Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve nafaka talepleri ile çocuk yararına hükmolunan nafaka miktarları, çocuğun annenin soyadını kullanmasına izin hakkında hüküm kurulmaması yönünden; davacı-davalı erkek tarafından ise katılma yoluyla kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80'er TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine...
Noterliği’nin 22.08.2007 tarih, ... yevmiye sayılı limited şirket hisse devri sözleşmesi uyarınca hisselerini devraldığı şirkete ait çek yapraklarını sanık ...’in kullanmasına izin verdiği ve sanıkların resmi belgede sahtecilik suçlarını birlikte işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında; aralarında menfaat çatışması bulunan sanıkların ayrı müdafiler tarafından savunulması gerektiği gözetilmeden, aynı avukatın her üç sanık müdafii olarak oturumlara katılıp savunma yapması suretiyle ... sayılı Avukatlık Kanunu'nun 38 ve ... sayılı CMK'nin 152. maddesine aykırı davranılması, Yasaya aykırı, sanıklar müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin bu sebepten dolayı ... sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken ... sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.05.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 112 ada 17 parsel sayılı taşınmazdaki binanın 1.katını davalıdan satın aldığını, taşınmazı alırken kömürlüğün ortak kullanılacağı hususunda davalı ile anlaşılmış olmasına rağmen davalının kömürlüğü kullanmasına izin vermediğini, davalıya ait su deposu ve eşyalarının bulunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın keşfen sabit olduğu gerekçesiyle elatamanın önlenmesi isteği bakımından davanın kabulüne karar verilmiş, yıkım isteği bakımından hüküm kurulmamıştır. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir....
Davacı, paydaşlar arasında yapılan fiili taksim sonucu davalının dava konusu taşınmazın bir kısımını yol olarak bıraktığı halde bu yeri kullanmasına izin vermediğini öne sürerek elatmanın önlenmesi ve kal isteminde bulunmuştur. Davacının talebinin genel yola elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkin olmadığı anlaşılmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir....
Davalı, çekişmeli bağımsız bölümü kendi parasıyla yapıldığını, bu nedenle davacının kullanmasına izin verdiğini, aylık 100.-TL de ödediğini bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı iddiası sabit görülerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....,'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, kayden davacıya ait bağımsız bölüme davalı tarafından haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elatıldığı anlaşıldığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 108.00.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
a ait sağlık karnesini kullanarak hamileliği süresince kontrol ve tedavi olduğu ve bu şekilde kamu kurumu niteliğindeki Sosyal Güvenlik Kurumunu dolandırdığı, sanık Hatice'nin de, kendisine ait sağlık karnesini sanık...in kullanmasına izin vermek suretiyle bu suça iştirak ettiği ve böylece sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia olunan somut olayda; üzerinde herhangi bir tahrifat yapılmaksızın suçta kullanılan sağlık karnesinin başkasına ait olduğunun görevlilerce basit bir denetim sonucunda kolaylıkla tespit edilmesinin mümkün olduğu, sanıkların eyleminin aldatma özelliğinden yoksun olması nedeniyle hile boyutuna ulaşmadığı, bu nedenle olayda dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığından sanıklar hakkında verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, erkeğin soyadını kullanma talebi hakkında karar verilmemesi, yönlerinden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadın tarafından harcı verilerek usulüne uygun şekilde açılmış, kadının erkeğin soyadını kullanmasına izin verilmesine dair bir davasının bulunmadığının ve gerekçeli kararın davaya cevap kısmında "davalının sürekli boşanma isteği" kısmında davacı yazılması gerekirken "davalı" yazılmasının maddi hata niteliğinde olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, 119,120 ve 822 parsel sayılı taşınmazlardan pay satın aldığını, fiilen kullanan dava dışı .....’un payına isabet eden bölümleri davalılar kullandıkları gibi, kullanmasına da izin vermediklerini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ile taşınmazların teslimini istemiştir. Davalı ..., şufa haklarını kullandıklarını bildirmiş, diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, taşınmazların tümünün davalılar tarafından kullanıldığı gerekçesiyle davacının payına elatmanın önlenmesine karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşandığı Kocasının Soyadını Kullanmasına Dair Verilen İzin Kararının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından 14.10.2015 tarihli temyiz talebinin reddine ilişkin ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Temyizin süresinde olmadığı gerekçesiyle mahkemece tesis edilen temyiz talebinin reddine dair 14.10.2015 tarihli ek karar temyiz edene 21.10.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu karara karşı temyiz müddeti, tebliğinden itibaren 7 gündür (HUMK m. 432/son). Davalı bu kararı yedi günlük temyiz süresi geçtikten sonra 05.11.2015 tarihinde temyiz ettiğine göre temyiz süresinde değildir. Bu sebeple temyiz talebinin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
Keskin'in de kendisinin malik olduğu dönemde izin çerçevesinde sözü edilen tesis ve değişiklikleri gerçekleştirmediği ve bağımsız bölümünün mülkiyetini başkasına devrettiği gözetilmeden davacı tarafından ... Keskin'e verilen kullanım izninin bu kişiden sonra dava konusu bağımsız bölüme malik olan diğer davalıları kapsamayacağı düşünülmeden, davanın kabulü ile bilirkişi tarafından saptanan projeye aykırılıkların yıkılarak eski hale getirilmesine karar verilmesi yerine, davalının tutumunun dürüstlük kurallarına aykırı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.11.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....