Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ödediği fazla bedellerin iadesi ile sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinin açıklanmasına yönelik ara karar sonrası verdiği 05/05/2015 tarihli delikçe ile uğradığı 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi zararın tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Oysa kullandırılan kredilerin davacı, davalı ve dava dışı asıl borçlu ... arasında düzenlenen sözleşmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığının banka kayıt ve defterlerinin yerinde incelenmesi suretiyle tespiti gerekir. Birden fazla kredi sözleşmesi bulunması halinde bir başka kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçtan imzası bulunmayan kefiller sorumlu tutulamaz. Bilirkişi kurulu bu konuda herhangi bir inceleme ve tespitte bulunmamıştır. Öncelikle davacının imzalamış olduğu kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ile bu tespit neticesinde bir borç var ise bu borcun son ödeme tarihi itibariyle asıl alacak, işlemiş faiz ve ferilerinin hesaplanarak davacının sorumluluğunun belirlenmesi gerekecektir. Davacının kefil olduğu sözleşmede sıfatı bulunmayan ve bir başka sözleşmede kefil olan dava dışı ... ve ... tarafından yapılan ödemelerin davacının kefil olduğu sözleşmedeki borçtan mahsup edilmesi de doğru değildir....

      Esas sayılı icra dosyası ile davalı tarafından müvekkile haksız bir icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin haberi olmadan usulsüz şekilde kesinleştirilen takiple müvekkilin banka hesabı ve aracına haciz konulduğunu, bunun üzerine açılan Bursa 3.İcra Hukuk Mahkemesi 2021/24 E. sayılı dosyası ile görülen gecikmiş itirazları ile söz konusu hacizlerin kaldırıldığını ve takibin durduğunu, müvekkilinin diş hekimi olduğunu, karar verilene kadar haciz altında bloke durumda olan banka hesabını iş için kullanan müvekkilinin 3 ay süre ile mağduriyet sağladığını, bu süreç içeresinde 1.662,38 TL miktarında parası da karşı tarafa aktarıldığını, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ve icra takibinin iptali ile haksız yere ödenen parasının iadesi için açıldığını, müvekkilinin dosya alacaklısına hiçbir borcunun bulunmadığını, yukarıda açıklanan nedenle haksız icra takibinin iptaline, müvekkilinin hesabından çekilen 1662.38-TL'nin yasal faizi ile birlikte müvekkiline iadesine, haksız takibinin...

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/11/2015 tarih ve 2014/592-2015/888 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı ... arasında akdedilen esnek ticari hesap kredisi kefaletinden kaynaklı borcunun davalı bankaya ödendiğini, buna rağmen borcun ödendiği belgesi verilmediğini, müvekkilinden fazla tahsilat yapıldığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik fazla ödenen 15.000 TL'nin ödeme tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslahla talep tutarını 29.253,70 TL'ye çıkarmıştır....

          E.) sayılı icra dosyasından kaynaklı borçlu olmadığının tespitini, huzurdaki dava dosyasının .... Asliye Ticaret Mah. ... E. Sayılı dosyasından görülen menfi tespit davası ile birleştirilmesini, davalının kötü niyetli icra takibine girişmiş olması sebebi ile %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü. Dava, taraflar arasında imzalanan, Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan, alacağa ilişkin olarak, davalı yanca, ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. (... E.) sayılı dosyasından başlatılan takipte, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti davasıdır. .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ......

            tüm ayrıcalık ve avantajların geriye dönük olarak ortadan kalkacağına ilişkin hüküm kapsamında davacının kredi borcunu yapılandırılmaya ilişkin sözleşme uyarınca ödememesi üzerine Genel Kredi Sözleşmesi'nin ilgili hükümlerinin de uygulanması gerektiği, kredi borcu ödenip davalı bankanın alacağı sona erene kadar dava konusu senetlerin teminat vasıflarının devam edeceği, borç sona ermeden senetlerin teminat senet vasfının da sona ermeyeceği ve Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç sona ermeden davacıların senetler nedeni ile borçlu olmadığı kabul edilemeyecek olması karşısında kredi sözleşmesinden dolayı davacıların bankaya borçlu olup olmadıkları ve borçlu iseler yapılan ödemeler TBK 100 maddesi gereğince öncelikle faiz ve ferilerinden mahsup edilerek davacıların borçlu oldukları miktar tespit edilmek suretiyle davacıların borçlu olmadıkları miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken senedin teminat senedi olduğundan bahisle davanın tamamına dair kabul kararı verilmesi...

            - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafça genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu İsmail Doğan arasında imzalanan kredi sözleşmesinde müvekkilinin şahsi kefaletinin bulunmadığını, müşterek borçlu müteselsil kefil hanesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

              Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, alınan ve benimsenen bilirkişi rapor ve ek raporu, toplanıp değerlendirilen tüm delillere göre; Temlik eden davalı banka tarafından asıl borçlu davacı... İnş. Oto Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti.'...

                Yapı Kooperatifi tarafından davacıya olan borcu nedeni ile davalıya ödendiğini ileri sürerek davacının davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitini, ayrıca davacının fazladan ödeme yaptığı bedellerin olması halinde işlenecek avans faizleri ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davaya konu işlemin 6502 Sayılı Kanun kapsamında tüketici işlemi olduğu, davalı kooperatifin ticari veya mesleki amaçlarla hareket ettiğinin iddia edilip hukuken korunur şekilde kanıtlanmadığı, açılan davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı kooperatif üyesi olan davacının kooperatife borçlu olmadığının tespiti, fazladan ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir....

                  Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/342 E. - 2016/566 K. sayılı kararının Yargıtay'ca incelenmesi davacı (karşı davalı) idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca yapılan kamulaştırma işleminden vazgeçme nedeniyle borçlu olmadığının tespiti birleşen davalarda ise kamulaştırma işleminden vazgeçme işleminin geçersiz olduğunun tespiti ve kamulaştırmadan vazgeçme nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince ... Büyükşehir Belediye Başkanlığınca açılan borçlu olmadığının tespiti ve kamulaştırmadan vazgeçme nedeniyle ödenen bedelin tahsili davalarının reddine, kamulaştırma işleminden vazgeçme kararının geçersiz olduğunun tespitine dair davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davacı (karşı davalı) ......

                    UYAP Entegrasyonu