Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yani davalı ... karşı açılan dava itibarıyla görevli mahkeme ticaret mahkemesi ise de sigorta şirketine karşı açılan dava itibarıyla görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Ancak davalılara göre davanın tefrik edilmesi usul ekonomisine uygun olmayacağı ve Tüketici mahkemesinin özel görevli mahkeme olması sebebi ile davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerekir. (Antalya BAM ... HD., ... E, ... K.) Hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan davalarda teminat altına alınan kredi niteliğine bakılmaksızın görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.(Antalya BAM ...HD., ... E- ...K.) Tüm dosya kapsamı, yukarıdaki açıklamalar, dava konusu talebin niteliği göz önüne alınarak; mahkememiz uyuşmazlıkta görevsiz olduğundan, HMK'nun 114/1-c maddesine göre, görevsizlik nedeniyle HMK'nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Somut olayda, davanın dayanağı olan kredi sözleşmesinin, davacının işyeri için, işyeri kredisi kullandırılırken davalı banka tarafından yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, sözkonusu sözleşmenin bir tüketici kredisi sözleşmesi olduğuna dair hiçbir hüküm bulunmadığı gibi, şartları incelendiğinde bir tüketici kredisi olmadığı, ticari kredi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/09/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Bu durumda, kamu düzenine aykırı olan hususların resen gözetilmesi gerektiğinden, HMK'nın 355 ve 353/1- a.3 maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesi kararının resen kaldırılmasına, Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla açılan dava dosyasının esasının kapatılarak İzmir Tüketici Mahkemesine tevzi edilmesi işlemi yapılmak üzere tevzi bürosuna gönderilmesine.......'' dair karar verilmiştir....

      Yapılan yargılama sonucunda davacı banka tarafından davalıya bir adet kredi kartı tahsis edildiği bu kredi kartından kaynaklı birikmiş borç sebebiyle 20. 09. 2016 tarihinde 12.690,675 TL asıl alacak olmak üzere 13.466,50 TL toplam alacak üzerinden aylık % 2.02 faiz oranlı 36 ay vadeli tüketici kredisi kullandırıldığı ve kredi kartından yapılandırılan bu borcun 6502 SY 22/2Maddesi gereğince tüketici kredisi niteliği taşıdığı bu kredinin kökeninin kredi kartı hesabı olmasının tüketici kredisi olma niteliğini değiştirmediği, 6502 sayılı yasa 28....

      Tüketici kredisi kullanıldıktan sonra ödemeler devam ederken davalılar murisinin vefat ettiği sabittir. Tüketici kredisi işlemi sırasında ve iş bu kredi ile bağlantılı olarak dava dışı sigorta şirketi nezdinde 29/01/2018- 17/01/2022 tarihlerini kapsayan hayat sigortasının yapıldığı ve bu dönemde 07/12/2018 tarihinde murisin vefat ettiği anlaşılmakla, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 2014/48719 Esas,2016/4662 Karar sayılı ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin 2018/1311Esas,2019/778 Karar sayılı içtihatları da değerlendirilmekle, sözleşme öncesi bilgi formunun 6. Maddesinde ve muris ile davacı banka arasındaki tüketici ihtiyaç kredisi sözleşmesinin 15....

      Asliye Hukuk Mahkemesinden (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) verilen 12/12/2013 tarih ve 2012/430-2013/509 sayılı hükmün Dairenin 27/11/2014 tarih ve 2014/40842-2014/37791 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARAR Davacı, davalı ile aralarındaki kredi sözleşmesi gereğince ... uygulamasının zorunlu olduğunu, buna rağmen davalının başvurusu üzerine tüketici hakem heyetince bu uygulamanın yerinde olmadığına karar verilerek hem talebin hem de yetkinin aşıldığını, kararın hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Uşak Tüketici Hakem Heyetinin 26.1.2009 tarih 13.02.14 nolu kararının iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, kullandığı kredinin tüketici kredisi değil konut finansmanına ilişkin olduğunu, bu nedenle ... tahsilatının mümkün olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

        Mahkemece, 28.05.2015 tarihli bilirkişi ek raporuna doğrudan atıf yapılıp itibar edilerek konut kredisi sebebiyle toplam 11.311,97 TL haksız tahsilat yapıldığı vurgulanmış, öte yandan bu miktarın 2.462,00 TL’sının kredi kartı üyelik bedeli olduğu ve haksız şart sayılmayacağı gerekçesiyle kalan 8.849,97 TL’nin davacıya iadesine karar verilmiştir. Davacı, davalı bankadan 11.01.2010 tarihli konut kredisi, 20.04.2009 tarihli taşıt kredisi, 14.04.2011 tarihli taşıt kredisi ve 26.10.2011 tarihli ipotekli tüketici kredisi kullanmıştır. 4077 sayılı Kanun’un 10/B maddesinde, “Tüketici, konut finansmanı kuruluşuna borçlandığı toplam miktarı önceden ödeyebileceği gibi aynı zamanda bir ya da birden çok ödemeyi vadesinden önce yapabilir. Faiz oranının sabit olarak belirlenmesi halinde, sözleşmede yer verilmek suretiyle, bir ya da birden fazla ödemenin vadesinden önce yapılması durumunda konut finansmanı kuruluşu tarafından tüketiciden erken ödeme ücreti talep edilebilir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi İtirazın İptali istemine ilişkin davada ... Sulh Hukuk ile İstanbul 3. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kredili mevduat hesabı sözleşmesinden doğan borcun tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın nakit kredi alacağından kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Tüketici Mahkemesi ise, kredili mevduat hesabının tüketici kredisi kapsamında bulunmadığını belirterek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Uyuşmazlık, davacı banka nezdindeki kredili mevduat hesabından kullanılan kredi borcundan kaynaklanmakta olup, nitelik olarak tüketici kredisi kapsamında değildir....

            Somut olayda; davacı ile davalı banka arasında 25/02/2015 tarihinde 279.300,00 TL konut kredisi ve 27.000,00 TL tutarlı tüketici kredisi sözleşmesi imzalandığı, kredi ile ilgili sözleşme öncesi bilgi formu, kredi sözleşmesi gibi belgelerin tanzim edildiği, ekspertiz raporu düzenlettirildiği, geri ödeme planlarının oluşturulduğu, kredi tutarlarının davacının banka nezdindeki hesabına aktarıldığı, aynı gün hayat sigortası, konut sigortası ve dask primlerinin tahsil edildiği, konut kredisi tutarı olarak hesaba geçen 279.300,00 TL nin hesaptan çıkarıldığı, tüketici kredisinden arta kalan tutarla ise yatırım fonu alındığı, 27/03/2015 tarihinde her iki kredinin ilk taksitlerine dönük olarak davacının hesabından tahsilatlar yapıldığı, hesaptan çıkarılan konut kredisi tutarının 27/04/2015 tarihinde hesaba iade edildiği ve kapatma işlemlerinin yapıldığı, tarafların kredinin teminatını oluşturmak üzere krediye konu taşınmaz üzerine ipotek tesisi ile kefalet temini konusunda anlaştıkları davalı banka...

            Kanunun 83/2.maddesine göre; "Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez". Kanunun 73/1.maddesinde ise;" Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir" düzenlemesi yer almaktadır. Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere somut uyuşmazlıkta; menfi tespit talep edilen 07.09.2006 tarihli konut kredisi ve 24.05.2007 tarihli dost hesap kredisi sözleşmesinde dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı yasaya göre tüketici kredisi sözleşmesi mahiyetinde bulunduğundan Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Bununla birlikte 24.05.2007 tarihli kredi ise ticari kredi kapsamındadır....

            UYAP Entegrasyonu