Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mevkiinde bulunan ve yörede yapılan kadastroda tapulama harici bırakılan daha sonra 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca adına orman sınırları dışına çıkarılan 23 ilâ 39 numaralı orman sınır noktaları ile çevrili taşınmaza davalıların müdahale ettikleri iddiasıyla müdahalelerinin önlenmesini ve taşınmazın adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında, gerçek kişiler, tapulama harici bırakılan taşınmaz bölümlerinin kendi zilyetliklerinde olduğu iddiasıyla adlarına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Müdahiller ..., ... ve ... tarafından dava edilen taşınmaz içinde kalan yaklaşık 2000 m² yüzölçümündeki taşınmazı 1991 yılında harici senet ile satın aldıkları iddiasıyla adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece yargılama sırasında çekişmeli taşınmazlarla ilgili kullanım kadastrosu tutanağı tutulduğu ve görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir....

    Yargıtay H.G.K.nun 24.10.2001 gün, 2001/8-464/751 sayılı kararı ile H.G.K.nun 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, genel arazi kadastrosu sırasında orman niteliğinde tespit dışı bırakılan taşınmazın öncesinin orman olduğunun kabulü ile daha sonraki tarihte yapılacak orman kadastrosunda tespit harici bırakılmasından dava tarihine kadar yirmi yıllık zilyetlikle kazanma süresinin gerçekleşmediği durumda davanın reddinin gerekeceği hükme bağlanmıştır....

      Kullanım kadastrosu sırasında hakkında tutanak düzenlenmeyen, başka bir ifade ile kullanım kadastrosuna tabi tutulmayan yerlerde kullanıcı şerhi verilebilmesi için idareye başvurularak kullanım kadastrosu yapılmasının sağlanması gerekir. Somut olayda da dava, hakkında kullanım kadastrosu tutanağı düzenlenmeyen taşınmazın üzerinde davacı lehine kullanım şerhi verilmesi ve isim düzeltilmesi istemi ile açılmıştır. Mahkemenin idare yerine geçerek kullanım kadastrosu yapması mümkün bulunmadığına göre, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yön göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi; kabule göre tapu sicilinde kayıtlı olmayan yer hakkında ve dava açmayan kişi lehine de olacak şekilde kullanıcı şerhi verilmesi de isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Köyü 94 nolu parselin kadastro sırasında eski tapu kaydına dayalı olarak adlarına tespit olunduğunu, Orman Yönetiminin kadastro tesbitine itiraz ederek dava açtığını, Beykoz Tapulama Mahkemesinin 31.12.1973 tarih ve 1973/74 E., 1973/356 K. sayılı kararı ile davanın kabul edilerek, taşınmazın kadastro tesbitinin iptali ile tescil harici bırakılmasına ve orman tahdidinin müseccel olduğu bir tapu kütüğüne aktarılmasına karar verilerek kesinleştiğini, ancak; tapuda infaz işleminin yapılmamış olması ve tutanağın hala davalı görünmesi nedeniyle, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanunla eklenen 4. madde gereğince yapılan kullanım kadastro tespitli sırasında tescil harici bırakıldığını, taşınmazın 1986 yılında yapılan 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunu iddia ederek, öncelikle taşınmazın kadastro tespitindeki gibi kendileri adına tapuya tesciline, bu olmadığı taktirde Ek 4. madde kapsamında kadastrosunun yapılarak kullanım durumlarının tespitine karar verilmesi...

          anlaşılmaktaysa da; eldeki bu dava nedeniyle çekişmeli taşınmazın kullanım durumunun nizalı olduğu, yapılan kullanım kadastrosu çalışmasının kesinleşmeyeceği, davanın, kâl ve elatmanın önlenmesi yanında, kullanım kadastrosuna itiraza dönüştüğü ve eldeki davaya rağmen, tutanağın kesinleştirilmiş olmasının mahkemeyi bağlamayacağı açıktır....

            Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 04.05.2010 tarihinde kesinleşen kullanım kadastrosu çalışmaları vardır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 05/06/2017 gününde oy birliği ile karar verildi...

              Hukuk Dairesinin 28.09.2006 gün ve 9805-12230 sayılı bozma kararında özetle: "Davacının 1954 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda fundalık olarak tesbit harici bırakılan taşınmazla ilgili zilyetliğe dayalı olarak tescil davası açtığı, davacının haksız işgal ettiği, 7500 m2'lik taşınmazla ilgili olarak Milli Emlak Müdürlüğü tarafından ecrimisil tesbit tutanağı düzenlendiği ve davacının kullanım tarihinin başlangıcının 01.01.1995 olarak belirlendiği, bu tarihten 2003 yılına kadar her yıl ecrimisil bedeli ödediği, tarafların kabulünde olduğu ve ... sıfatıyla kullanımının bulunmadığı gözönüne alınarak davanın reddine karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dairece onanmıştır. Bu kez, davacı ... kararın düzeltilmesinin istemektedir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU: TEMYİZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sonucu, ... Köyü çalışma alanında bulunan 258 ada 7 parsel sayılı 1.524,03 metrekare yüzölçümündeki tarla niteliğindeki taşınmaz, beyanlar hanesinde 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi verilerek Hazine adına tespit ve tescil edilerek beyanlar 29.09.2015 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı ..., 13.04.2016 tarihli dava dilekçesi ile miras yolu ile gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın adına tescili istemi ile dava açmıştır....

                  Birleştirilen 2013/438 Esas sayılı dosyada davacı ... vekili 22/05/2013 havale tarihli dilekçesi ile...... ada 1 parsel sayılı tescil harici bırakılan taşınmazın üzerinde herhangi bir kullanım bulunmadığı ve taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu belirterek 3402 sayılı Kanunun geçici 8. maddesi uyarınca kadastroya tabi tutulan taşınmazın kadastro tutanağında davalı lehine konulan şerhin terkinini ve taşınmazın cins kısmındaki tarla ibaresinin kaldırılmasını talep etmiştir. Asli müdahil Orman Yönetimi vekili ..... sayılı dosyasına sunduğu 22/09/2014 havale tarihli dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın bir kısmının 1985 yılında kesinleşen orman kadastrosu çalışmalarında orman sınırları içerisinde kaldığını ve taşınmazın evveliyatının orman olduğunu belirterek taşınmazın orman sınırları içerisinde kalan kısmının orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

                    Genel arazi kadastrosu ise, 23.01.2007-21.02.2007 tarihleri arasında ilan edilerek 22.02.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Mahkemece davanın esası incelenerek hüküm kurulmuş ise de; delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmüştür, şöyle ki; kullanım kadastrosu tespitlerine karşı, askı ilan süresi içinde kullanım şerhine yönelik açılacak davalarda 3402 sayılı Kanunun 11 ve 26. maddeleri uyarınca kadastro mahkemeleri, askı ilan süresi sona erdikten sonra açılacak davalarda ise genel mahkemeler görevlidir. Somut olayda davacı dilekçesinde kullanım kadastrosuna konu taşınmazın adına tescilini istemiyle dava açmış olup, davacının talebi beyanlar hanesinde yazılı olan şerhin değiştirilmesi istemli kullanım kadastrosuna itiraz davası olmayıp mülkiyet ihtilafına ilişkindir. Bu tür mülkiyet ihtilafına ilişkin davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....

                      UYAP Entegrasyonu