WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ilişkin herhangi bir değerlendirmenin yapılmadığını, icra dosyasında davalının 11/01/2022 tarihindeki dosya alacağının 106.320,00 TL olduğunu ve 15/12/2022 tarihindeki dosya alacağının ise 121.000,00 TL olduğunu, 11 aylık dönemde 15.000,00 TL faiz işletilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, söz konusu 121.000,00 TL'lik borcun sözleşmeden kaynaklı kalem kalem tespiti ile kredi sözleşmesinden kaynaklı esas borcun esas alınarak bilirkişi raporunda tespitinin gerektiğini, davalı bankanın tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklı borcun kalan kısmının tespiti için davalı bankadan ödeme tablolarının talep edilerek bilirkişinin yerinde inceleme yapması veya yeni bir bilirkişi raporu alınarak değerlendirme yapılmasının gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve takip dosyasındaki sıra cetvelinin iptaline, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde müvekkili bankanın davayı açmakta herhangi bir kurusu olmaması sebebiyle vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı...

Davalı ... vekili cevap dilekçelerinde özetle; davaya konu ipotek tesisi sebebinin diğer davalı şirket ile müvekkili banka arasındaki ticari kredi ilişkisi olduğunu ve bu ilişkinin TTK çerçevesinde mutlak ticari işlerden olduğunu, dava konusu ipotek tesisinin ticari kredi ilişkisine dayanması ve ticari iş kabul edilmesi sebebiyle Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, dava değerinin eksik belirlendiğini, ipoteğin kaldırılması talepli davalarda dava değerinin ipotek bedeli olması gerektiğini, taşınmaz maliki ile borçtan kişisel sorumlu borçlu aynı kişi değilse, taşınmaz malikinin, asıl borçlunun borcunu ödemediği takdirde taşınmazının paraya çevrilmesine katlanmakla yükümlü olduğunu, tüm borç tahsil edilmeden ipoteğin terkininin mümkün olmadığını, hile kastının hem sözleşmenin kurulduğu sırada hem de ipoteğin kurulmasından sonraki iki yılda mevcut olmadığını, Bankacılık Kanunu gereği müşterilerine ait sırları yetkili olanlardan başkasına açıklayamayacaklarını, müvekkili banka ile davacı...

    DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ,arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı arsa tapu kaydındaki ipoteğin kaldırılmasına ilişkindir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 5/1. maddesi uyarınca ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılır. Nispi ticari davalar, TTK'nın 4/1. Maddesinde belirtildiği üzere her iki tarafın da "Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan" hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın, kanun gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. Dolayısıyla TTK'nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık kredi sözleşmesinden değil, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/282 Esas KARAR NO: 2022/569 DAVA: İtirazın İptali ( Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan ) DAVA TARİHİ: 21/07/2020 KARAR TARİHİ: 08/09/2022 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ( Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA: Davacı vekili, müvekkili bankanın ------ kredi kullandırıldığını, imzalanan kredi sözleşmesinde davalının da borçlu şirkete müşterek - müteselsil kefil olduğunu belirterek; kredinin ödenmediğini, bu sebeple banka tarafından kat edilip davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını; davalının haksız bir itirazla takibi durdurduğunu belirterek, davalının ---- dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini, takibin devamına ve davalıdan %20 icra inkar tazminatı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı yoktur. Zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlu göstermiş sayılır. Bu durumda, ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin bankaya kredi borcu olduğu anlaşıldığına göre, mahkemece, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

          Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, davacının taşınmazı ... ...’den 03.02.2009 tarihinde devir aldığı, devir sırasında taşınmazın üzerinde davalı ... tarafından 04.04.2005 tarihinde yapılan bir kredi sözleşmesinden kaynaklanan ipoteğin bulunduğu, bu ipoteğin üst sınır ipoteği olduğu, ipoteğin konulmasına neden olan konut kredisi bakiye borcunun dava tarihi itibariyle benimsenen bilirkişi raporuna göre 4.243.82.-TL.olduğu, verilen süre içerisinde bu bedelin mahkeme veznesine depo edildiği gerekçeleri ile davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki 04.04.2005 tarih, 1308 yevmiyeli ipoteğin terkinine, eksik ifa bedeli 4.243.82.-TL.nin davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu ipotek akdinde bankadan alınacak her türlü kredi, kefalet vs.nin ipotekle teminat altına alındığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporunda kefaletten kaynaklanan borç bulunduğu saptandığına göre, ipotek limiti dahilinde sorumluluk devam etmektedir....

            gelince; Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak nedeniyle icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

              A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığı, diğer davalıların bu sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladıkları, davalı kefillerin kefalet limitlerinin 600.000,00-TL olduğu, sözleşme kapsamında davacının davalı asıl borçluya taksitli kredi, bireysel cari hesap kredisi, kredili mevduat hesabı kredisi ve kredi kartı kullandırdığı, asıl borçlunun kredi taksitlerini ve devre sonu faizleri ile kredi kartlarının iki dönem üst üste asgari tutarlarının ödenmemesi üzerine kredi hesabını 28/12/2018 tarihinde kat edildiği, verilen sürede kredi borcunun davalı kefillerce ödenmediği, kat ihtarının borçluların sözleşmede bankaya bildirdikleri adrese tebliğ edildiği, kredi borcunun ödenmemesi üzerine davacının davalı kefiller aleyhine ilamsız takip yoluna başvurduğu, takipte kredi kartı dışındaki alacaklar için talep edilen temerrüt faiz oranının sözleşme hükümlerine uygun olduğu, ancak kredi kart borcu için talep edilen faiz oranının merkez bankasınca 5411 sayılı kanunun 144. maddesi hükmüne...

                Dava, genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı alacaklı, davaya konu icra takibindeki takip talebinde dava dışı şirket ile akdedilen 08.08.2006 tarihli, 21.12.2006 tarihli ve 27.02.2009 tarihli kredi genel sözleşmelerine dayanmıştır. Mahkemece yapılan inceleme sonucu davalının bu sözleşmelerden 21.12.2006 tarihli genel kredi sözleşmesinde imzasının olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda davalının kefil olarak imzasının bulunduğu sözleşmeden kaynaklı borçtan sorumluluğu söz konusu olup, diğer kredi sözleşmelerinden kaynaklı borçtan sorumlu tutulamaz.Bilirkişilerin varsayıma dayalı olarak kullandırılan kredinin davalının imzasının bulunduğu sözleşme tarihinden sonra olması nedeniyle davalının sorumlu olduğuna dair görüşü yerinde değildir. Mahkemece bilirkişilere banka kayıt ve defterleri yerinde incelettirilerek icra takibine konu alacağın hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığının tespiti gerekir....

                  Bu durumda, davalı bankanın, konut kredi sözleşmesi kapsamındaki alacağı yanında bireysel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları için de taşınmazın satış bedelinden pay alabileceğinin kabulü gerekir. Nitekim, Dairemiz bozma ilamında, sadece kredi kartından kaynaklı alacağın ipotek kapsamında olmadığı belirtilmiş olup, bozma ile oluşan usuli müktesap hakka da aykırı olarak, hüküm tesisi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece, bilirkişiden alınacak ek raporla, davalı bankanın, kredi kartından kaynaklı alacağı dışında, konut kredisinden ve bireysel kredi sözleşmelerinden kaynaklı bakiye alacaklarının, satış tarihi itibariyle ulaştığı tutarlar belirlenerek, sıra cetvelinden alacağı payın tespit edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu