Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonunda toplanan delillere göre; davalının kefil olarak imzaladığı icra takibine konu kredi sözleşmesinin tüketici kredisi sözleşmesi olduğu, 4077 sayılı Kanun'da düzenlenen tüketici kredisinden kaynaklanan alacak takibe konu edildiğinden Tüketici Mahkemesinde açılacak davada tartışılması gerektiği gerekçesiyle dava dilekçesinin 4077 sayılı Yasa'nın 2., 3., 23., HMK'nın 27. maddeleri gereğince görev yönünden reddine, talep halinde ve kararın kesinleşmesi durumunda dava dosyasının Bursa Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nın 67. maddesi uyarınca genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalıya karşı kredi borcunun tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamındaki itirazın iptali davasına konu Bursa 5....

    Mahkemece, icra takiplerinin dayanağı olan sözleşmenin genel kredi sözleşmesi başlığı altında düzenlendiği halde sözleşme içeriğinde kredi türünün “K.V. Genel İhtiyaç Kr” olduğunun belirtildiği, davalıların murisinin tacir olmadığı, kredinin genel/ ihtiyaç/ destek kredisi olup bu kredinin tüketici kredisi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 14.04.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. ...... Tüketici Yasası'na göre daha genel bir yasa olan İİK'nun 149. maddesi, bu özel Yasa'nın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasası'nda yer vermiş olması da, maksadının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır....

        Yerel mahkemenin gerekçesine dayanak yaptığı 6502 sayılı TKHK.nun 28/1. maddesi hükmü, belirli süreli tüketici kredisi sözleşmelerinde tüketicinin temerrüdünü düzenlemektedir. Somut olayda ise uyuşmazlık tüketici kredisi sözleşmesinden değil, kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Her ne kadar, 6502 sayılı TKHK.nun 22/2. maddesinde belirtilen koşulların varlığı halinde kredi kartı sözleşmelerinin, tüketici kredisi sözleşmesi olarak değerlendirileceği hükme bağlanmış ise de, olayımızda anılan Yasa maddesinde öngörülen "ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması" koşulları bulunmamaktadır. Hal böyle olunca somut olay bakımından 6502 sayılı TKHK.'nun 28/1 maddesi hükmünün uygulanabilirliği yoktur. Kredi kartları 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nda düzenlenmiştir....

          “Mevzuatları gereği tüketicilere nakit kredi vermeye yetkili olan banka, özel finans kuruluşu ve finansman şirketlerine” kredi veren olarak tanımlamıştır. 4077 sayılı T.K.H.K.nun 10/b maddesinde konut finansmanı sözleşmeleri düzenlenmiş olup, aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “ bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. Somut olay değerlendirildiğinde davalıların davacı bankadan Konut finansmanı kredisi kullanan dava dışı üçüncü kişiye kefil olduğu ve uyuşmazlığın konut finansmanı kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmış olup, görevli mahkeme tüketici mahkemesidir....

            “Mevzuatları gereği tüketicilere nakit kredi vermeye yetkili olan banka, özel finans kuruluşu ve finansman şirketlerine” kredi veren olarak tanımlamıştır. 4077 sayılı T.K.H.K.nun 10/b maddesinde konut finansmanı sözleşmeleri düzenlenmiş olup, aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “ bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. Somut olay değerlendirildiğinde davalıların davacı bankadan Konut finansmanı kredisi kullanan dava dışı üçüncü kişiye kefil olduğu ve uyuşmazlığın konut finansmanı kredi sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmış olup, görevli mahkeme tüketici mahkemesidir....

              DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ---- bankalarının ---- sözleşmelere istinaden davalıya kredi hesabı açıldığını ve kredi kullandırıldığını, davalının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmemesi üzerine kredi hesapları kat edilerek ticari ihtiyaç kredileri, kredi kartı yapılandırma, kredi kartı ve kredili mevduat hesabı borçlarının ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak ihtarnameye rağmen davalının borçlarını ödemediğini, bunun üzerine kredili mevduat hesabı borçları için ---- alacak olmak üzere toplam 23.218,24 TL, ihtiyaç kredisi borcu için---- alacak olmak üzere toplam---- yapılandırma kredisi borcu için ---- sayılı dosyası ile 5.597,78 TL asıl alacak olmak üzere toplam 6.071,72 TL, kredi kartı yapılandırma kredisi borcu için ---- alacak olmak üzere toplam 9.650,15 TL icra takibi başlatıldığını, davalının süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borcun tamamına itiraz ettiğini, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, tüm bu nedenlerle...

                Taraflar arasında kredi kartı üyelik sözleşmeleri akdedildiği ve bu sözleşmeler uyarınca davalıya verilen iki kredi kartına ait 17.998,67 TL.borcun faiz, KKDF, BSMV eklenmesi ile ulaştığı 28.214,82 TL. üzerinden 48 ay eşit taksitle ödenme imkanı tanınarak yapılandırıldığı anlaşılmıştır. Kredi kartlarının tüketici kredisi olarak nitelendirilmesi TKHK'nın 22/II. madde hükmüne göre ancak faiz veya benzeri bir menfaat karşılığı olarak, ödemenin üç aydan daha uzun süre ertelenmesi veya benzer şekilde taksitle ödeme imkanı sağlanması durumunda tüketici kredisi olarak değerlendirilir. Somut olayda, kredi kartlarından oluşan toplam 17.998,67 TL. borç için davalıya faiz, BSMV ve KKDF'nin eklenmesi sonucu oluşan 28.214,82 TL.'nin 48 eşit taksitle ödenmesi imkanı sağlanmıştır. Böylece kredi kartı borcu TKHK'nın 22/II. maddesi uyarınca tüketici kredisine dönüşmüştür. Bu nedenle yerel mahkemenin yapmış olduğu uygulama usul ve yasaya uygundur....

                  ın tacir olduğu ileri sürülmediği gibi, davacının da tacir olmadığı, her ne kadar kredinin ticari kredi olduğu davalı bankaca belirtilmiş ise de gerek imzalanan kredi sözleşmesi, gerekse bankanın cevabi yazısından davaya va takibe konu kredinin taşıt kredisi olduğu, krediye konu ve kredi alımı karşılığında üzerine ilgili banka lehine rehin konulan aracın ticari araç olmadığı anlaşıldığından kullanılan kredinin tüketici kredisi niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 2.Tüketici Mahkemesinin verdiği 20/11/2014 gün ve 2014/650-464 sayılı kararın davalıya tebliğ edilip kesinleşme şerhi verilmeden gönderildiği anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın 22/II. maddesinde "İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir...

                    kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir” denilmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu