Şti' ile ortak olduğunu, bu şirketin davalı bankadan kredi ve çek karnesi kullandığını, ancak davacının bu kredi sözleşmelerinde imzası veya kefilliği olmadığını buna rağmen davacının gayrimenkulüne haciz konulduğunu bu nedenlerle davacının borçlu olmadığının tespitine ve %20 kötü niyet tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı yanca dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görüldü. ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPLANAN DELİLLER: 1-) Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, SABİT GÖRÜLEN VAKIALAR, ÇIKARILAN SONUÇ VE HUKUKÎ SEBEPLER: Davacının davası; davacının davalı bankaya krediden kaynaklı borcu olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşıldı. Yargılama sırasında davacı vekili 28/03/2023 tarihli duruşmada bulunduğu beyanda "Davaya dayanak teşkil eden borç diğer borçlu dava dışı ......
Uyuşmazlık, davalının kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı alacağını tahsil etmek amacıyla yapmış olduğu icra takibi sebebiyle davacının borcunun bulunup bulunmadığı, icra takibine ve davaya dayanak edilen alacağın dayanağının kredi kartı sözleşmesinin imzalanıp imzalanmadığı ve ilk derece mahkemesince yaptırılan grafolog bilirkişi incelemesinin usulüne uygun olup olmadığı hususundadır. İlk derece mahkemesince, dayanak icra dosyası, banka kayıtları celp edilmiş ve grafolog bilirkişi incelemesi yapılmıştır. İlk derece mahkemesince, "....görevsiz mahkemece dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir, bilirkişi raporunda icra takibine dayanak yapılan kredi kartı sözleşmesindeki imzanın Hıdır Ergün'e ait olmadığı tespit edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili adına düzenlenen sahte vekaletname ile kredi verilerek müvekkilinin ticari taksisi üzerinde banka lehine rehin tesis edildiğini ileri sürerek müvekkilinin kredi sözleşmesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, araç üzerindeki rehnin kaldırılmasına karar erilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ticari taksisini kiraladığı ...a kimlik bilgilerini ve aracının evraklarını teslim ederek kredi verilmesine yol açmakta kusurlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Şti, ..., ... ile ... tarafından müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı iddia edilen Genel Kredi Sözleşmesinin usul, yasa ve Türk Borçlar Kanununa aykırı olduğunu, davaya esas icra takibine dayanak Genel Kredi sözleşmesindeki kefil imza sayfası bölümündeki kredi borçlusu, döviz cinsi, kefalet tarihi ve kefaletin önceki borçlarını kapsayıp kapsamadığına ilişkin kısmındaki yazıların müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, davalı tarafından düzenlenen 24/09/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesindeki davacı tarafından kendi el yazısıyla yazılması zorunlu olan kefalet tutarı ve kefalet tarihinin müvekkili Şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının yapılacak bilirkişi incelemesinde ortaya çıkacağını ileri sürerek müvekkili Şirketin Ankara ......
- KARAR - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ipoteğin para çevrilmesi ve genel haciz yolu ile iki ayrı takip başlattığını, takiplerin itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, müvekkilinin davalı bankaya olan toplam borcunun 8.055,31 TL olduğunu, buna rağmen davalı yanca icra takiplerinde toplam 67.925,91 TL'nin talep edildiğini ileri sürerek müvekkilinin 8.055,31 TL lık kısım üzerinden talep edilen miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %40'tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının genel kredi sözleşmesinden kaynaklı borcunu ödememesi üzerine aleyhine icra takiplerine girişildiğini, takiplerin usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, davalı tarafından müvekkili aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/1160 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, takip dayanağı borç ödendiğinden müvekkilinin söz konusu icra takibinde borçlu olmadığının tespitine, müvekkilinin borçlu olduğuna karar verilmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak haksız takip konusu miktarın tespiti ile müvekkilinin bu miktar için borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir....
Mahkemece,davacının yaşı itibariyle ve yapılan araştırma sonucunda okur yazar olmadığı,davacının mevcut kredi talep dilekçesine parmak bastığı, 18/05/1999 tarihli sözleşmeye imza atmadığının ve çekilen kredi bedelinin davacı tarafından teslim alınmadığının tanıkların ve davalı ...’ın beyanlarıyla sabit olduğu, müfettiş raporundan da anlaşıldığı üzere o dönemde bankada çeşitli yolsuzlar yapıldığının anlaşıldığı, davalılar ... ve ... ile davacı arasında söz konusu kredi sözleşmesi nedeniyle herhangi bir borç ilişkisinin mevcut olmadığı gerekçeleriyle davalılar ... ve ... yönünden davanın husumetten reddine, davalı banka yönünden ise davanın kabulü ile kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,davacının hesabından kesilen 650,00 TL.nin davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava genel kredi sözleşmesinden dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Hukuk Dairesi'nce verilen 17.05.2019 tarih ve 2019/638 E- 2019/657 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, dava dışı ...’ın davalı bankadan kredi kullandığını, davacının genel kredi sözleşmesinden müşterek borçlu müteselsil kefil olarak sorumlu olduğunu, davacının kredi borcu için ödeme yaptığını, daha sonra borçlu ile yapılandırma için yeni krediler kullandırıldığını, davacının bu kredilerden sorumlu olmadığını ileri sürerek, davacının davalıya borçu olmadığının tespitini, ödediği bedelin istirdadını ve kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili hakkında başlatmış olduğu icra takibine konu sözleşmede müvekkilinin ne borçlu ne de kefil olarak imzasının bulunmadığını, müvekkilinin asıl borçlunun 2008 yılında kullanmış olduğu 7.000,00 TL krediye kefil olduğunu, bu borcun da 2010 yılında kapatıldığını, aynı tarihlerde tarafları aynı miktarları farklı olan bir icra takibi daha başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine banka tarafından açılan itirazın iptali davasında müvekkilinin imzası olmayan kredi sözleşmesinden sorumlu tutulamayacağına karar verildiğini, dosyanın henüz temyiz incelemesinde olduğunu belirterek müvekkilinin takibe konu borç nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalı tarafından 21/11/2012 tarihinde kullanılmış olan kooperatif kredisi nedeniyle Esnaf ve Sanatkarlar Kredi Kefalet Kooperatifi ana sözleşmesinin 11. maddesi doğrultusunda kendisinden tahsil edilmiş olan 1.950 TL miktarlı bloke sermaye tutarı ve 45 TL faizinin tahsili için ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/17095 sayılı dosyası üzerinden müvekkiline karşı takip başlatıldığını, ödeme emrine süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini, bloke sermayenin kredi kapandığında davalıya ödenebileceğini, kredi kapanmadığı sürece bloke sermayenin davalıya iade edilemeyeceğini ve davalının kredisinin kapanmadığını ileri sürerek, söz konusu takip nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve icra tehdidi altında yapmış oldukları 2.264,80 TL ödemenin istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....