"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava, ödünç sözleşmesine dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkin olup, davada kooperatif üyeliği ilişkisine dayalı bir uyuşmazlık yoktur. Bu kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun l4. maddesi uyarınca 13. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 15.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi. G/K...
Otomotiv Ltd Şti arasında ortaklık kurulduğu ve davalı kooperatifin inşa edeceği dükkanda %50 oranında hisse sahibi olacaklarına ilişkin anlaşmaya varıldığı ve kooperatif üyeliği nedeniyle müvekkilinin ödemeler yaptığı beyan edilerek müvekkilinin ödediği bedel oranında davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine,aksi halde kooperatif üyeliğine isabet edecek taşınmazın müvekkilinin ödediği bedel oranında tapu kaydının iptali ile adına tesciline, aksi halde bu oran üzerinden hisesine düşecek taşınmazın rayiç bedelinin tahsili, aksi halde kooperatif üyeliği için müvekkilinin ödemiş olduğu 285.000 TL'nin faiziyle davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan Kayseri 6.Noterliğinin ... yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesinden ... ile ...'ın 17/02/2016 tarihinden başlamak üzere 1 yıl süreyle ... oto isimli adi ortaklığa ortak oldukları, Kayseri 6.Noterliğinin 23902 yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesinden ise davacı ... ile ...'...
Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. 17/1. madde hükmünde yer alan yazılı başvuru koşulu, devrin geçerliliğine ilişkin olarak değil, devrin kooperatife iletilmesi ve kabulü için ispat bakımından sevk edilmiştir....
Diğer davalı kooperatif davaya cevap vermeyip, duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davaya ait davalı kooperatif hissesinin dava dışı ... tarafından diğer davalı ...'...
nin kooperatif ortağı olmadıklarından dava açma haklarının olmadığını, diğer davacıların ise, kendilerine PTT aracılığı ile yapılan üç ihtara rağmen aidat borçlarını ödemediklerini, kooperatifin tasfiye halinde olduğunu, kooperatifin amacı gerçekleştirilerek ortaklarına tapuların verildiğini, ferdi münasebet tesis edildiğini ve tapularını alan üyelerin aidat ödemek istemediklerini, davacıların alınan kararlara muhalefet şerhi koymadıkları gibi bir aylık hakdüşürücü sürede davayı açmadıklarını, gündeme davacıların istedikleri hususların alındığını, genel kurul çağrısının usulüne uygun olduğu, hazirun cetvelinin gerçeğe uygun üye kayıtlarına göre hazırlandığını, tapu maliki olmanın kendiliğinden kooperatif üyeliği sıfatını kazandırmayacağını, zımni kooperatif üyeliği gibi bir üyelik statüsünün bulunmadığını, içinde davacıların da bulunduğu bir grubun toplantıyı terk ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Kararı, davalı kooperatif vekili ve birleşen dava davalıları... ve arkadaşları vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Dava, tahsis iddiasına dayalı tapu iptal tescil istemine ilişkindir. Kooperatif ortaklığı kooperatif yetkili organlarının bu hususta alacağı açık bir kararla gerçekleşebileceği gibi ilgili kişi ile bu konuda yazışmalar yapması, onu genel kurullara davet etmesi, ödemeleri kabul etmesi, konut tahsis veya teslim etmesi, hazirun cetvellerinde yer alması ve kooperatif olanaklarından yararlanması gibi zımni şekilde de gerçekleşebilir....
Davalı vekili, kooperatifin halen faal durumda olduğunu, iş programını bitirmediğini, irtifak kurulmuş tapuların kooperatif adına olduğunu, ortaklar adına ferdi mülkiyet oluşturulmadığını, hem davacının hem de üyeliği devraldığı ...'nın davacı kooperatif hesabına girmiş tek kuruşu bulunmadığını, bu kişilerin avukatının aynı kişi olduğunu, bir hilenin sürdürülmeye çalışıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının kooperatifte iki adet üyeliği bulunduğu ancak, ne davacının ne de üyeliği devreden ....'nın kooperatife herhangi bir ödemesinin olmadığı, davacının tescil ve ecrimisil isteyebilmesi için öncelikle kendi edimini ifa etmesi gerekip, diğer üyeler gibi aidat ve borçlarını ödemesi gerektiği halde ödemediği, TMK'nun 2. maddesi göz önüne alındığında davacının iyi niyetli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Davacının, kendisine tahsis edildiğini bildirdiği taşınmaz için dava dışı ...’e tapu iptal davası açtığı dosyadaki delillerden anlaşılmaktadır. Davacının hem bağımsız bölüm talep etmesi hem de kooperatife ödediği aidatın iadesini istemesi mümkün değildir. Kaldı ki üyeliği devam eden kişinin üyeliği devam ederken ödediği parayı istemesi uygun düşmemektedir. Bu nedenle davacı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasının sonucu beklenerek; bu davadan çıkan sonuca göre davacının talebinin kendisine bağımsız bölüm verilemeyen üyenin açtığı bir tazminat davası mı yoksa kooperatiften ayrılmak isteyen davacının ödemelerini iade davası mı olduğu hususları değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken üyeliği devam eden davacıya ödemelerinin iadesi şeklinde hüküm tesisi doğru olmamıştır....
Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları gereği, kooperatif üyeliğinin haczinin mümkün olmadığı, haczin ancak kooperatif dağıldıktan sonra veya ferdileşme işlemi yapıldıktan sonra mümkün olduğu, haciz tarihi itibariyle davalı kooperatif tasfiye edilmediğinden veya ferdileştirme işlemleri yapılmadığından davacının üyelik üzerine koydurmuş olduğu hacizlerin bir hükmünün olmadığı, bir an için hacizler geçerli olsa bile; yukarıda belirtilen kooperatif ana sözleşmesinin 15. ve 16. maddeleri ile bu maddelere uygun olarak alınan kooperatif yönetim kurulunun 05.07.2007 Tarih ve 54 Sayılı kararı uyarınca ...'nin mirasçılarına çıkarılan ihtarlı tebligata rağmen mirasçılardan hiçbirisinin üyeliği devam ettirme yönünde bir talebinin olmaması sebebiyle üyeliklerin düştüğü, üyeliğin düşmesi sebebiyle 7.000 TL aidat tutarından icra borçlusuna düşecek olan payın Konya . Sulh Hukuk Mahkemesinin ... E. ......
Davalı eş Mehmet evlilik kurulmadan evvel bu kooperatif üyeliğini 26.11.2002 tarihinde davacı eşi adına devretmiş, daha sonra taraflar evlenmişler ve evlilik birliği devam ederken davacı Hacer 10.07.2008 tarihinde Kooperatif Başkanlığına hitaben yazdığı ve kooperatif tarafından da kabul edilen dilekçe ile anılan Kooperatifteki tüm hak ve yetkilerinin eşi M.. A..'e kendi rızası ile devir etmek istediğini bildirmiş bu tarihten itibaren kooperatif üyeliği davalı eş adına geçirilmiştir. Dava konusu taşınmazın tapu kaydı dosyada bulunmadığından ferdileşme suretiyle tapu kaydının oluşup oluşmadığı belirlenmemiş ise de kooperatif üyeliği halen davalı eş adına bulunmaktadır. Dava konusu araç ise evlilik birliği kurulmadan 1997 yılında davalı eş tarafından edinilmiş olup halen davalı adınadır....