WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kıymet takdirine ilişkin şikayetler hakkında verilen ilk derece mahkeme kararları kesin olup, kıymet takdirine itiraz ve kıymet takdiri raporu tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin de bu madde kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğine ilişkin şikayete ilişkin kararı kesin niteliktedir. Bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

İcra dosyasının incelenmesinde; ihale konusu taşınmazlara 16.06.2006 tarihinde ihtiyati haciz konulduğu, icra müdürlüğünce yaptırılan kıymet takdirine itiraz edildiği, Torbalı İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2011/246 E. 2012/146 K. sayılı dosyasında 30.03.2012 tarihinde yapılan keşfe istinaden düzenlenen bilirkişi raporuna göre taşınmazların değerinin yeniden belirlendiği, 25.02.2013 tarihinde ihale konusu taşınmazlara yeniden haciz konulduğu ve 05.02.2014 tarihinde de ihalenin yapıldığı anlaşılmaktadır. İİK'nun 128a/2. maddesine göre, 2 yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Somut olayda taşınmazların değeri, mahkemece 30.03.2012 tarihinde yapılan keşifle yeniden belirlenmiş ise de, 25.02.2013 tarihli haciz esas alınarak ihale yapıldığına göre, konulan son haciz nedeniyle yeniden kıymet takdiri yapılması gerekirken, 16.06.2006 tarihli hacze dayalı kıymet takdiri esas alınarak ihalenin yapılması usulsüzdür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK.nun 128/a maddesinin 2. fıkrası gereğince kesinleşen kıymet takdiri üzerinden iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 günlü ve 1992/70-130 sayılı kararında; "satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten iki sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı" kabul edilmiştir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2020/2841 Esas sayılı dosyasında kıymet takdiri işlemlerinin iptali ile yeniden kıymet takdiri yapılması talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince takibin iptali ve kıymet takdiri yapılması isteminin reddine karar verildiği, kararı davacı vekilinin istinaf ettiği anlaşılmıştır. Somut olayda, şikayetçinin taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kendi haczinden sonra konulması nedeniyle ipoteğin kaldırılmasını talep etmiş ise de; şikayetçinin ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte taraf sıfatının bulunmadığı, dar yetkili icra mahkemesince ipoteğin kaldırılması talebinin incelenemeyeceği, şikayetçinin ipoteğin kendi haczinden sonra konularak alacağının tahsiline engel olduğu iddiasının sıra cetveli düzenlenmesi aşamasında ileri sürülebileceği, ilk derece mahkemesince takibin iptali talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır....

      Sayılı dosyasından 09.01.2018 tarihli takip talebi ile talep ettiğini, dosyaya ilişkin icra emrinin müvekkiline, 09.02.2018 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı (alacaklı) vekilince 07.05.2018 tarihinde kıymet takdiri talebi ile ipotekle yükümlü taşınmazın kıymet takdiri yapıldığını, kıymet takdirinin kesinleşmesi sonucunda, 23.03.2018 tarihinde müvekkiline yeniden ikinci kez örnek 6 no.lu ödeme emri ve eklerinin tebliğ edildiğini, ancak satış talebinde hiç bulunulmadığını, 21.02.2020 tarihinde alacaklı vekilince, yeniden taşınmazın kıymet takdiri yapılması talep edildiğini, Akçakoca İcra Müdürlüğü'nün 21.02.2020 tarihli kararı ile dosyanın kapatılmasına karar verdiğini, ancak, davalı (alacaklı ) vekilinin 08.04.2021 tarihinde masrafını yatırdığı talebi ile, dosyada yeniden bir kıymet takdiri yapıldığını ve kıymet takdir tutanağı ve raporu müvekkiline 10.09.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK 'nun paraya çevirme müddetini düzenleyen madde 150/e hükmünün açık olduğunu, ipotekli taşınmazın...

      561 Karar sayılı kıymet takdiri ile ilgili ilamı ile "Tekirdağ İli, Vakıflar Mahallesi, 234 Ada, 1 parselde kain Fabrika, bekçi kulubesi, araç bakım ve muayene istasyonu, su deposu, atık su toplama sistemi, iki adet depo, kazan dairesi, bir adet tek katlı çelik kazan dairesi vasfındaki taşınmazın ve üzerinde bulunan yapı, makine ve tesisat ile elektrik teçhizat değerinin muhammen bedelinin 59.218.023,25 TL olarak tespitine" karar verildiğini ,bu tespitin müvekkilinin şirkette bulunan hisse paylarına yönelik bir tespit olmadığını ,müvekkilinin şirkette bulunan paylarının kıymet takdiri yapılması gerekirken şirket taşınmazlarının kıymet takdirinin yapılmış olduğunu ,satışı yapan talimat dosyasının, esas dosyasına Kıymet takdiri raporu taşınmazın kıymet takdiri raporu olduğu ,gönderilen talimatta ise borçluların ortaklık paylarının satılmasının istendiği ,talimatın infazında tereddüt oluşmuştur şeklinde yazı yazdığını ,esas dosya cevap vermeyince resen iş ve işlemler yaparak dosyayı tekrar...

      Davacı kıymet takdirine itiraz etmiş ise de, davacının satış ilanının tarafına usulsüz tebliğ edildiğine dair iddiasının bulunmadığı, satış ilanı davacı vekiline 08/12/2021 tarihinde tebliğ edildiğinden, en geç satış ilanının kendisine tebliğ tarihi olan 08/12/2021 tarihinde kıymet takdiri raporunu öğrenen ve bu tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde kıymet takdirine itirazda bulunmadığından, kıymet takdiri kesinleşmiş olup, kıymet takdirine itiraz etmeyen borçlunun daha sonra kıymet takdirine itiraz niteliğindeki iddialarla ihalenin feshini istemesi mümkün değildir. Tüm dosya kapsamı itibariyle taşınmaz, kesinleşen muhammen bedelinin üzerinde ihale edildiğinden, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, bu durumda şikayetçi, İİK'nın 134/8. maddesi kapsamında kendi menfaatinin muhtel olduğunu ispatlayamadığından, söz konusu taşınmaz yönünden ihalenin feshini istemekte hukuki yararı yoktur. Mahkemece bu gerekçeyle ihalenin feshi isteminin reddine karar verilmiş olması isabetlidir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; satış ilanının borçlu vekiline e-tebligat yoluyla usulüne uygun olarak 14.03.2021 tarihinde tebliğ edildiği, satışa hazırlık işlemlerine ilişkin nedenlerin en geç bu tarihte öğrenildiği, artırma şartnamesi ilgililerin incelemesine hazır bulundurulmadığı ve kıymet takdiri raporuna ilişkin itirazlarının haksız olarak reddedildiğine yönelik itirazların süresinde ileri sürülmediğinden ihalenin feshi nedeni olarak bu aşamada dinlenemeyeceği, taşınmazların değerinin 23.07.2020 tarihli keşif ile tespit edildiği, borçlu vekiline kıymet takdiri raporunun usulüne uygun e-tebligat yoluyla 29.09.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen rapora karşı itiraz edilmediği, kesinleşen kıymet takdiri üzerinden iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemeyeceği, tanık beyanlarının soyut nitelikte olduğu, ihaleye katılımın engellendiğine dair şikayet dilekçesinde başkaca delil sunulmadığı, açık artırma tutanağına...

        Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, kıymet takdirinin yapıldığı tarih üzerinden 2 yılı aşkın zaman geçmesi sebebiyle yeniden kıymet takdiri yapılmadan verilen satış kararının iptali talebine ilişkin olup, bu karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesindir. Bu itibarla, davacının istinaf başvurusunun İİK'nın 365/3. maddesi uyarınca kesin olarak reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Öte yandan İİK.nun 128/a maddesinin 2. fıkrası gereğince kesinleşen kıymet takdiri üzerinden iki yıl geçmedikçe yeniden kıymet takdiri istenemez. Hukuk Genel Kurulu'nun 26.02.1992 günlü ve 1992/70-130 sayılı kararında "satışın kıymet takdirinin esas alındığı tarihten iki sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı" kabul edilmiştir. Yine Hukuk Genel Kurulu'nun aynı kararında İİK.nun 128/a maddesinde öngörülen iki yıllık sürenin başlangıcının bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin fiilen yapıldığı tarih (keşif tarihi) olduğu açıkça vurgulanmıştır. Somut olayda icra müdürlüğünce 13/11/2012 tarihinde keşif yapılarak kıymet takdirinin fiilen belirlendiği, satışın ise 17/11/2014 tarihinde yapıldığı, bu haliyle kıymet takdirinin yapıldığı tarih ile satış tarihi arasında iki yıldan fazla sürenin geçtiği anlaşılmıştır....

          UYAP Entegrasyonu