Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında akdedilen 13.07.2015 tarihli “Mimari / Elektrik / Mekanik İşleri Sözleşmesi ile davacı yana ait iş yerinde, mimari işlerin, elektrik İşlerinin ve mekanik İşlerin davalı yanca yapılması konusunda anlaşmaya varıldığı, davacı tarafça, sözleşme kapsamında yapılan işlerin eksik ve hatalı yapıldığı iddiasıyla ve tazminat talebiyle iş bu davanın açıldığı; mahkememizce yargılama sürecinde alınan bilirkişi raporları ile davalı yanca yapılan işlerin kısmen eksik ve hatalı yapıldığının tespit edildiği ancak davacı ile davalı arasında imzalanan 18.10.2017 tarihli İbraname ile davacı yanın, taraflar sözleşmesinden dolayı doğmuş ve doğacak bütün alacaklarından , iş bu davada talep edilen tazminat dahil olmak üzere en geniş anlamda davalı yanı ibra etmiş olduğu, dolayısıyla davacı yanın tazminat talep edemeyeceği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı eksik ve ayıplı işlerin giderim bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Davacı vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan ve sözleşme öncesi kataloglarda gösterilen şekilde bağımsız bölümleri teslim etmeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını, eksik ve ayıplı imalat nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 5.000,00 TL'nin sözleşme tarihinden uygulanacak ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş ve 20.02.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 13.766,78 TL'ye çıkarmış ve bu miktarın sözleşme tarihinden uygulanacak ticari faizi...
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 31/10/2013 NUMARASI : 2010/626-2013/595 -KARAR- Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih ve 2014/1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesinde, daireler arası iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; taraflar arasındaki taşınmaz satım sözleşmesine dayalı olarak eksik ve ayıplı işlerin giderilmesi bedeli ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 28.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLER : Tapu kaydı, Konut satım sözleşmesi ve ekleri, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesine (yüklenicinin temlikine) dayalı satın alınan ve davacı adına tapuya tescil edilen konut niteliğindeki bağımsız bölümün tapu kaydındaki hukuki ayıp niteliğinde bulunan ipoteklerin fekki istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Davada istem, davacı ile dava dışı yüklenici/ipotek borçlusu Garanti Koza İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında imzalanan konut satım sözleşmesi gereğince dava konusu konut niteliğindeki bağımsız bölümün davacıya sözleşmeye uygun şekilde teslim ve tescil edilmediği iddiasıyla hukuka aykırı tesis edilen ipoteklerin fekki yani hukuki ayıbın giderilmesi istemine ilişkindir....
DEĞERLENDİRME: Asıl dava eser sözleşmesinden kaynaklanan hakediş alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, birleşen davalar birleşen davalı nam ve hesabına yaptırılan eksik ve ayıplı iş bedellerinin tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isetmine ilişkindir. Taraflar arasında eser sözleşmesi düzenlendiği, davacının yüklenici konumunda olduğu ve defter kayıtları gözetildiğinde iş bedelinin bir kısmının ödenmediği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacının işi eksik ve ayıplı teslim edip etmediği, ayıplı ve eksik iş bedelinin miktarı, gideriminden davacının sorumlu olup olmadığı, davalının dava dışı kişilerle işin tamamlanması için yaptığı sözleşmelerden doğan bedellerin davacının sorumluluğunda olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır....
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 17.02.2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 17.02.2022 Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili özetle; 5594 sayılı Kanun gereğince ... Belediyesinin davalıya yaptırmış olduğu ... ... Arıtma Tesisinin müvekkiline devredildiğini, ... Belediye Başkanlığı tarafından ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/173 D.iş sayılı dosyası ile yaptırılan delil tespitinde eksik ve ayıplı işlerin belirlendiğini, ......
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2017/1013 Esas KARAR NO : 2021/504 DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/09/2017 KARAR TARİHİ : 22/04/2021 Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesine göre Türk Milleti adına yargılama yetkisini kullanan bağımsız İstanbul Anadolu ----. Asliye Ticaret Mahkemesince, tarafça açılan dava üzerine yapılan yargılama nihayetinde; I.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili; davalı şirketten ---------- üzere ----------- ödendiğini,----- ---- ayıplı olduğunu, iddia ederek ödediği bedelin iadesini talep etmiştir. ll. SAVUNMA: Davalı usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmadığından davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm vakıa ve iddiaları inkar etmiş sayılmıştır. lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıplı malın bedelinin iadesi istemine ilişkindir....
Bu durumda böyle bir davanın açıldığı tarihten itibaren eksik ve ayıplı işlerin giderilme süresi kadar daha gecikme tazminatı isteme hakkı vardır. 15.H.D. 2010/2139 2010/4128 Somut olayda, mahkemece taraflar arasında daha önce geçen ve sonuçlanan dava dosyaları, mahkemeleri, esas ve karar numaraları belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, başka da bir gerekçe gösterilmemiştir. Mahkeme kararının gerekçe bölümünde değinilen dosyalar, ipotek bedelleri, tespiti ve cezai şarta ilişkindir. Davacı arsa sahibi ise bu davada, gecikme tazminatı ile eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedelinin tahsilini istediğine göre, bu konularda gerekli inceleme ve değerlendirmenin yapılması, gerekirse uzman bilirkişilerden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması, gerekli denetim yapılarak davanın kabul veya ret gerekçesi açık şekilde yazılarak, HUMK’nın 388 ve 389. maddelerine uygun karar oluşturulması gerekir. Kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir....
D.İş sayılı delil tespiti dosyası celp edilmiş olup incelenmesinden: Davacının 15.09.2019 tarihli talep dilekçesi üzerine 1 mimar ve 1 mobilyacı bilirkişi refakatinde mahallinde keşif yapıldığı ve alınan bilirkişi raporuna göre dairelerdeki eksik işlerin ikmali ve ayıplı işlerin ayıplardan izalesi için 131.740-TL tutarında masraf yapılması gerektiği, raporun taraflara tebliğe çıkarılmadığı görülmüştür. Mahkememizce mahallinde keşif yapılmış olup, alınan bilirkişi raporunda, özetle: Keşif anı itibariyle dairelerde eksik ve ayıplı işler bulunmadığı, delil tespiti dosyası üzerinden alınan rapor ile mahallinde yapılan tespitlerin karşılaştırılmasına göre dairelerdeki eksik işlerin ikmali ve ayıplı işlerin ayıplardan izalesi için yapılması gerekli masraf tutarının taraflar arasındaki sözleşmeye göre 85.810-TL, dava tarihindeki rayice göre 140.637-TL olduğu mütala edilmiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir....
Dava, satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat talebine ilişkindir. Dava konusu satım ilişkisinin taraflar arasında olduğu, davacı tarafında davalıya mal satıldığı ve satılan malların davalıya teslim edildiği yapılan tahkikatla anlaşılmıştır. Mahkemece, satılan malların bir kısmına ilişkin usulüne uygun ayıp ihbarı bulunduğu ve bu malların gerçekten ayıplı olduğu gerekçesiyle ayıplı mallara ilişkin ödeme talebi reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak dosya içeriğindeki belgelerden davalı alıcı tarafından davacıya usulüne uygun ayıp ihbarı yapılmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle mahkemenin ayıp ihbarının usulüne uygun olduğu şeklindeki kabulü dosya içeriğine uygun değildir. Mahkemece ayıp ihbarının usulüne uygun yapıldığı gerekçesiyle davacının bir kısım satış fatura bedellerinin tahsili talebinin reddedilmesi doğru olmamış, yerel mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir....