Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece bozma kararında belirtilen yönde bir araştırma yapılmaksızın sadece kullanım kadastrosu yapıldığı tarihte çekişmeli taşınmaz üzerindeki binanın kim tarafından kullanıldığı hususunda yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurularak bu konudaki çelişkiler de giderilmeden çekişmeli taşınmazın kullanım kadastrosu yapıldığı sırada davalı ... tarafından kullanıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....

    Bu yasal düzenlemelere göre askı ilân süresi içinde açılan tesbite itiraz davaları ile ayrıca 6831 sayılı ... Kanununun 11. maddesi uyarınca askı süresi içinde açılan ... kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davaları da kadastro mahkemesinde görülüp sonuçlandırılır. Somut olayda, ... ... ... Mahallesinde 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosunun yapıldığı ve ... Mahallesi 344 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların kullanımsız şerhi ile birlikte ... Hazinesi adına tespit edildiği ve bu tespite ilişkin ilânın 14.04.2012 ve 14.05.2012 tarihleri arasında yapıldığı anlaşılmış olup davanın açıldığı 03.05.2012 günü itibariyle askı ilân süresinin halen dolmadığı görülmekle askı ilân süresi içinde açılan davalara bakma görevinin ... Kadastro Mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında, ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 442 parsel sayılı 32.466,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, ... işgalinde bulunduğu şerhi yazılarak 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığından, tarla vasfıyla Hazine adına tespit edilmiştir. ... tarafından açılan tespite itiraz davası sonucu mahkemece davanın 30 günlük sürede açılmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek tutanak aslının Tapu Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir. Davacı Hazine çekişme konusu taşınmazın malik hanesinin açık bulunduğu iddiası ile taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır....

        Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kullanım kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 27.02.1989 tarihinde ilânı yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. 3402 sayılı Kanunun Ek-4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu çalışamaları ise 02/08/2010 - 04/09/2010 tarihleri arasında ilân edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HMK'nın 302/5. ve 373. maddeleri uyarınca dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, temyiz isteminin duruşmalı yapılması nedeni ile Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 2037,00....

          Ancak; dava konusu taşınmazın içinde yer aldığı 1407 parsel sayılı taşınmaz, 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu 51 parsel numarası ile orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, süresi içerisinde dava açılması sebebi ile tutanak kesinleşmemiş, ancak daha sonra dava dosyasına ve tutanağa ulaşılamamış, tapu kütüğünde malik hanesi açık olduğundan bahisle Tapu Kadastro Müdürlüğünün yazısı üzerine 1991 yılında taşınmaz hakkında yeniden kadastro tutanağı düzenlenerek 1407 parsel numarası altında günlük ormanı ve tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, bu tespite karşı kişiler tarafından kadastro tespitine itiraz davası açılmış, 1994/43 Esas sayılı dava devam ederken çekişmeli taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanakları tanzim edilmiştir....

            Dava konusu 148 ada 22 parsel sayılı taşınmazın içinde yer aldığı 1407 parsel sayılı taşınmaz, 1954 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 51 parsel numarasıyla orman vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, süresi içerisinde dava açılması sebebi ile taşınmazın tutanağı kesinleşmemiş, ancak daha sonra dava dosyasına ve tutanağa ulaşılamamış, tapu kütüğünde malik hanesi açık olduğundan bahisle Tapu Kadastro Müdürlüğünün yazısı üzerine 1990 yılında taşınmaz hakkında yeniden kadastro tutanağı düzenlenerek 1407 parsel numarası altında tarla vasfı ile Hazine adına tespit edilmiş, bu tespite karşı kişiler tarafından kadastro tespitine itiraz davası açılmış ve Kadastro Mahkemesinin 1994/43 Esas sayılı dosyasında dava devam ederken, taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu tutanakları tanzim edilmiştir....

              Dava kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olup davacılar çekişmeli taşınmazda muris ... mirasçıları lehine zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa ile eklenen Ek 4. maddede, bu maddeye göre yapılacak kadastro sırasında fiili kullanım durumunun esas alınacağı, kim veya kimlerin ne zamandan beri kullanımında olduğunun beyanlar hanesinde gösterileceği belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın eskiden bahçe olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de hali hazırda ne şekilde kullanıldığı hususunda bir açıklık bulunmadığı gibi 29.11.2012 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişi ile davacı tanığının beyanları kullanım konusu ve süresi yönünde çeliştiği halde çelişkiler giderilmeden ve tespite aykırı sonuca varıldığı halde tutanak bilirkişileri dinlenilmeden karar verilmiştir....

                Dava, kullanım kadastrosu tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılmış bir tespite itiraz davasıdır. Dava açılmakla kadastro tutanağının kesinleşmesi önlenmiştir. Oysa, 3402 sayılı Yasanın 41. maddesi ancak "kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlar” hakkında uygulanabilir. Dava açılmakla tutanak kesinleşmeyeceğinden, askı ilan süresi içinde açılan dava, kadastro sırasında yapılan teknik hatalardan kaynaklanıyor dahi olsa, kadastro mahkemesi görevlidir ve işin esasını incelemek zorundadır. Diğer taraftan, mahallinde yapılan keşiften, davacının talebinin teknik hataların düzeltilmesinden kaynaklanmadığı; kendi fiili kullanımında olan bir kısım taşınmaz bölümlerinin komşu taşınmazlarda kaldığı iddiasına yönelik olduğu anlaşılmaktadır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TESPİTE İTİRAZ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; kullanım kadastrosuna konu olup, davacı lehine kullanıcı şerhi verilen taşınmazın yüzölçümünün eksik tespit edildiği iddiasına dayalı olarak, kullanım kadastrosuna konu olan taşınmaz zilyedi ve Hazine aleyhine açılan tespite itiraz istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 09.07.2021 günü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmakta ise de anılan Dairenin 16.11.2021 tarih ve 2021/16713-11251 sayılı görevsizlik kararı ile dosya Dairemize gönderilmiştir. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21....

                    Dava, kullanım kadastrosu sonucu oluşan beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhine yönelik olarak açılmış, dava ve temyize konu taşınmazın 116 ada 3 parsel sayılı taşınmaz olduğu tespit edilmiştir. Dava konusu taşınmaza ait tapu kayıt örneğinden çekişmeli 116 ada 3 parsel sayılı taşınmazın ... Kadastro Mahkemesi'nin 2010/565 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu, UYAP üzerinden yapılan incelemede ise ... Kadastro Mahkemesi'nin 2010/565 Esas sayılı dosyasında ...'ün taşınmazın beyanlar hanesindeki eylemli orman şerhinin kaldırılması istemiyle 15.07.2010 tarihinde dava açtığı ve davacı ... tarafından çekişmeli taşınmaza yönelik olarak Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 19.10.2011 tarihinde açılan dava tarihinde de 2010/565 Esas sayılı tespite itiraz davasının derdest olduğu anlaşılmaktadır. Dava tarihinden önce çekişmeli taşınmaz hakkında kadastro mahkemesinde açılmış ve derdest bir dava bulunduğuna göre çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiğinden söz edilemez....

                      UYAP Entegrasyonu