YANIT : Davalı Şekerbank T.A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının ihaleden haberdar olduğunu, satış ilanının usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacının kıymet takdirine itiraz etmediğini, diğer borçlu tarafından kıymet takdirine itiraz edildiğini ve 2018/83 Esas sayılı kıymet takdirine itiraz davasında düzenlenen bilirkişi raporu ve ilama göre kıymet takdirinin kesinleştiğini, davacının iddialarının yersiz olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. Davalı Çebi İnş. ......
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu olan taşınmazın, muhammen bedelinin üzerinde satıldığı, dolayısıyla ihalede zarar unsurunun bulunmadığı anlaşılmış olsa da, satış ilanı ve kıymet takdiri tebliğlerinin usulsüz olduğunun belirlenmesi durumunda borçlunun ihalenin feshine ilişkin şikayet dilekçesinde kıymet takdir raporuna itiraz hakkının kısıtlandığını belirterek kıymet takdirine de itiraz ettiği anlaşılmıştır....
Sayılı dosyası ile kıymet takdiri raporu hazırlanmış ve kıymet takdiri davacıya tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine davacı İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nde 2009/2004 E. Sayılı şikayet ile kıymet takdiri raporuna itiraz etmiş, mahkeme tarafından kıymet takdiri Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğü'nün 2008/547 tal. sayılı dosya üzerinden yapıldığından yetkisizlik kararı verilmiştir. dolayısıyla davacının bu takipten haberdar olduğu ve takip neticesinde haciz konulan gayrimenkule ait kıymet takdirine itiraz ettiği de nazara alındığında davacının TK 32. maddesi gereğince muttali olduğu anlaşılmış olup, borca itirazın kanuni beş günlük süreden sonra 27/05/2019 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından davanın süreden reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
da usulsüz tebliğ edildiğini, kıymet takdirine itiraz ettiklerini belirterek usulsüz tebliğ nedeniyle ödeme emri ve diğer işlemlerin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, yetkiye, borca ve tüm fer'ilerine itirazlarının kabulüne, taşınmazın değeri eksik belirlendiğinden kıymet takdirine itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece kıymet takdirine yönelik itiraz ve şikayet bakımından tefrik kararı verildikten sonra, yapılan yargılama neticesinde usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, itirazların süreden reddine, diğer taleplerin reddine karar verilmiş, davacı/borçlular vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İle Çeşme İcra Müdürlüğü 2018/397 Talimat sayılı dosyalar incelendiğinde, borçluya İİK’ya göre yapılması gereken tüm tebliğler usulüne uygun yapılmış olduğunun açıkça görüldüğünü, bu anlamda davalının tebligat yönünden iddia ettiği hususların kabulünün mümkün olmadığını, davacı, dilekçesinde, taşınmazın kıymet takdirinin hatalı olarak yapıldığını iddia ettiğini ancak kıymet takdirinin düşük yapıldığı iddiası ihalenin feshi davasında ileri sürülebilecek bir hususun olmadığını, zira kıymet takdirinin tebliğinden itibaren kıymet takdirine itiraz davası açılmasının mümkün olduğunu, davacının sunmuş olduğu dilekçesinde kıymet takdirine itiraz edildiğini, Mahkemece itirazın değerlendirildiği ve kıymet takdirinin bir kısmının değiştirildiğinin anlaşıldığını, kıymet takdirine itiraz üzerine verilen kararların kesin olup taşınmaz için takdir edilen bedelin düşük olduğu iddiasının ihalenin feshi davasında değerlendirmesinin mümkün olmadığını, ihale edilen taşınmazın satış ilanının borçlu vekiline...
Her ne kadar somut olayda, feshi istenilen ihaleye konu şirket hisselerinin, muhammen bedelinin yüzde yüzünün üzerinde satıldığı ve dolayısıyla satış bedelinin, hisselerin muhammen bedelinin üzerinde olduğu anlaşılmakta ise de, kıymet takdiri tebliğinin usulsüz olması karşısında kıymet takdirinin kesinleşmediği ve borçlunun şikayet dilekçesinde kıymet takdirine itiraz ettiği görülmektedir....
CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ilanların eksiksiz yapıldığını, kıymet takdirine itiraz mahiyetindeki iddiaların ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemeyeceğini, zira yapılan kıymet takdirine itiraz davasının ret ile sonuçlandığını belirterek davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemenin 2020/1034 esas sayılı kıymet taktirine itiraz davasının süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, mahkemenin 2020/493 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı borçlu ...'ın ......
UYAP üzerinden yapılan incelemede, davacının aynı takip ve talimat dosyasından çıkartılan icra emri, kıymet takdiri raporu ve satış ilanının usulsüz tebliği şikayeti ile birlikte kıymet tadirine itirazına ilişkin olarak daha önce 30/01/2017 tarihinde İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2017/137 esas sayılı dosyasında dava açtığı, Mahkeme'nin 07/11/2017 tarih, 2017/1237 karar sayılı kararı ile "1- İcra emrinin usulsüz tebliği ile kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine ilişkin şikayeti bu tebligatları çıkaran İstanbul Anadolu 10....
tebligatların usulsüz olduğunun mahkemenin kabulünde olduğunu, kıymet takdirine itiraz süresinin öğrenme değil tebliğ tarihinden itibaren başlıyor olmasının ve kıymet takdir raporunun tebliğinden itibaren yedi gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesine şikayette bulunulmasının dikkate alındığında itiraz süresinin tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı noktasında şüphenin olmadığını, bu nedenle mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı dosyası ile yapılan takip işlemleri sonucu 30.09.2020 tarihinde açık arttırma yoluyla satışa çıkarıldığını, müvekkilinin bu satıştan adresine gelen ve tanımadığı bir şahıs vasıtasıyla 02.10.2020 tarihinde haberdar olduğunu, yapılan satışın hem usul hem esas açısından yasaya aykırı olduğunu, müvekkili ve diğer borçlu kurum hakkında başlatılan takipten müvekkilinin hiç bir şekilde haberi olmadığını, müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığı gibi kapısına yapıştırılan mazbata da bulunmadığını, müvekkiline yapılmış olan tebligatların hepsinin usulsüz olması sebebiyle müvekkilinin kıymet takdirine ve satış ilanına itiraz etme hakkının da elinden alındığını, müvekkilinin söz konusu takipten ve satış işleminden usulsüz tebligatlar sebebiyle hiç bir şekilde haberdar olamadığını, usulsüz tebligatlar sebebiyle müvekkilinin itiraz ve savunma haklarının elinden alındığını ve taşınmazın nitelikli unsurlarında hata yapılarak satışa çıkarılması sebebiyle satışa talebin ve talibin azalması,...