Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yasa koyucu, bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi (tüketici kredisi) lehtarını bu ağırlaştırıcı hükümlerden ayrık tutmak amacını güttüğünden, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna 4822 sayılı Yasa'nın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir." şeklinde tanımlandıktan sonra, maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir....

    Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; Açılan dava, davacı banka tarafından genel kredi sözleşmesi, tüketici kredilerine dayalı olarak davalı asıl borçlu aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesi talebine ilişkindir....

      İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tüketici kredisi veren kredi kuruluşunun tüketiciye karşı açmış olduğu alacağına yönelik itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasında yapılan tüketici kredisi sözleşme tarihi dikkate alındığında uygulanacak olan yasanın 6502 sayılı TKHK olduğu hususu ihtilafsızdır. Gerek 4822 sayılı yasa ile Değişik 4077 sayılı yasa döneminde gerekse yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK'da Tüketici kredi sözleşmesi kurulduktan sonra muacceliyet koşulu şarta bağlanmıştır....

      Davacı, davalı banka tarafından gönderilen ihtarnamede acil ihtiyaç kredisi kullandığı gerekçesiyle toplam 14.535.58 TL nin ödenmesinin istendiğini, iddia edildiği gibi davalı bankadan kredi kullanmadığını, kredi sözleşmesindeki imzanın da kendisine ait olmadığını beyanla borçlu olmadığının tesbitini istemiş, mahkemece; kredi sözleşmesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı bilirkişi raporu ile anlaşıldığından davanın kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Gerçekten de mahkemece alınan bilirkişi raporunda kullanılan kredi nedeniyle düzenlenen Tüketici kredisi sözleşmesi, taşıt rehin sözleşmesi ve hayat sigorta poliçesindeki ... adına atılı bulunan imzaların ... eli ürünü olmadığı belirlenmiştir. Ancak, dosya ya celbedilen ... 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/385 esas, 2009/492 karar ve 28.12.2009 günlü kararında sanık ......

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davada İstanbul 2. Tüketici ile 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tüketici kredi sözleşmesine dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında tüketici kredi sözleşmesi düzenlendiği, nakit kredi alındığı anlaşılmaktadır. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 10. maddesinde tüketici kredisi "tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir" şeklinde düzenlenmiştir....

          Dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında 24.09.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu kapsamda davalıya kredi mevduat hesabı açıldığı, 24.10.2014 tarihinde 20.000,00 TL tutarında ticari ihtiyaç kredisi kullandırıldığı, davacı tarafından eldeki dava ile bu iki kredinin ödenmeyen taksitlerinin davalıdan tahsili talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının tacir olmadığı, kredilerin ticari krediye ilişkin olmadığı, davalının tüketici olduğu gerekçesiyle, tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında bulunan genel kredi sözleşmesi incelendiğinde, bu sözleşme kapsamında kredi alanın cari hesap şeklinde işleyen bir kredi veya vadeli kredi talep edebileceğinin belirtildiği, yine bu kapsamda kullanılacak kredinin limitinin ve kredinin türüne ilişkin ek sözleşme akdedileceği, kredinin ek sözleşmede belirtilen amaçlar çerçevesinde kullanılacağı hüküm altına alınmıştır....

            Dosya kapsamından, davacı ile davalı arasında 24.09.2014 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, bu kapsamda davalıya kredi mevduat hesabı açıldığı, 24.10.2014 tarihinde 20.000,00 TL tutarında ticari ihtiyaç kredisi kullandırıldığı, davacı tarafından eldeki dava ile bu iki kredinin ödenmeyen taksitlerinin davalıdan tahsili talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının tacir olmadığı, kredilerin ticari krediye ilişkin olmadığı, davalının tüketici olduğu gerekçesiyle, tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamında bulunan genel kredi sözleşmesi incelendiğinde, bu sözleşme kapsamında kredi alanın cari hesap şeklinde işleyen bir kredi veya vadeli kredi talep edebileceğinin belirtildiği, yine bu kapsamda kullanılacak kredinin limitinin ve kredinin türüne ilişkin ek sözleşme akdedileceği, kredinin ek sözleşmede belirtilen amaçlar çerçevesinde kullanılacağı hüküm altına alınmıştır....

            Yasa koyucu bankalardan kredi kullanan bir kısım kredi (tüketici kredisi) lehtarını bu ağırlaştırıcı hükümlerden ayrık tutmak amacını güttüğünden 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'a 4822 sayılı Yasa'nın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir." şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları farklı ve özel şartlara tabi tutulmuştur. Yasa'ya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, kredi verenin yükümlülükleri de sayılmıştır....

              Mahkemece, Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyanın incelenmesinde; davacının davalı bankadan ticari taşıt kredisi kullanımı sırasında davacıdan dosya masrafı adı altında kesinti yapıldığı, davacının da bu kesintinin tahsili için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Her şeyden önce, davaya Tüketici Mahkemesince bakılabilmesi için, davaya konu işlemin tüketici işlemi olması zorunludur. Tüketici ise 6502 sayılı yasada tanımlandığı üzere "ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişidir. Davaya konu kredi türü ise ticari taşıt kredisi olduğundan davacının dava konusu olayda tüketici sıfatını taşıdığından sözedilemez. Görev kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmeseler dahi mahkemece resen gözetilmesi gereklidir ve görevle ilgili hususlarda kazanılmış hakda sözkonusu olmaz....

                Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda, davacının eski eşi olan dava dışı ...'ın davalı banka ile 24.11.2009 tarihli konut finansmanı kredisi sözleşmesi imzaladığı ve bu kredi gereği maliki olduğu taşınmaz üzerine davalı banka lehine 1.dereceden üst sınır ipoteği tesis edildiği, sonrasında bu taşınmazın davacıya devredildiği ve davacı tarafça bankadan 22.03.2011 tarihli konut kredisi sözleşmesi ile 120.000,00 TL bedelli kredi kullanıldığı ve aynı taşınmaz üzerine davalı banka lehine 2.dereceden serbest derece ipotek tesis edildiği ve ... adına açılmış kredi sözleşmesinin ödenerek kapatıldığı, sonrasında ...'...

                  UYAP Entegrasyonu