Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davacıların dava konusu yaptıkları taşınmaz hakkında 3402 sayılı Kanunun Ek - 4. maddesi gereğince yapılan kadastro işlemi sırasında tespite konu edilmediği, taşınmazın 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit sınırı içinde bulunduğu, 1988 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulamasına konu edilmediğinden halen orman sınırı içinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanuna eklenen Ek - 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Bölgede 1967 yılında kesinleşen orman kadastrosu ile 1989 yılında yapılarak kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur....

    Dava; tespite itiraza ilişkindir. HUMK’un 440/III-3 maddesine göre, görevsizlik, yetkisizlik, hakimin reddi, dava veya karşılık davanın açılmamış sayılması, davaların birleştirilmesi ve merci belirtilmesi kararlarının onanması veya bozulmasına ilişkin Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna başvuru olanağı yoktur. Somut olayda da; ... Anadolu 1. Kadastro Mahkemesinin 18.11.2020 tarihli ve 2020/69 Esas, 2020/221 Karar sayılı görevsizlik kararının onanmasına ilişkin Dairemizce verilen 05.10.2021 tarihli ve 2021/6930 Esas, 2021/10048 Karar sayılı ilamda her ne kadar sehven karar düzeltme yolu açık denilmişse de bu ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı olduğundan davacı asli müdahil Orman İdaresi vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı asli müdahil Orman İdaresi vekilinin karar düzeltme talebinin REDDİNE, 08.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen kısmın 2/B niteliğinde olduğu ancak bu kısım hakkında ek-4 madde kapsamına göre kullanım kadastrosu yapılmadığı, kullanım kadastrosu yapma görevinin idareye ait olduğu gerekçesiyle, bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen kısmın ise kesinleşmiş orman kadastro sınırları içerisinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile 3402 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sınırıları dışında kalan taşınmazın, kullanım kadastrosu kapsamına alınarak Hazine adına tescili ve davacı lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemine yönelik olup, kullanım kadastrosu ile yapılan tespite itiraz niteliğinde olmadığına göre temyiz inceleme görevi Yüksek 20. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi gereğince açılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 4785 sayılı Yasa gereğince 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 19.09.1997 tarihinde yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve kullanım şerhi istenen (B) işaretli taşınmazın tescil harici bırakılığı ve 2/B madde uygulamasına konu olmadığı belirlendiğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 20.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Her ne kadar mahkemece, çekişmeli taşınmazın kullanıcısının davacı ... olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, çekişmeli taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu, ancak, 3402 sayılı Yasaya 5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen Ek 4. madde gereğince yapılan kulanım kadastro tespiti çalışmalarında, tespite konu edilmeyerek, tutanak düzenlenmediği, idareyi 3402 sayılı Yasaya eklenen Ek 4 maddesine göre kullanım kadastrosu yapılmasına zorlayıcı nitelikte bir dava açılamayacağından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünceyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18/06/2012 günü oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi Taşınmaz hukukuna ilişkin davada ... Kadastro ve ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu tespitine askı ilân süresi içinde yapılan itiraza ilişkindir. ... Kadastro Mahkemesince, kadastro tespitinden sonra doğan haklara ilişkin uyuşmazlıklara kadastro mahkemesinde bakılmayacağı bu tür davaların asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın açıldığı tarih itibariyle askı ilân süresinin halen dolmadığı görülmekle askı ilân süresi içinde açılan davalara bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

              Davacılar vekili 15/07/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile yörede 17/06/2014 tarihinde ilan edilen 2/B uygulamaları sırasında söz konusu taşınmazın tamamının 2/B niteliği ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, bu tespite yönelik herhangi bir itirazlarının bulunmadığını ancak 2/B uygulama tutanaklarında taşınmazın şagili olarak davacıların murisi olan ... ile birlikte..... de yer aldığını, oysaki taşınmazın tek kullanıcısının ... mirasçıları olan davacılar olduğunu belirterek tutanaklarda yer alan şagillik tespitinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacıların bu taleplerini ancak kullanım kadastro çalışmaları sırasında ileri sürülebileceği gerekçesiyle hukuki yararı bulunmadığından dava reddedilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 2/B uygulamasına itiraza ilişkindir....

                Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 27.02.1989 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu çalışmaları ise 02/08/2010 - 04/09/2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HMK'nın 302/5. ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2.540,00....

                  Dava, kullanım kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılmış bir tespite itiraz davasıdır. Dava açılmakla kadastro tutanağının kesinleşmesi önlenmiştir. Oysa, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi ancak "kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlar” hakkında uygulanabilir. Dava açılmakla tutanak kesinleşmeyeceğinden, askı ilan süresi içinde açılan dava, kadastro sırasında yapılan teknik hatalardan kaynaklanıyor dahi olsa, kadastro mahkemesi görevlidir ve işin esasını incelemek zorundadır. Diğer taraftan, mahallinde yapılan keşiften, davacının talebinin teknik hataların düzeltilmesinden kaynaklanmadığı; kendi fiili kullanımında olan bir kısım taşınmaz bölümlerinin komşu taşınmazlarda kaldığı iddiasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu