borç için yapıldığının açıkça belirtilmiş olması gerektiği, takip dosyasında yalnızca 11.05.2005 tarihli bir kredi sözleşmesinin birkaç sayfası bulunduğu, sözleşmeye göre müvekkilin yalnızca 13.000,00 TL den sorumlu göründüğü, bu icra takibine itibar ederek itirazın iptal edilmesinin mümkün olmadığı, müvekkili ...’ün, kredi sözleşmesinin tarafı olan ......
Tekstil'in kefalet beyanlarının davalı şahıs ve şirketler yönünden de yetkililerine ait olmadığının tespit edildiği, bu durumda TBK 583 maddesinde zorunlu kılınan şekil şartları davalılar ... ve ... yönünden yerine getirilmiş olup, diğer davalı kefiller yönünden ise geçerli bir kefalet sözleşmesinin varlığından bahsedilmesinin mümkün olamayacağı, bilirkişi tarafından 15/05/2015 tarihli sözleşme öncesinde kullandırılan kredi nedeniyle asıl borç tutarının 120.578,42-TL, işlemiş akdi faizin 1.326,36-TL, takip tarihine kadar işlemiş %72 temerrüt faizinin 32.797,33-TL ve takip tarihi itibariyle kredi borcunun toplam 154.702,11-TL olduğunun tespit edildiği, bilirkişi ek raporunda her iki kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediler nedeniyle takip tarihi itibariyle talep edilebilecek toplam tutarın 1.156.743,65-TL asıl alacak, 281.265,70-TL işlemiş faiz, 300-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere 1.438.309,35-TL olarak belirlendiği, bu tutardan 02/07/2012 tarihli kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan...
Davalı işveren vekili, davacının personel alışveriş yönetmeliğindeki şirket talimatlarına ve prensiplerine aykırı olarak kendisine ait "..." kartını müşterinin bu karta sağlanan kampanyadan faydalanması için kullandırdığı ve kendisinin yapılan alışveriş nedeniyle müşteri indiriminden yararlandığı, para puan sağladığı gibi müşterinin de kartı olmamasına rağmen kampanyadan faydalanarak indirim çeki kazandığını, kredi kartında para olmadığını söyleyip müşterinin harcamada kullanacağı nakit paranın davacının kredi kartına yatırıldığının tespit edildiğini, bu şekilde farklı müşterilere yaptığı satış işlemlerinde usulsüz olarak kendi kredi kartını kullandığını ve bu nedenle kartında biriken puanları kullanarak haksız kazanç sağladığının tespit edildiğini, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanununun 25/II.e maddesi uyarınca haklı olarak feshedildiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Dosya içindeki genel kredi sözleşmesinin TBK 583 maddesi uyarınca kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapıldığı, kefillerin sorumlu olacağı azami miktarın belirtildiği , kefalet tarihinin belirtildiği ----- bunun yanında müteselsil kefil ibaresininde----yazılarak maddede yer alan şekil şartlarına uygun kredi sözleşmesi yapıldığı tespit edilmiştir. TBK 584 maddesi uyarınca yapılan inceleme uyarınca davalıların --------- ortağı/temsilcisi oldukları anlaşılmakla eş rızasına gerek olmadığı tespit edilmiştir. Dosya içeresine 14/06/2019 tarihli bilirkişi kök raporu ile 28/02/2020 tarihli ek rapor sunulmuştur. Yapılan yargılama sonucu davalı asıl borçlu tarafından ---- asıl alacak miktarlı ticari mevduat hesabı olduğu,---------- anlaşılmıştır, kredi borçlarının asıl borçlu tarafından zamanında ödenmemesi üzerine tüm davalılara usulüne uygun kat ihtarnamesi gönderildiği anlaşılmakla kredi borcu nedeniyle temerrüt oluştuğu tespit edilmiştir....
Açıklanan bu hükümler çerçevesinde somut olayda dava ve icra takip konusu 27/07/2011 tarihli genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi 01.07.2012 tarihinden önce kullandırılmış olduğundan o tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacaktır. Takip dayanağı 27/07/2011 tarihli Genel Ticari Kredi Sözleşmesi'nde kredi limiti 300.000,00 TL olarak belirtilmiştir. 818 sayılı BK'nın 484. maddesi hükmü uyarınca kefalet miktarı bu sözleşmede açıkça yazılı değil ise de Yargıtay'ın 12.04.1944 tarihli ve 14/13 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetildiğinde genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasında söz konusu kredi limiti yazılı olduğu, bu şekilde borç miktarı belli olduğuna göre kefilin anılan sözleşmedeki kefaletinin geçersiz olduğu kabul edilemez....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkilinin davalı bankadan 22/04/2010 tarihli tüketici kredisi kullandığını, ancak tüketici kredi sözleşmesinin feshedildiğini ve 07/06/2010 tarihinde, müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadan kredi hesabının kapatıldığını, davalı banka tarafından bu borcun teminatı olarak müvekkillerinin imzasının bulunduğu 22/04/2010 tanzim tarih ve 400.000 TL bedelli vadesiz teminat bonosu alındığını, davalı bankaya verilen bononun tüketici kredi sözleşmesinin feshedilmesi ve erken ödeme ile kapatılması nedeniyle hükümsüz kaldığını belirterek bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı TEB vekili, icra takibine konu bononun tüketici kredisiyle ilişkilendirilemeyeceğini, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu gereği tüketici kredileri ile ilgili olarak kıymetli evrak düzenlenmesinin yasak olduğunu, icra takibine konu bononun, borçlulardan ... D.T.M. İnş. Ltd. Şti.'...
Davalı ...Ş. vekili, kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibari ile hata ve hileye dayalı 1 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Diğer davalı şirkete yapılan tebligata rağmen davaya cevap vermediği anlaşılmıştır....
Şti. arasında imzalanan bila tarihli genel kredi sözleşmesinin incelenmesinde; genel kredi sözleşmesinin 2.000.000,000 TL limitli olduğu, davalı T3 sözleşmenin "müşterek borçlu ve müteselsil kefil/kefiller" bölümü altında isim ve imzasını bulunduğu görülmüştür....
Her ne kadar gerek kök gerekse ek rapora yukarıda belirtildiği şekilde itiraz ve beyanlarda bulunulmuş ise de temlik eden banka ile dava dışı şirket arasında genel kredi, gayri nakdi kredi sözleşmesi ile business kart sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşmelerin ayrıca Mahkememiz davalısınca da kendi ad ve soyadına el yazısı ile yazmak sureti ile müteselsil kefil sıfatıyla imza atıldığı, davalının kredi borçlusu asıl şirketin tek ortağı olduğu, kefaletin 100.000,00 TL üzerinden imzalandığı, şirketin bankaya doğmuş ve doğacak alacaklarının tamamı yönünden garanti kapsamında bu kefilliğin alındığı, imza altına alınan genel kredi sözleşmesinin 10. Maddesi Kobi Kredi Formu ve eklerinin 5. Ve 16. Maddesi, kredili mevduat hesabına yönelik sözleşmenin 4-4.4 maddesi ve kredi kart sözleşmesinin 13....
ın kefaleti sayesinde gerçekleştiği göz önünde bulundurulacak olursa bu aşamada kredi sözleşmesindeki kefalet sözleşmesinin geçersizliğini iddia etmenin iyi niyetten uzak olduğunu, Adli Tıp Kurumundan alınan raporlarda kredi sözleşmesinde kefalet tarihindeki yer alan imzaların müteveffanın eli ürünü olduğu tespit edildiğini, müteselsil kefalet sözleşmesine imza atan, davacı müvekkil bankaya güven verip davacı bankanın asıl borçlu şirkete kredi kullandırılmasından sonra davalının kefalet sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmesinin ve sözleşmenin imzalandığı tarihten takip tarihine kadar sessiz kalmasının da TMK'nın 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasından dolayı da kefalet sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü gerektiğini, mahkeme dosyasına sunulan müvekkili banka alacağına ilişkin 20/09/2019 tarihli bilirkişi raporu ve 12/11/2019 tarihli ek bilirkişi raporlarında müvekkili banka alacağının eksik hesap edilmiş olduğunu...