Mahkemece, davacının maruz kaldığı olay neticesinde meydana gelen rahatsızlığın daha öncesinde mevcut olması ve belfıtığının sağ kalçaya taş düşmesinin neden olmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın sigorta şirketi aleyhine açılması gerektiğini, çekilen krediye istinaden müteveffa ile sigorta şirketi arasında hayat sigortası tanzim edildiğini, davacı bankanın sigorta şirketi aleyhine yasal yolları tüketmediğinden davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkillerinin murislerinin hayat sigortası kapsamında kredi borçlarının kapatılmasını talep ettiklerini, ancak sigorta şirketinin bankaya murisin kalp rahatsızlığını poliçe öncesine dayandığını, rahatsızlığın sözleşmenin kurulması aşamasından istenen sağlık beyanı kısmında beyan edilmediğini, TTK'nın ilgili hükümleri gereği poliçenin teminatında indirime gidildiğini belirterek davacı bankaya 12.000,00TL bakiye borç tutarı ödendiğini, müteveffanın ölümünün kalp rahatsızlığı olmadığını, rahatsızlığın ölüm ile arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığını, davacı bankanın müvekkillerine değil sigorta şirketine dava açması gerektiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir...
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalının evliliğinin henüz 3. ayında davalının erken menapoz hastası olduğunu öğrendiğini, davalının bunu müvekkilinden sakladığını, buna rağmen müvekkilinin 2 yıldan fazla evliliğine devam ettiğini, bebek sahibi olmalarına engel bu rahatsızlığın müvekkilinden saklandığını, müvekkilinin tedavi amaçlı her ay 1.000 TL ye yakın harcama yaptığını, düğünde takıların bir kısmının bozdurulduğunu, ancak bu rahatsızlığın aileden gelen genetik olduğunu, Cumhuriyet Üniversitesi'nde yapılan muayanede tedavinin mümkün olmadığının belirtildiğini, müvekkilinin baba olma ihtimalinin bulunmadığının bu durumun davalı tarafından saklandığını belirterek TMK 174/1 ve 2 maddeleri gereğince 30.000.TL maddi, 70.000.TL manevi tazminata hükmedilmesini, ve HMK'nun 326. maddesi gereğince yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesi talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Sivas 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İbraz olunan doktor raporu içeriğine, gecikmiş itiraza mazeret teşkil eden rahatsızlığın itiraz edilmesini engeller nitelikte bulunmamasına, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu...
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacının iş sözleşmesinin davacının gözündeki rahatsızlığın iş görme edimini yerine getirmeyi engellediği belirtilerek ... sebeplerinden 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/1-b uyarınca feshedilmesi ancak davacının fesih öncesi savunması alınmamasına göre feshin geçerli olmadığı anlaşıldığından davalının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle kararın bu gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 06/04/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturur. Bu durumda sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılmalıdır. (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy.K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.) Bu konuda yasal düzenlemeler emredici hükümler içermektedir. Diğer yandan Sorumluluk Hukukunun temel ilkeleri açısından bakıldığında da bu şekilde düzenlemenin mevzuatta yer almış olması zarar görenin zararının karşılanması yönünde önemli bir teminattır. Mahkemece, gerçek kişi aleyhine açılan davada yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Ancak yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını da gerektirmediğinden; kararın, HUMK'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın iş verenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.(HGK 23/06/2004, 13/291-370) Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 55.000,00 TL. manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu ortadadır. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, kat maliklerine ağaç dikip manzaranın kapatılması şeklinde verilen rahatsızlığın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde basit cinsel saldırı HÜKÜM : Basit cinsel saldırı suçundan mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Adli Tıp Kurumu 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Sorgu esnasında suça sürüklenen çocuğun müdafisinin, müvekkilinin akli dengesinin yerinde olmadığını söylemesi, kovuşturma aşamasında suça sürüklenen çocuğun talimatla alınan savunması sırasında, müdafiisinin duruşma öncesi suça sürüklenen çocuğu haricen gözlemlediğinde ceza ehliyeti yönünden sıkıntıları olduğu yönünde bir izlenim edindiğini ve ceza ehliyeti yönünden inceleme talep ettiğini söylemesi ve suça sürüklenen çocuğun da küçükken bir rahatsızlık geçirdiğini, o rahatsızlığın etkisiyle öğrenme güçlüğü yaşadığını, aynı zamanda unutkanlık ve algılamamaya yönelik sıkıntılarının olduğunu söylemesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun, suç tarihi itibarıyla TCK'nın 32. maddesi uyarınca ''akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp...