WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ve vekilinin köfte dükkanları konusunda herhangi bir talepte bulunmadığı anlaşıldığına göre, dava konusu tüketici kredisi ile davacının kredi kartlarından yapılan harcamalara ilişkin olarak, mal rejiminin sona erdiği boşanma dava tarihi itibariyle ne kadar ödemenin yapıldığı bilirkişi aracılığıyla belirlenmelidir. Davacıya ait tüm alacak ve borçların boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle bilirkişiye hesaplattırılması, boşanma dava tarihinden sonra davacı tarafından yapılan tüketici kredisi ve kredi kartı ödemelerinin iddia edildiği gibi davalının köfte dükkanı için yapıldığının belirlenmesi halinde bu değerin dikkate alınması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekir....

    Davalı, davacının kredi borcundan başka aktif olan diğer hesaplarınında bulunduğunu, davacı tarafından tüketici kredisi borcunun kapatılmasına dair bir talimat verilmediğini, EFT yoluyla gelen paranın tüketici kredisinin vadesi gelen taksitleri ile kredi kartı borçlarına mahsup edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir....

      SAVUNMA :Davalı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından tüketici kredisi, kredi kartı ve Kredili Mevduat Hesabı kullanılmasına rağmen ödeme yapmaması nedeniyle ihtarname gönderilerek tüketici kredisi, kredi kartı ve Kredili Mevduat Hesabı alacağının kat edildiğini, tüketici kredisi akdi ve temerrüt faizinin sözleşmede belirlenmiş olduğunu, kredi kartı ve Kredili Mevduat Hesabı için TCMB tarafından belirlenen faiz oranları üzerinden faizin hesaplandığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE GEREKÇESİ :Antalya 1. Tüketici Mahkemesinin 2020/362 Esas 2021/231 Karar sayılı 13/10/2021 tarihli kararı ile; davanın reddine, karar verilmiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemenin gerekçesinin tamamen yanlış olduğunu, bankadan gelen yazıda da açıkça görülmesine rağmen, yine ipoteğin dayandığı kredi niteliğini hatalı olarak "tüketici kredisi" olarak nitelediğini, kredi sözleşmelerindeki standart başlıkların tüketici kredi sözleşmeleri olarak geçtiğini, ancak mahkemenin bunu yanlış algılayıp, sözleşmenin içeriğine bakmadan "bireysel ihtiyaç kredisi" gibi algıladığını, sözleşmenin içeriğine bakıldığında kredi türünün "konut-mesken kredisi" olduğunun anlaşılacağını, bankadan gelen 23 sayfalık sözleşmede genel anlamda tüketici kredi sözleşmelerinin maddeleri (konut kredileri de dahil) belirtildikten sonra 16. sayfada krediye ilişkin bilgilerin yer aldığını, kredinin 120 ay vadeli, aylık %1.01 faizli konut-mesken kredisi olduğunu, ekspertiz ücreti ve taşınmaz rehin tesis ücreti içerdiğini, kredi konusunun konut finansmanı olarak belirtildiğini, kredinin konusu taşınmazın adres, ada, parsel...

      maddesinde tanımlanan tüketici kredisi niteliğinde olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın ... 2.Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 2.Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, özellikle geri ödeme planında davalı borçlunun imzasının bulunmaması yönündeki itirazlarında direndiklerini, hükme esas teşkil eden bilirkişi raporlarında bilirkişinin belirttiği gibi "Tüketici kredisi sözleşmesi yazılı olarak kurulmadıkça geçerli olmaz." maddesi dikkate alındığında ortada geçerli bir tüketici kredi sözleşmesi olmadığının tartışmasız olduğunu, bilirkişinin "Geçerli bir sözleşme yapmamış olan kredi veren, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez" maddesine dayanarak itirazlarının Mahkeme tarafından takdir edilmesi gerektiğini ifade ettiğini, mahkemenin bu hususta davalı lehine hüküm kurduğunu, taraflar arasında bir tüketici kredisi sözleşmesinin hiçbir zaman imzalanmadığını, Kredi kartı borcunun, taksitlendirilen nakit avans kredisine dönüştürüldüğünü, bu nedenle işbu dosyanın dayanağının kredi...

        Davacı ise kendilerinin tüketici kredisi kullandırdıklarını, belirli bir satıcıdan araç alınması için yönlendirmedikleri gibi proforma faturuya istinaden kredi vermediklerini bildirmiştir. 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması yada belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir. Bu koşulları taşımayan tüketici kredisinin bağlı kredi olarak kabulü olanaksızdır. Davalının araç satın almada kullanmak üzere davacı bankadan kredi kullandığı sabittir. Davacı ile davalı arasında yapılan kredi sözleşmesinde satın alınacak malın herhangi bir özelliği belirtilmediği gibi, satıcı ismide belirtilmemiştir. Kredi tutarı davalının hesabına aktarıldıktan sonra onayı ile satıcı firmaya havale edilmiştir....

          Mahkemece toplanan delillere göre davacı banka ile davalı ... arasında akdedilen ve diğer davalıların da müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı Genel Kredi Taahhütnamesinin "Taşıt Kredisi" kaleminden Tüketici İhtiyaç Kredisi olarak açıldığı, dolayısıyla davalıların kullanmış olduğu kredinin Tüketici Kredisi olduğu, Tüketici Kredisinden kaynaklanan alacak ile ilgili uyuşmazlıkların Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4077 sayılı Yasanın 4822 Sayılı Kanunla değişik 3/e maddesinde “Tüketici bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişi” şeklinde tanımlanmıştır. Somut olayda dava konusu kredi sözleşmesi ile alınan araç ticari araç olup, davalının tüketici olarak kabulü mümkün değildir....

            formu, kredi sözleşmesi, ödeme planında davalının bilgilerine yer verilmiş ise de imzası bulunmadığı, kredi nevi itibariyle bireysel ihtiyaç kredisi olup, Ticari Kredi vasfında kullandırılan bir kredi olmadığının değerlendirildiği, kredi taksitinin ödenmemesi üzerine kredi hesabı 11.02.2019 kat edildiği, davalı takip sonrası temerrüde düştüğü, ihtar sonrası davalı aleyhine İzmir ....İcra Müdürlüğünün......

              Bu halde 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu'nun 44/2. maddesi "Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart Hamilleri aleyhine açılan davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun görev ve yetkiye ilişkin hükümleri uygulanır." hükmü tatbik edilemeyecektir. Somut uyuşmazlıkta davacı ile davalı arasında 4077 sayılı TKHK'nun 10. maddesinde tanımlanan Tüketici Kredisi Sözleşmesi olduğu açıktır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketici Kredisi sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldıgına göre davaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz....

                UYAP Entegrasyonu