vekaletname sunularak kıymet takdirinin kendilerine tebliğinin istenildiğini ve icra müdürlüğünce davalı borçlu vekiline 2.kez kıymet takdiri raporunun tebliğe çıkartıldığını, davalı vekilinin tebliğ üzerine kıymet takdirine itiraz davası açtığını, kıymet takdirinin bizzat borçluya tebliğ edildiği halde yeniden tebliğe çıkartılması ve verilmiş olan satış işlemlerinin yok sayıldığını, icra müdürlüğüne yapmış oldukları müracaat üzerine icra müdürlüğünün 20/08/2021 tarihli tensip ile satış günü vermek üzere dosyanın incelemeye alınmasına karar verilerek yeniden satış günü verilmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve dosya alacağının tahsilini engel nitelikte olduğundan icra müdürlüğünün 20/08/2021 tarihli kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kıymet takdirine itiraza ilişkindir. Davacı, ... ... Müdürlüğünde başlatılan ... takibi nedeniyle haczedilen ve ... ... Müdürlüğünce kıymet takdiri yapılan aracının, belirtilen rakamdan daha değerli olduğunu iddia ederek, kıymet takdirinin iptaline karar verilmesini istemiştir. ... ... Hukuk Makemesince, "... takibinin başlatıldığı dairenin ... ... Müdürlüğü olduğu" gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... ... Hukuk Mahkemesi tarafından ise, davacının, ... ... Müdürlüğünün 2015/153 Tal. sayılı dosyasındaki bilirkişi raporu içeriğine itiraz ettiği gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilmiştir....
CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde, kıymet takdir tarihinden itibaren 2 yıllık süre geçmeden satış yapıldığını, borçlunun iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ihaleden önceki sebeplerin ihalenin feshi davasında ileri sürülemeyeceğini, davacı borçlunun kıymet takdirine itiraz ettiğini ancak avans yatırmadığından kıymet takdirine itiraz davasının reddedildiğinden taşınmazların kıymetine dair hususlarla ihalenin feshinin talep edilemeyeceğinden bahisle davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu ihalede taşınmazın satış bedelinin muhammen bedelin üzerinde olduğunu, bu durumda, zarar unsurunun gerçekleşmemesi karşısında davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, borçlu davacı tarafından, icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirine Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/483 Esas, 2020/266 Karar sayılı dosyasıyla itiraz edildiği, kıymet takdirinin gerçeğe aykırı olduğunun ihalenin feshi şikayetinde de fesih sebebi yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılıp, taşınmazın değerine yönelik itirazlar denetlenerek, satışa esas alınan ve icra müdürlüğünce kıymet takdirinin yapıldığı 10/10/2019 tarihi itibariyle değerinin 220.000,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır....
Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, borçlu davacı tarafından, icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirine Kuşadası İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/483 Esas, 2020/266 Karar sayılı dosyasıyla itiraz edildiği, kıymet takdirinin gerçeğe aykırı olduğunun ihalenin feshi şikayetinde de fesih sebebi yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece, konusunda uzman bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılıp, taşınmazın değerine yönelik itirazlar denetlenerek, satışa esas alınan ve icra müdürlüğünce kıymet takdirinin yapıldığı 10/10/2019 tarihi itibariyle değerinin 220.000,00 TL olarak belirlendiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Kıymet takdirine itiraz istemine ilişkin olarak açılan davada Erdemli İcra Hukuk ile Ankara 7. İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kıymet takdirine itiraza ilişkindir....
Dolayısıyla mahkeme, oluşturduğu bilirkişi kurulu ile, icra müdürünün kıymet takdiri yaptırdığı tarih itibariyle taşınmazın değerini belirleyerek memur işlemini denetler. Bu itibarla; mahkemece görevlendirilen bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, değerlemenin yapıldığı tarih açıkça belirtilmediği sürece, kıymet takdirine itiraz davasındaki keşif tarihinin, İİK’nun 128/a-2 maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin başlangıç tarihi olarak kabulü mümkün olmadığı gibi, bu yöntem şikayet işleminin ruhuna da uygun düşmeyecektir. Somut olayda, ihaleye konu taşınmazların kıymet takdiri işleminin, icra müdürlüğünce 24.07.2018 tarihinde yaptırıldığı, borçluların taşınmazlara takdir olunan değerin gerçek değerinin altında olduğunu ileri sürerek kıymet takdirine itiraz etmeleri üzerine, Çarşamba 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 23.06.2020 tarih ve 2019/90 E. - 2020/36 K. sayılı dosyasında şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüştür....
Bu nedenle, gemilerin kıymet takdiri mahkeme tarafından belirlenmelidir. İcra mahkemesince yapılan bu değerleme işlemini de İİK’da yer alan kıymet takdirine itiraz davası gibi değerlendirmemek gerekmekte olup, yapılan değerleme gemiler hakkında TTK’da bulunan özel bir kıymet takdiri usulüdür. Bu nedenle İİK’nun 128/a-2 maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin başlangıcı gemiler yönünden bilirkişi raporunda veya mahkeme kararında açıkça değerleme tarihi belirtilmemiş olsa bile icra mahkemesince geminin değerinin fiilen tespit edildiği tarihte başlar....
Davacı kıymet takdirine itiraz etmiş ise de, davacının satış ilanının tarafına usulsüz tebliğ edildiğine dair iddiasının bulunmadığı, satış ilanı davacı vekiline 08/12/2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, en geç satış ilanının kendisine tebliğ tarihi olan 08/12/2021 tarihinde kıymet takdiri raporunu öğrenen ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmadığından, kıymet takdiri kesinleşmiş olup, kıymet takdirine itiraz etmeyen borçlunun daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. Tüm dosya kapsamı itibariyle taşınmaz, kesinleşen muhammen bedelinin üzerinde ihale edildiğinden, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, bu durumda şikayetçi, İİK'nın 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, söz konusu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece bu gerekçeyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmiş olması isabetlidir....
İİK'nın 128/a maddesi, "kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler..." hükmünü içermektedir. Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesindir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınır ya da taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verir. Ancak, kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler....