Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Amasya İcra Müdürlüğünün 2020/4786 Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı aleyhine yazılı tahliye taahhüdüne dayalı ilamsız takip başlatıldığı, davacı tarafından süresinde yazılı tahliye taahhütnamesindeki imzaya itiraz edilmesi nedeni ile takibin durdurulduğu, görülmüştür. İİK'nın 274. maddesinde "İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirir. Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur. 63, 64 ve 65 inci maddeler hükmü tahliye takiplerinde de caridir" hükmü yer almaktadır. Buna göre somut olayda; yukarıda özetlendiği üzere, Amasya İcra Müdürlüğünün 2020/4786 Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine yazılı tahliye taahhüdüne dayalı ilamsız takip başlatıldığı, davacı tarafından süresinde yazılı tahliye taahhütnamesindeki imzaya İİK'nın 272 ve 273. maddeleri doğrultusunda itiraz edilmesi nedeni ile takibin durdurulduğu, belirlenmiştir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/10/2022 NUMARASI : 2022/479 ESAS - 2022/55 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 28.İcra Müdürlüğü'nün 2021/2093 esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, İstanbul 9.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/169 esas sayılı dosyası ile imzaya ve borca itiraz ettiklerini, itirazlarının reddine karar verildiğini, kararın temyiz aşamasında olduğunu ve henüz kesinleşmediğini, buna rağmen icra müdürlüğünce yasaya aykırı olarak 16/08/2022 tarihinde alacaklı vekilinin taşınmazın satışı talebinin kabulüne karar verildiğini, imzaya itiraz davası henüz kesinleşmeden satış...

İlamsız icra takibine karşı borçlu icra dairesinin yetkisine, borca ve varsa takip dayanağı belgedeki imzaya itiraz edilebilir, Yetki ile birlikte borca da itiraz edilmişse açılacak itirazın iptali davasında mahkeme öncelikle icra dairesinin yetkili olup olmadığını İİK.’nun 50. maddesi uyarınca inceleyecektir. Yetki itirazına karşı alacaklının şikayet yoluna gitme zorunluluğu bulunmamaktadır. Mahkeme ... İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazın İİK.’nun 50. maddesinin atıf yaptığı HUMK’nun 9 vd. (HMK’nun 6. vd.) maddeleri uyarınca karara bağlanması gerekir. Bu yönler gözetilmeden karar verilmesi doğru olmadığı gibi dava şartı yokluğu nedeniyle dava reddedildiğinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalı alacaklı tarafça borcun kabul edilmiş olması sebebi ile imza itirazında bulunulamayacağı iddia olunmuş ise de; Kambiyo senetleri hakkındaki özel takip usulleri 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 167 ve devamı maddelerinde, haciz yoluyla takip 168 ve devamı maddelerinde, bu takip şekline ilişkin borca itiraz 169- 169/a maddelerinde, imzaya itiraz, 170.maddesinde, borçlunun kambiyo hukuku bakımından şikayeti ise İİK.170/a maddesinde düzenlenmiştir. 2004 sayılı İcra Ve İflas Kanunu’nun “Borçlunun Kambiyo Hukuku Bakımından Şikâyeti” başlıklı 170/a maddesinde aynen; “Borçlu, alacaklının bu fasıl hükümlerine göre takip hakkı olmadığını 168 inci maddenin 3 üncü bendine göre şikayet yolu ile ileri sürebilir....

    ve takibin iptalini sağladığını, dava dosyasında yargılama devam ederken davacının imzaya ve borca itiraz etmediğini, davacı tarafından kötü niyetli olarak Bakırköy 14....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrinin ve takibin iptali talebidir. Kocaeli İcra Müdürlüğünün 2021/95276 takip sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, 7 örnek ödeme emrinin kısıtlı T1 tebliğ edildiği, eldeki davanın vasi tarafından takibin ve ödeme emrinin iptali istemi ile açıldığı anlaşılmıştır. Dava ve takip ehliyeti, kişinin kendisi veya temsilcisi aracılığıyla bir davada veya takipte usul veya takip işlemlerini yapabilme ehliyetidir. Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olan bütün gerçek veya tüzel kişiler, dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar, bazı istisnai hallerde dava ve takip ehliyetine sahiptirler. Bu durumlar dışında ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, dava ve takip ehliyeti yoktur....

    Somut olayda, Zonguldak Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 13/01/2011 tarih 2010/718 esas 2011/33 karar sayılı ilamı ile, (takip borçlusu) Muhammet Balaban'ın savurganlık nedeniyle kısıtlanarak kendisine eşi T1 vasi olarak atandığı, kararın kesinleşerek 2 yıllık sürelerle uzatma kararı veriliği, yasal ilanların yaıldığı, borçlunun takibe dayanak bononun tanzim tarihi (15/06/2017) itibariyle borçlanma ehliyetine sahip olmadığı anlaşılmıştır. Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve kısıtlı adına itiraz ve şikayet haklarını vasi kullanacağından, doğrudan kısıtlı borçlu hakkında takip yapılamayacağı hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece de re'sen gözetilmesi, bu nedenle de takibin iptali gerekir....

    Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosya içeriğinden ve dosyaya sunulan resmi kayıt ve belgelerden de anlaşılacağı üzere bonolar üzerindeki imzalar ile Hasan Durmuş'a ait daha önceki imzalar arasında herhangi bir şekilde benzerlik bulunmadığını, rapora yaptıkları itirazları doğrultusunda yeniden incele yapılmaksızın ilk bilirkişi raporu esas alınarak imzaya karşı itirazlarının reddedildiğini, redde bağlı olarak Yerel Mahkeme tarafından "takip durdurulmuş olmakla, asıl alacağın %20 si oranında tazminatın davacılardan alınarak, davalıya verilmesine, Asıl alacağın %10 u oranında para cezasının davacılardan alınarak hazineye irad kaydına, " karar verildiğini, İcra İflas Kanunu 168./4 ve imzaya itiraz başlıklı 170 maddesinde borçlu tarafından yapılan imzaya itiraz ve sonuçları düzenlendiğini, madde hükmünden de anlaşılacağı üzere borçlunun kendisine ait bir imzayı reddetmesi halinde borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere inkâr...

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takibe konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibe dayanak senette ödeme yeri ve düzenleme yeri bulunmadığını, şekli anlamda ve kanunun belirtildiği anlamda ilgili evrakın senet niteliğine haiz olmadığını, ayrıca bedel kaydının da yer almadığını, ayrıca müvekkilinin alacaklıya borcunun bulunmadığını, bu nedenlerle imzaya, borca ve tüm ferilerine ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini ileri sürerek takibin borçlu müvekkili yönünden durdurulmasına, davalı aleyhine %20′den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince, imza incelemesi yaptırılarak, bilirkişi raporu aldırılmış ve Davacının imzaya itirazının ve senedin kambiyo vasfına haiz olmadığına ilişkin itirazlarının ayrı ayrı reddine, Davacının borca yönelik itirazlarının kısmen kabul kısmen reddi ile; Bursa 8....

    İstinaf Sebepleri Davalı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; alınan raporlar arasında çelişki olduğunu ve raporlardaki çelişkilerin giderilmesinin hukuki bir gereklilik olduğundan bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece verilen karara karşı davalı alacaklı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi ve kamu düzeni kapsamında yapılan inceleme neticesinde hakkında mirasçı sıfatıyla takip yapılan ...'...

      UYAP Entegrasyonu