Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2)Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve ayıplıbedellerinin tahsili istemlerine ilişkindir. 818 sayılı BK'nın 355'inci (6098 Sayılı TBK'nın 470'inci) maddesi hükmünde tanımlandığı üzere; eser sözleşmesinin bir türü olan "arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi"nin taraflarından birisi yüklenici; diğeri ise arsa sahibidir. Arsa sahibinin yükleniciyle arasındaki eser sözleşmesine dayalı olarak eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi davasını açabileceği kuşkusuzdur....

    Tapu kaydının geçmemiş olması, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden dolayı eksik ve ayıplı işler bedelini talep etmeye engel oluşturmaz. Şu halde yapılması gereken ..., her bir eksik ve ayıplı işlerin dava tarihi itibariyle değerinin belirlenmesiyle tapu kaydının kimin üzerinde olduğuna bakılmaksızın tapudaki hissesi oranında davacı tarafından talep edilebilecek ortak alanlara isabet eden ayıp ve eksik ... bedellerinin hüküm altına alınmasıdır. Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. ....... SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Nitekim ayıplı iş (ifa) için mutlaka ihbar gerekirken eksik ifa da ihbara gerek kalmadan dava açılabilir. Bazı durumlarda eksik ifa ile ayıplı ifanın ayrımında güçlük yaşanmaktadır. İşte burada bitmemiş yani tamamlanmamış ifa ile ayıplı ifa ayırımını iyi yapmak gerekir. Bu husus doktrinde de tartışmalıdır; ifa etmeme çok kapsamlı bir kavram olup teknik ve gerçek anlamda “gereği gibi ifa etmemeyi” karşılamamaktadır. Borçlanılan edimin niteliklerine uymaması halinde gereği gibi ifa etmeme, kötü ifa veya ayıplı ifa demek mümkündür. (Eren, Fikret, Borçlar Hukuku, Beta Y., sh 1004) Oğuzman’a göre ise borçların ifa edilmemesi, borçların hiç ifa edilmemiş olmasının yanında borçların gereği gibi ifa edilmemiş olmasını da kapsamaktadır. Uygulamaya gelince; tüketici hukuku yönünden de öncelikle ayıplı ifa-eksik iş (ifa) ayrımı yapılmalı, eksik ifa halinde TKHK nun 30. maddesi delaletiyle TBK.m.112vd. (EBK.96) hükümleri uygulanmalıdır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, eksik ve ayıplı ürün teslim edildiğinden bahisle seçimlik dönme hakkı kullanılmak suretiyle ürün bedellerinin iadesi ve kar kaybı sebebiyle tazminat istemine ilişkin olup, davalı tarafa anlaşmaya konu ürünlerin gönderildiği, 50.000 adet maskenin eksik olduğu ve bedellerin tamamen ödendiği konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlığın gönderilen ürünlerin kısmen veya tamamen ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı, ürünlerin ve bedelin karşılıklı iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının malların ayıplı olduğu iddiası nedeniyle kar mahrumiyeti oluşup oluşmadığı, bu sebeple tazminat talep edip edemeyeceği, edebilecekse miktarı hususlarında toplandığı anlaşılmıştır....

          Bu durumda teslim tutanağında belirtilen bağımsız bölümler için gecikme tazminatının 11.08.2003 tarihine kadar hesaplanıp karar altına alınması gerekirken, teslim edilen bağımsız bölümler yönünden de teslim tarihinden sonrası için gecikme tazminatının karar altına alınması doğru olmamıştır. 3-Karara dayanak yapılan 20.04.2006 günlü bilirkişi raporunda eksik ve ayıplı işlerin giderilme bedeli 40.709,48 YTL olarak hesaplanmış, mahkemece de bu bedelin tamamının tahsiline karar verilmiştir. Ortak yerlerdeki eksik ve ayıplı işlerin giderilme bedellerinden arsa sahibi ancak kendi payı oranında istemde bulunabilir....

            Residence Projesinde Kalan İnşaat İşleri Sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, asıl davada; sözleşmenin ifası sırasında gerçekleştirilen sözleşme dışı imalât bedeli, iş artışı bedeli ve iş değişikliği nedeniyle oluşan alacakların tahsili, karşı davada ise; gecikme cezası ile eksik ve ayıplı işler bedelinin tahsili istenmiştir....

              SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu işin yapılan işi ayıplı bırakarak bitirdiğini, beyan ederek, Davacı tarafından açılmış olan hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetli davanın ve davacı taleplerinin; alacak konusu işlerin ayıplı ve yarım yapılması nedeniyle reddini, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir. DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE; Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkindir. -------- Sulh Protokolünde Özetle; Tarafların karşılıklı sulh olup anlaştıkları ve birbirlerinden herhangi bir alacak talepleri bulunmadığı görüldü. Davacı vekilince----- tarihli dosyadan taraflar arasında sulh olunduğundan davadan feragat ettiklerini bildirir beyan dilekçesi sunulduğu anlaşıldı. Davacı vekilinin dosyada mevcut vekaletnamesinde feragat özel yetkisinin bulunduğu görüldü....

                Bu durumda mahkemece, davacının iddiaları ile 2010/12242 2011/3677 Ilgili olarak mahallinde keşif yapılmalı, konusunda uzman bilirkişi veya kurulundan dayanaklarını gösterir, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalı, eksik ve ayıplı işlerin ayrımı yapılmalı ve davacının taşınmazında eksik işler bulunduğu tespit edilirse yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 10.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Aracın 31.05.2017 tarihinde tescil edildiği ve 01.06.2017 tarihinde kullanıma başlandığı anlaşılmaktadır.Davacının son dönemlerde aracını her ay yetkili servise götürdüğü ve araç bir süre serviste kaldığı halde arıza giderilmediği için yetkili servise götürmeyi bıraktığı ve 22.11.2021 tarihinde işbu davanın ikame edildiği anlaşılmaktadır.Araç ilk defa garanti süresi içinde arızalanmıştır.Araç motoru ile ilgili bir kazaya karışmadığı sürece, güç kaybı arızasının kullanıcı hatası nedeniyle ------- süresi içinde meydana gelmesi teknik olarak mümkün olmadığı, aracın üretimden kaynaklı gizli ayıplı olması nedeniyle ara sıra---------- güç kaybı olduğu için yeterli çekişin sağlanamadığı ve hıza ulaşılamadığı, aracın haklı olarak beklenen “kullanım menfaatini” davacıya sağlayamayacak derecede ayıplı olduğu, dolayısıyla da doktrindeki ifadeyle “önemli derecede ayıplı (önemli ayıplı)” olduğu, ayıbın aynı zamanda “gizli ayıp” niteliğinde olduğu, konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor...

                    olduğunu, davalıların sözleşmede teknik şartname ve tanıtım broşürlerinde belirtilmiş olan işlerin hiçbirini tam olarak yapmadığını, taşınmazın maddi hukuki ve ekonomik eksiklikler içerdiğinden ayıplı olduğunu, yüklenicinin bu nedenle oluşan zararı gidermekle yükümlü olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000TL'nin konut bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte iadesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu