Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesindeki eksikliklerin gönderilmesinin gerektiğini, davacıların adreslerinin bulunmadığını, davacıların usulsüz tebliğ iddiasının yerinde olmadığını, satış ilanının usulüne uygun olarak davacılar vekiline tebliğ edildiğini, icra müdürlüğü tarafından satış gününün hem davacı asillere hem de davacılar vekiline tebliğ edildiğini, kıymet takdirine itiraz sadedinde ileri sürülen hususların dinlenilmesine imkan olmadığını, kıymet takdirine bir itirazın olmadığını, davanın reddi ile haksız ve kötü niyetli davacıların HMK 329 maddesi uygulanarak disiplin para cezasına mahkum edilmelerini talep etmiştir....
mesken almasının imkansız olduğunu ileri sürerek meskeniyet rakamının yeni kıymet takdirine göre hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf başvurusundan sonra şikayetçinin öldüğü, mirasçılarını gösterir veraset ilamı ile mirasçılarının vekaletnamelerinin sunulduğu, şikayetçi borçlunun kıymet takdir değerinden haberdar olduğu ve kıymet takdirine itiraz yoluna başvurduğunun görüldüğü, kıymet takdirine ilişkin şikayetin usulden reddi kararının hukuka aykırı olduğu iddiası olmadığı, satış bedeli muhammen bedelin üzerinde olduğundan şikayetçinin avukatına satış ilanının hukuka aykırı tebliğ edildiği iddiasıyla ihalenin feshini istemekte de hukuki yararı olmadığı, ihalenin yapıldığı tarih itibariyle ihalenin feshi istemi değerlendirildiğinden, taşınmazın ihalesinin yapılmasından sonra taşınmazın değerinin artmış olmasının bu şikayete etkisi olamayacağı gerekçeleriyle İlk Derece Mahkemesince, ihalenin feshi isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine hükmedilmiş olması hukuka uygun olsa da red gerekçesinin düzeltilmesi gerektiğinden...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafından davacının da aralarında bulunduğu borçlular hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibinde bulunulduğu, davacı vekili tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından şikayetin süreden reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi kararında da açıklandığı gibi kıymet takdirine ilişkin bilirkişi raporunun 28.09.2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet konusu yapmadığı dolayısıyla bu tarih itibari ile takipten haberdar olduğunun kabulü gerektiği 7 günlük yasal süre içerisinde şikayette bulunmadığından mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Satış ilanının borçluya 17.01.2014 tarihinde tebliğinden sonra borçlunun 24.01.2014 tarihinde kıymet takdirine itiraz ettiği ve kıymet takdirine itirazın İcra Hukuk Mahkemesi'nin 17.02.2014 gün ve 2014/128 E.- 2014/180 K. sayılı ilamı ile süre aşımından reddedildiği anlaşılmaktadır....
İcra Hukuk Mahkemesi’nin 06.09.2019 tarih ve 2019/965 E.-2019/777 K. sayılı kararı ile kıymet takdirine itirazın süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İhalenin feshini isteyen ve kıymet takdirine itiraz eden asıl borçlu adına çıkartılan kıymet takdiri raporunun 23.08.2019 tarihinde tebliğ edildiği, kıymet takdirine itiraz talebinin 02.09.2019 tarihli olduğu, dava açma süresinin 7 gün olduğu, 7.gün olan 30 Ağustos Zafer Bayramı resmi tatil olduğundan ilk iş günü olan 02.09.2019 tarihinde süresinde dava açıldığı, kıymet takdirine itirazın süresinde olduğu, dolayısıyla, icra mahkemesince, kıymet takdirine ilişkin itirazın süre aşımı nedeniyle reddinin yerinde olmadığı görülmekte olup bu durumda, ihaleye konu taşınmazın kıymetinin yeniden değerlendirilmeye tâbi tutulması gerekmektedir....
Açılan davada fesat iddiasında bulunulmamış, ayrıca kıymet takdirine de itiraz edilmemiştir. Davacı dava dilekçesinde satış ilanında taşınmazın m2 sinin doğru tespit edilmediğini, bu hususta kıymet takdirine itiraz dosyasında da beyanda bulunulmasına rağmen bu itirazları ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, taşınmaz üzerindeki yapılaşmanın toplam m2 sinin doğru gösterilmemiş olmasının esaslı bir eksiklik olduğunu ve bu nedenle satış ilanının usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirmiştir. Davacının bu beyanı dikkate alındığında taşınmaz m2 sinin hatalı tespit edilerek bu şekilde yapılan ilanın usulsüz olduğu iddiasında bulunduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi içeriği dikkate alındığında davacının taşınmazın m2 sinin hatalı belirlendiği, bu hatanın kıymet takdirine itiraz davasında da giderilmediği ve bu nedenle de taşınmaza takdir edilen değerin düşük olduğu yönünde bir iddiası bulunmamaktadır....
Somut olayda, satış ilanı tebligatının borçlunun, kıymet takdirine itiraz davasında vekili olan Av. T2 08.11.2020 günü elektronik yolla tebliğ edildiği görülmüş olup, satış ilanı tebliğinin vekile usule uygun yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça taşınmazların düşük bedelle ihale edildiği, kıymet takdirine itiraz edilmiş olmasına rağmen değerinin araştırılmadığını ileri sürmüştür. Taşınmazların kıymetinin takdirine ilişkin husus satışa hazırlık işlemi olup, satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için usulsüz olduğu ileri sürülen hususun ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise; İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. O halde mahkemece, borçlunun kıymet takdirine itirazının süresinde olup olmadığı araştırılarak yasal 7 günlük sürede kıymet takdirine itiraz edilmiş olduğunun tespiti halinde; fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek, icra dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen değerinin taşınmazın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığı denetlenerek, kıymet takdirine itiraz davasında taşınmaz ile ilgili yapılan kıymet takdiri tarihi itibariyle tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken açıklanan bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün 2022/41 Talimat sayılı dosyası doğrultusunda kıymet takdir raporu düzenletildiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin haciz kararını veren esas icra müdürlüğü olan Ankara Gayrimenkul Satış İcra Müdürlüğünün bağlı olduğu Ankara Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Ankara 5. İcra Hukuk Mahkemesince ise, somut olayda şikayetin kıymet takdirine itiraza ilişkin olup, kıymet takdirine itiraz edilen taşınmazın Eyyübiye/Şanlıurfa'da bulunduğu, itiraz edilen kıymet takdiri raporunun Ankara Gayrimenkul Satış İcra Dairesinin 2021/476 Esas sayılı dosyasından yazılan talimat doğrultusunda Şanlıurfa 1. İcra Dairesinin 2022/41 Talimat sayılı dosyasından düzenletildiği, yapılan kıymet takdirine itirazın ise kıymet takdirini yapan icra müdürlüğünün bulunduğu yer icra mahkemelerine yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....