/08/2018 tarihinde davacının kıymet takdirinden haberdar olduğu, davacı vekilinin 27/02/2019 tarihinde kıymet taktirine itiraz talebinde bulunduğu ve aynı tarihte harcını yatırdığı, İİK m. 128/a gereğince 7 günlük süreyi kaçırdığı görülmekle.."...

Somut olayda, mahkememiz dosyası ve icra takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafın 14/12/2021 tarihinde tesadüfen hacizden haberdar olduğu iddia olunmuşsa da taşınmaza ait kıymet taktiri raporunun 31/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafça 24/04/2019 tarihinde İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/740 Esas sayılı dosyasına kıymet taktirine itiraz da bulunduğu, öğrenmenin kıymet taktiri raporunun tebliğ ile gerçekleştiği anlaşılmakla meskeniyet şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal süreden sonra yapılmıştır. Bu nedenle mahkememizce, İİK 16.maddesine göre bu tarihten başlayarak 7 günlük süre içerisinde gerçekleştirilmesi gerekirken, davanın 17/12/2021 tarihinde açıldığı sabit olduğu, bu davanın süre aşımı nedeniyle reddine'' karar verildiği görülmüştür....

Somut olayda; satış ilanının davacı vekiline elektronik tebliğ yolu ile tebliğ edildiği, en geç bu tarih ile itibari ile davacı tarafça davaya konu menkul malların kıymetinin öğrenildiği ve kıymet taktirine itiraz edilmediği ve böylece davaya konu menkul malların değerinin kesinleştiği görülmüştür. İ.İ.K.'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Kesinleşen kıymet taktirine göre davaya konu menkul malların değerinin üzerinde satıldığı anlaşılmakla; yukarıda anılan yasa maddesi uyarınca zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin İİK'nun 134/8. maddesi gereğince, ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur....

Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Kendisine kıymet takdiri tebliğ edilmeyen ilgililerin, satış ilanının tebliğinden itibaren yedi günlük sürede kıymet takdirine itiraz etmemeleri halinde de, yine bu hususu ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürmeleri mümkün değildir. Somut olayda, alacaklı vekilinin 12.06.2013 tarihli talebi doğrultusunda şikayetçi borçlular ... Turizm Petrol Ürünleri Paz. ve Tic. A.Ş. ve ...'a 14.06.2013 tarihinde kıymet takdiri raporunun tebliğ edilmesinden sonra alacaklı vekilinin 24.06.2013 tarihinde icra müdürlüğüne başvurarak borçlu ...'ın adres kayıt sistemindeki adresi ne ve diğer borçlu şirketin de vekili Av. ...'nın adına yeniden kıymet takdiri raporu tebligatı yapılması talebinde bulunduğu,anılan istem üzerine çıkarılan kıymet takdiri raporunun borçlu şirket vekili Av. ...'ya 26.06.2013 ve borçlu ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu icra mahkemesine başvurusunda sair şikayet nedenleri ile birlikte kıymet takdirine itiraz davasında gerekçeli karar tebliğ edilmeden satış ilanı gönderildiğini, taşınmazların imar durumunun eksik ve eski olduğunu, taşınmazın değerinin ilanda belirtilen değerden fazla olduğunu, ileri sürerek 20.10.2014 tarihli ihalenin feshini istediği, şikayet dilekçesi içeriği itibariyle istemin 20.10.2014 tarihinde satışı gerçekleştirilen 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerin ihalesinin feshine ilişkin olduğu anlaşılmıştır....

      Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayetçi borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Şikayetçi borçlu şikayet dilekçesinde; 02.12.2021 tarihli kıymet takdir raporunun borçluya tebliğ edilmediğini ileri sürerek tapunun 3 parselinde kayıtlı 15 bağımsız bölüm numaralı taşınmaza ilişkin ihalenin feshini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklılar cevap dilekçelerinde; satış dosyasında sadece bir kıymet takdiri bulunmakla, bunun da borçluya tebliğ edildiğini, süresi içerisinde yapılmış bir kıymet takdirine itiraz bulunmadığını, satışın usulüne uygun olarak gerçekleştirdiğini ileri sürerek şikayetin reddini talep etmişlerdir. III....

        İİK'nın 128/a maddesi; "Kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. " hükmünü içermektedir. Aynı maddenin son fıkrasına göre kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür....

          B- İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır. Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre, ihale bedelinin, muhammen bedel kadar veya muhammen bedelin üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunu gerçekleşmediğinden borçlu (kural olarak) ihalenin feshini isteyemez. Ancak, borçlu süresinde veya usulüne uygun kıymet taktirine itiraz etmişse veya şikayet sebepleri arasında ihaleye fesat karıştırıldığı iddiası var ise işin esasının incelenmesi gerektiği belirtilmektedir....

          Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı deliller ile gerekçe içeriğine ve özellikle dava dilekçesinde açıkça icra dosyasında yapılan kıymet taktirinin yerinde olmadığının belirtilmesine, bu kıymet taktirinin iptal edilerek yeniden kıymet taktiri yapılmasının istenilmesine, bu hali ile davanın icra takibindeki kıymet taktirine itiraz davası olduğunun sabit olmasına, bu davalarda icra mahkemelerinin görevli olmasına nazaran kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davacı vekilinin Rize 1....

          UYAP Entegrasyonu