Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine tazminat talep eden tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması gerekmektedir. Diğer maddi koşulu ise tazminat istenenin kusurlu olmasıdır....

    Davanın taşıma hukukundan kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası olduğu, davacının kaybolan ürün bedelini ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. TTK'nun 875.Maddesi- (1) Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. MADDE 876- (1) Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Davaya konu kargonun davalı taşıma şirketi tarafından kaybedildiği iddia edilmektedir. MADDE 880- (1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır....

      sorumluluğuna dayalı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm kusursuz sorumluluktan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 09.02.2012 tarihli 2012/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 04.09.2012 (Salı)...

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.04.2004 tarih ve ... sayılı kararıyla ... ilçesi, ... mahallesinde bulunan 947 ada 31 parsel sayılı 15.840,97 m² yüzölçümlü taşımazının tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile ... adına tescil edildiklerini, kararın temyiz incelemesinden geçerek 17.02.2012 tarihinde kesinleştiğini, tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklı maddi ve manevi zararının karşılanması gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 10.000.-TL maddi, 50.000.-TL manevi tazminat istemleriyle dava açmıştır. Daha sonra 11.02.2014 havale tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 731.454,88.-TL tazminat isteğinde bulunmuştur.. Davalı ...; davanın idare mahkemesinde açılması gerektiğini, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğundan tazminat istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

            İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının iş gücü kaybı nedeniyle uğradığı maddi zararın hesaplanması amacıyla dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda, davacıya ödenen nakdi tazminat ve bağlanan vazife malullüğü aylık tutarı da dikkate alındığında davacının maddi bir zararının olmadığı belirtildiğinden; hükme esas alınabilir nitelikte olan rapora göre davacının maddi tazminat isteminin reddine, kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca davacının manevi tazminat isteminin kabulüne, 40.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir....

              İlk derece mahkemesince; yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporları doğrultusunda davacıların maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü, hesaplanan tazminattan takdiren %20 müterafik kusur indirimi yapılarak; davacılardan ... için 67.632,68 TL, ... için 19.392 TL, ... için 16.383,28 TL, ... için 11.322,38 TL, ... için 9.127 TL maddi tazminatın 15/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü, hesaplanan tazminattan takdiren %20 müterafik kusur indirimi yapılarak; takdiren davacılardan ... için 24.000 TL, ... için 8.000 TL, ... için 8.000 TL, ... için 8.000 TL, manevi tazminatın; davacı ... için 8.000,00 TL manevi tazminatın ayrı ayrı 15/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

                Bu sebeple, noterlerin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.Tüm kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu gibi zarar gören davacı, davalı noterin kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Zarar gören davacı, yalnızca, zararla eylem arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamak zorundadır. İlliyet bağının kesildiği durumlarda kusursuz sorumlu olan kişi sorumlu tutulmayacaktır. Mücbir sebep, zarar görenin tam kusuru ve üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilir ve kusursuz sorumlu olan kişi sorumluluktan kurtulur. Buna göre, noter, gerekli özeni gösterdiğini iddia ederek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Ancak, gerekli özeni göstermiş olsa bile, zararın doğmasına engel olamayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. Bu husus nedensellik bağının kesilmesidir. Bunun ispatı da davalı notere aittir....

                HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 1305,40 TL maddi tazminatın davalı ... A.Ş. Yönünden dava tarihinden davalılar ... ve ... yönünden kaza tarihi olan 09/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine, davacının maddi tazminat talebi yönünden fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, 2- Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ...'den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmeine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca manevi tazminat yönünden alınması gerekli 1.024,65 TL harçtan peşin olarak alınan 102,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 922,19 TL harcın davalılar ... ve ...'...

                  Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda ise;yukarıda ifade edilen yasa hükmü ve açıklamalar incelendiğinde de görüleceği üzere,davacının malvarlığı yönünden zarara uğradığı kuşkusuz olmakla,eldeki bu davada manevi tazminat istem koşullarının bulunmadığı açıktır. Bu itibarla,davacının manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile manevi tazminat istemi yönünden kısmen kabul kararı verilmesi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu