çıktığını, kıymet takdiri raporlarının tebliği aşamasında icra dosyasında davacıların vekili bulunmadığını, kıymet takdiri raporlarının davacı borçlulara usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacıların bilirkişi raporlarına süresinde itiraz etmediğini, belirlenen kıymet takdirlerinin kesinleştiğini, kıymet takdirlerine yönelik itirazların da yerinde olmadığını, borçlu T3 çıkartılan kıymet takdiri tebliğine ilişkin tebligatın oğlu tarafından alındığını, kaldı ki tebliğ görevlisinin ve taraflarının tebligatın muhatabın hasmı tarafından tebliğ alınıp alınmadığını bilme imkanı bulunmadığını, satış ilanı ve şartnamelerde, taşınmazların tüm özelliklerinin belirtildiğini, satış ilanlarının her bir ilgiliye, borçlu asillere de vekillere de usul ve yasaya uygun tebliğ edildiğini, kesinleşen kıymet takdirinin üzerinde 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri yapılamayacağını, kaldı ki davacılar tarafından raporlara karşı herhangi bir itirazda da bulunulmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini...
ve taşınmazın değerinin 320.000 TL olarak belirlendiğini, kıymet takdir raporuna ilişkin şikayet sonuçlanmadan taşınmazın açık arttırmaya çıkarılarak ihalesinin yapılamayacağını, taşınmazın kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılmasının ihalenin feshini gerektirdiğini beyan ederek; kıymet takdirine itirazlarının kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu amaç doğrultusunda İİK’nun 128/a maddesinin 2. fıkrasındaki “Kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Ancak, doğal afetler ve imar durumundaki çok önemli değişiklikler meydana getiren benzer hallerde yeniden kıymet takdiri istenebilir.” düzenlemesinin incelenmesinde; Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 tarih ve 1992/4- 70 E. - 1992/130 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcı, sonradan kesinleşmesi koşulu ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı keşif tarihidir....
Şikayet olunan vekili, borçlunun taşınmazları üçüncü kişiyet sattığını ve tasarruf yetkisinin kalmadığını, bu nedenle haczin düşmesi ile ilgili dava açma hakkı bulunmadığını, kıymet takdirine itiraz edildiğinden kıymet takdiri raporu kesinleşene kadar satış isteme süresinin işlemeyeceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, dosya üzerinde inceleme yapılarak, borçlu hakkında alacaklı tarafından başlatılan takip sonucu borçluya ait taşınmazlara 02.03.2001 tarihinde haciz konulduğu, taşınmazların kıymet takdirinin yapıldığı, 11.02.2002 tarihinde kıymet takdirine itiraz edildiği, alacaklı tarafından 22.06.2004 tarihinde satış istendiği, bu tarihte kıymet takdirine itiraz davasının derdest olduğu ve kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapılamayacağı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. İİK'nun 142.maddesine göre, sıra cetveline itiraz alacaklıya tanınan bir haktır....
Alacaklı ... tarafından .... ve diğer borçlular hakkında ihtiyati haciz kararına dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlu ... adına kayıtlı taşınmaz üzerine 24.12.2013 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, 22.03.2014 tarihinde kıymet takdirinin yapıldığı, 09.02.2015 tarihinde alacaklının haciz yenileme talebi üzerine ilgili taşınmaz üzerine 12.02.2015 tarihinde tekrar haciz konulduğu, 12.01.2015 tarihi itibariyle taşınmazın ... adına kayıtlı olduğu, 26.02.2015 tarihli alacaklının satış talebi üzerine 06.05.2015 tarihli açık artırmada ...'e ihale edildiği görülmüktedir. Satış yeni konulan hacze dayanılarak yapıldığından, bu hacze göre yeniden kıymet takdiri yapılması ve satışın da bu yeni kıymet takdiri üzerinden gerçekleştirilmesi gerekirken, düşen hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdiri herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağı cihetle satışa esas alınması mümkün olmayıp bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir....
İcra Hukuk Mahkemesince, tapu kaydına 14/07/2021 tarihinde doğrudan 2021/985E sayılı dosyadan haciz konulduğu, kıymet takdirine ilişkin şikayeti inceleme yetkisinin, haciz kararını ve kıymet takdiri yapılması kararını veren esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 27. İcra Hukuk Mahkemesince ise, kıymet takdirine konu taşınmazın Diyarbakır İcra Dairesince tesis edildiği, kıymet takdirine itiraza ilişkin şikayeti inceleme yetkisi, kıymet takdiri raporunu düzenleyen icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesine ait olup, anılan yetki, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğinde olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kıymet takdiri istemine ilişkin davada Yomra İcra Hukuk ile İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kıymet takdirine itiraza ilişkindir. Dosya kapsamından, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2006/1557 sayılı takip dosyasında, istinabe yoluyla Yomra İcra Müdürlüğünün 2007/6 Talimat sayılı dosyasında kıymet takdiri işleminin yapıldığı, davacının rapordaki değerin piyasa koşullarına uygun olmadığına ilişkin kıymet takdirine itiraz ettiği anlaşılmaktadır. İ.İ.Y.'nın 360. maddesinde "Haczedilen mallar başka bir yerde bulunduğu takdirde satış, istinabe suretiyle yapılır. Artırma ve ihaleye mütedair ihtilaflar istinabe olunan icra dairesinin tabi bulunduğu tetkik merciince hallolunur" hükmü yer almaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2019/38659 E. sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafından müvekkil hakkında takip başlatıldığını, akabinde şirket merkezinde haciz tatbik edildiğini, haciz esnasında kıymet takdiri yapılmadığını, bilahare kıymet takdiri yapıldığını ancak düzenlenen kıymet takdir raporunun şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, kıymet takdir raporundan 10.01.2022 tarihinde haberdar olduklarını, raporda belirlenen değerin gerçeği yansıtmadığını beyanla;10.01.2022 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulü ile kıymet takdirine itirazları da kabul edilerek aralarında makine mühendisi ve konusunda uzman diğer bilirkişinin bulunduğu yeni bir heyet ile haczedilen mahcuzlara yeniden kıymet takdiri yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı- alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; tebligatta bir usulsüzlük olmadığını beyanla ; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İstanbul Anadolu 22....
Karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece ihalenin feshi iddialarına yönelik tek tek inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, eksik inceleme ile verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, kıymet takdiri raporuna taraflarınca yapılan itiraza rağmen kıymet takdiri kesinleşmeden satışın yapıldığını ve dava dilekçesine açıkladıkları halde mahkemece taraflarınca itiraz yapılmamış gibi değerlendirme yapıldığını, kıymet takdiri kesinleşmeden yapılan satışın kanuna aykırı olduğunu ve ihalenin feshinin gerektiğini, süresinde açtığı kıymet takdirine itiraz davasına yetkisizlik kararı verildiğini ve kararın gönderilmesi için yetkisizlik kararının tarafına tebliğinin usulsüz olmasına rağmen süresinde mahkemeye başvurduğu halde tarafının bilgisi ve müdahalesi olmaksızın açtığı kıymet takdirine itiraz davasının açılmamış sayılmasına karar verilerek kesinleştirildiğini, kesinleşen kıymet takdiri raporu ile kanuna ve hukuka aykırı satış kararı alındığını, satış kararının ve satış ilanının...
Davacı şirketin fabrika binası, mütemmimi, müştemilatı ve diğer sabit tesislerin haczen satışına esas olmak üzere ... tarihli ve 2 sayılı kıymet takdiri kararına karşı açılan davayı; davacı şirketin … ve … vergi dairelerine olan vergi borçlarının tahsili amacıyla haczedilen gayrimenkullerin satışına hazırlık olmak üzere … Vergi Dairesi Müdürlüğünce oluşturulan satış komisyonunca, bilirkişi raporuna dayalı olarak takdir edilen kıymet takdirinin uyuşmazlığa konu edildiği, olayda haczedilen gayrimenkullere kıymet takdir edildiğine ilişkin yazının idarenin iç işlemi mahiyetinde olduğu, kıymet takdiri kararının da ihzari işlem niteliğinde ve kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerden olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15.maddesinin 1/b bendi uyarınca reddeden … Vergi Mahkemesinin … sayılı kararının; cebri satışa esas alınacak değer takdirinin kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem olduğu ileri sürülerek bozulması istemidir....