Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVALILAR : HAZİNE, ÇAYIRLI KÖYÜ TÜZEL KİŞİLİĞİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ KANUN YOLU : TEMYİZ Dava, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılıp, kullanım kadastrosuna tabi tutulan taşınmazların orman vasfıyla Hazine adına tapuya tescilleri istemiyle Orman Genel Müdürlüğü tarafından açıldığına ve dosyada mevcut orman mühendisi bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Yasa'nın 1/1. maddesi kapsamında orman vasfında oldukları açıklandığına göre, orman araştırması yönünden değerlendirme yapılması gerekeceğinden temyiz inceleme görevi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 09.02.2018 tarih, 2018/1 sayılı ve önceki tarihli kararları ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca Yargıtay ... Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 17.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı ... 102 ada 53 parsel sayılı taşınmazın kimsenin kullanımında olmadığını belirterek, ... lehine konulan kullanım şerhinin silinmesi istemiyle; ... 53 sayılı parselin uzun yıllardır kendi zilyedliğinde olduğu iddiasıyla, ... adına yapılan tespitin iptali istemiyle;...ve arkadaşları da 104 ada 58 sayılı parselin ... adına yapılan tespitinin iptali istemiyle dava açmış, mahkemece, ...nin şerhe yönelik davasının reddine; davacıların davasının kabulü ile 102 ada 53 sayılı parselin ... adına; 104 ada 58 parselin 1/3 er pay oranı ile.. mirasçıları ... adına tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı...davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen Ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında ... Köyü 117 ada 3 parsel sayılı 34396 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 2/B niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiş, beyanlar hanesinde ... oğlu ...'ın kullanılmında olduğu açıklanmıştır. Davacı, taşınmazı kendisinin kullandığı iddiasıyla dava açmış, davalı davayı kabul etmiştir. Mahkemece kabul nedeniyle davanın kabulüne ve dava konusu parselin kadastro tespit tutanağının beyanlar hanesine "parsel üzerindeki fındık ağaçları 01.01.1933 doğumlu ... oğlu ...'...

        Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Kural olarak; kadastro davalarında husumetin tespit malikine yöneltilerek açılması gerekir. Husumet davanın görülebilme koşulu olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden nazara alınmalıdır. Ormanların mülkiyeti Hazineye, kullanım ... ise orman genel müdürlüğüne ait olduğundan ve aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, bu tür davalarda husumet Orman Yönetimi ile birlikte Hazineye de yöneltilmelidir. O halde; mahkemece Hazine davadan haberdar edilerek taraf teşkili sağlanmalı, iddiaları sorulup gösterecekleri delilleri toplanmalı ve ondan sonra işin esası hakkında hüküm kurulmalıdır. Kabule göre de; ... bilirkişi krokisinde dava konusu parselin hangi bölümünün davacılar adına tescil edileceği ölçekli olarak gösterilmeyerek kararın infazı sırasında tereddüt yaratılmış olması da doğru değildir....

          Davacı, kadastro tutanağının beyanlar hanesine ölü babası lehine şerh verildiğini ancak babasının soyadı “...” olduğu halde tutanağın beyanlar hanesinde “...” olarak yazıldığı ve ayrıca taşınmazın 1000 m² yüzölçümünde olmasına rağmen 867 m² olarak ölçüldüğü iddialarıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın soyadı düzeltilmesine yönelik olarak kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir....

            Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 11.09.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Kural olarak; kadastro davaları, lehine tesbit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Kanunun ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tesbit maliki olan Hazine ile beraber, tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanım şerhi verilen kişi veya kişilere birlikte yöneltilmesi zorunludur. Ancak, davacı ... Yönetimi, sadece Hazineye husumet yöneltilerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece de, tutanağın beyanlar hanesinde lehine kullanım şerhi bulunan ...'ın davaya dahil edilmesi gerektiği düşünülmemiştir....

              Mahkemece, çekişmeli yer hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenmediğinden davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 5831 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen ek 4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastro tespitine itiraza ilişkindir. Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, gerçekten kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar....

                Bu maddeye göre yapılacak kadastro çalışmaları ikinci kadastro sayılmaz.". Kadastro tespit tutanağının ya da kütüğün beyanlar hanesinde ... zilyedlik veya muhdesat şerhi, aynî bir hak olmayıp, kişisel hak niteliğinde olduğundan tapu sicilinden ayrı olarak alınıp, satılması, değiştirilmesi mümkün değildir. Şerhe ilişkin talepler, tarafların isteğiyle dahi Tapu Sicil Müdürlüğünce yerine getirilemez ve dava yoluyla genel mahkemeden istenemez. Ancak, yukarıda açıklandığı gibi yörede 4127 Sayılı Yasa ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. maddesine ve 3402 Sayılı Yasanın Ek 4- maddesi gereğince yapılacak kullanım kadastrosu sırasında ileri sürülebilir ve hak sahipliği tespit komisyonunca değerlendirilebilir. İtiraz ve dava haklarının da bu aşamada kullanılması gerekir....

                  Dosya kapsamından, dava konusu taşınmazda 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4. maddesine dayalı olarak kullanım kadastrosu ya da güncelleme çalışması yapılmadığı anlaşılmaktadır. 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman dışına çıkartılan alanlarda kullanım kadastrosu yapılması işlemi idari bir tasarruf olup, kullanım kadastrosu yapılmayan taşınmazların beyanlar hanesine zilyetlik şerhi verilmesine ilişkin davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Yukarıda belirtildiği gibi dosya kapsamından davacı vekilinin asıl talebinin, kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen yerin vekil eden adına tespit edilmesi (kullanıcı şerhi verilmesi) istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi de zorunludur....

                      UYAP Entegrasyonu