Gerçekten davacının Kurum işleminin iptali talebi yönünden, sürekli iş göremezlik geliri hesaplamasına ilişkin taraflar arasındaki uyuşmazlık değerlendirilerek gelire esas aylığın tespiti halinde davacı sürekli iş göremezlik fark aylığının ödenmesi ile ilgili dava açmasına gerek kalmadan amaçladığı sonuca ulaşmış olacaktır (Bkz. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 24/05/2010 tarih ve 2009/9347 esas, 2010/5857 sayılı kararı). Öte yandan, davacının dava dilekçesi içeriğinde bu davanın hatalı Kurum işleminin iptali ile birlikte fark alacağının tahsili için açıldığını belirttiği, buna göre talebinin esasen, işlemin hukuka aykırılığı tespit edilmek suretiyle alacağın ödenmesi isteminden ibaret olduğu anlaşılmaktadır. O halde davacı, Kurum işleminin hatalı olduğu ve sürekli iş göremezlik gelir farkı miktarına hak kazandığının tespiti suretiyle davalının sürekli iş göremezlik gelir farkı miktarının faiziyle birlikte ödemeye mahkum edilmesini de istemektedir....
ın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava, davacının eşinden muvazaalı olarak boşandığı iddiası ile yetim aylığının kesilmesine ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Birleşen dosyada ise davalı / karşı davacı Kurum vekili, yersiz aylık ödemesine ilişkin olarak başlatılan icra takibinin davacı / karşı davalı ...'ın itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı / karşı davalı ... hakkında % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen .... 6. İş Mahkemesi'nin 2013/478 Esas ve 2016/1 Karar sayılı dosyasındaki istem yönünden davanın kabulü ile davacının .... 21. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6981 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen icra takibine yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, takibe konu asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmiştir....
DAVA Davacı vekili, Bağ-Kur kaydına esas olan işini ve vergi kaydını 30.11.2011 tarihinde kapattığını, buna rağmen davalı Kurum 11.07.2019 tarih ve 10110200 sayılı davacının dilekçesine karşı verdiği 22.07.2019 tarih ve 94789460 - 201.02.01 - E.10540707 sayılı yazısı ile müvekkilinin 1112143954 bağ.no.suna kayden 4/B-sigortalılık kaydının devam ettiğini müvekkiline bildirdiğini, oysa; 30.11.2011 tarihinden sonra müvekkilinin Bağ-Kur'lu olmasına esas olacak herhangi bir kaydının mevcut olmadığını, bu husus araştırıldığında müvekkilinin 1479 sayılı Kanun'a tabi bir hizmetinin mevcut olmadığının anlaşılacağını belirterek, haksızlığın ve muarazanın giderilmesi yolundaki dilekçelerine karşı verilen cevabi yazının iptali ile son olarak 28.01.2014 tarihinden itibaren dava tarihine kadar son 3,5 yıldan fazladır SSK'lı olarak çalıştığının ve Bağ-Kur sigortalılığının 30.11.2011 tarihinde sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı eczacı, davalı kurumca yapılan denetimler sonucunda 2009 protokolünün 5.3.6. maddesini ihlal ettiği gerekçeleri ile davacı eczacının uyarılmasına ve 1.071,30 TL cezanın tahakkuk ettirildiğini, yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek 21.11.2011 tarihli fesih işleminin iptali ile muarazanın giderilmesini istemiştir. Davalı yapılan işlemin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan feshin haksızlığının tespiti, protokolün iptali, muarazanın giderilmesi, edimlerin ifası olmadığı taktirde tazminat istemli olup, davacı- karşı davalı ... Ltd.Şti. vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine dair 29.12.2021 günlü ara kararın süresinde davacı- karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. madde uyarınca istinaf nedenleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Somut olayda ...Şirketi ile ...Şirketi arasında 25.10.2013 tarihli ortak girişim anlaşmasının ve 17.12.2013 tarihli iş ortaklığı sözleşmesinin akdedildiği, ... Şirketinin pilot ortak olarak belirlendiği, iş ortaklığı ile davalı Kooperatif arasında 2659 ve 2678 parsellere ilişkin 02.12.2013 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin akdedildiği, davalı kooperatif ile iş ortaklığı nam ve hesabına ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, taraflar arasında düzenlenen protokolün 6.3.3 maddesi gereğince "reçetede yazılı bulunan ilaçların hak sahibi ya da yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın usulüne uygun olarak alınmadığının tespiti edilmesi sebebi ile reçete bedellerinin 5 katı tutarında 9.330,92 TL cezai şart ve uyarı cezası verildiğini, söz konusu ilaçların eczacı tarafından hastaya veya hak sahibine verildiğini, soruşturma raporunun tek başına hükme dayanak yapılamayacağını ileri sürerek kurum tarafından uygulanan işleminin iptali ile muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir....
Toplanan delillerin değerlendirilmesi neticesinde; (...) davaya konu reçete bedellerinin eczacıdan tahsil işleminin Sosyal güvenlik kapsamındaki kişilerin Türk eczacılar birliğine üye eczanelerden ilaç teminine ilişkin protokol maddeleri ve sair kurum mevzuatlari ile ilişkilendirilemeyeceği, düzenlenen raporun şeklen protokole ve sağlık uygulama tebliğine uygun düzenlendiği, doktor imzası ve kaşesinin gerçekte doktora ait olup olmadığının eczacı tarafından [tespitinin] mümkün olamayacağı, eczacının ilaçları karşılarken böyle bir tespit görevinin bulunmasına ilişkin yasal sorumluluğunun bulunmadığı gibi eczacının rapor üzerindeki doktor kaşe ve imzasının gerçek olup olmadığını tespit etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla ve dosya kapsamıyla davanın kabulü ile, davaya konu davalı yanın 10.07.2017 tarih ve 3669760 sayılı yazısı ile davacı yana bildirilen işlemin iptali ile, taraflar arasındaki muarazanın bu şekilde giderilmesine karar vermek gerekmiş (...)" gerekçeleri ile davanın kabulüne...
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici .... maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ : ...-Hükmün ... ve ... no’lu bentlerinin silinerek yerine “Davanın kabulüne, aksi kurum işleminin iptali ile, davacının ....03.1985-25.....1994 tarihleri arası 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılık süresinin geçerliliğine” sözlerinin yazılmasına ve hükmün bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 06.....2014 günü oybirliği ile karar verildi....
Davacı, davalı kurum tarafından “kamu kurumu statülü şirketler” konulu yazılar gönderildiğini, kendilerinin Türk Ticaret Kanunu'na göre kurulmuş Özel Hukuk Tüzel Kişisi niteliğinde şirket olduklarının tespitini ve davalı tarafından işçi alım ilanlarının davacı kurumun internet sitesinde yayınlanması ve İş Kanunu kapsamında eski hükümlü çalıştırma yükümlüsü olduğu yönündeki yazılarla yaratılan muarazanın giderilmesini istemiştir. Davalı Türkiye İş Kurumunun faaliyetleri kamu hizmeti kapsamında olup davacıya gönderdiği yazılar idari işlem niteliğindedir. Davanın niteliği de esas itibariyle idari bir işlem olan yazıların iptali mahiyetindedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2/ 1-a maddesi hükmünce iptal davaları ise idari yargıda görülmek zorundadır. Bu koşul HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartlarındandır. Re'sen gözetilebileceği gibi yargılamanın her aşamasında taraflarca da ileri sürülebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın meni davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, eczacı Olduğunu, davalı kurum tarafından 14.1.2010 tarihli yazı ile yapılan denetimde eczanede kime ait olduğu belli olmayan 348 adet kupür ve 4 kutu kupürü kesilmiş ilaç bulunduğu gerekçesiyle 18.690,20TL cezai şart uygulanarak sözleşmenin 6 ay süreyle feshedildiğini, fesih ve cezai şart işleminin haksız olduğunu ileri sürerek, fesih işleminin haksız olduğunun tespiti ile cezai şartın iptalini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....