Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davacı ve müteveffa eş Coşkun Altuğ'un 19/07/2012 tarihinde evlendikleri, Coşkun Altuğ'un 14/03/2016 tarihinde vefat ettiği, "Ankara İli Sincan İlçesi Maraşal Çakmak Mahallesi 41 ada 17 parsel 1. kat 6 no'lu bağımsız bölüm" sayılı taşınmazın müteveffa eş Coşkun Altuğ tarafından 05/11/2015 tarihinde satış yolu ile edinildiği, taşınmazın tapu kaydı üzerine davalı Türkiye Garanti Bankası lehine 05/11/2015 tarihli 151.905,00 TL bedelli, 37222 yevmiye no'lu ipoteğin konulduğu, satış ve ipotek işleminin aynı resmi senette yapıldığı, 05/11/2015 tarihli konut finansmanı sözleşmesi ve sözleşmenin eki ile ayrılmaz parçası olan kredi sözleşmesi tahtında ipotek tesis işlemi yapıldığı, bu itibarla dava konusu ipoteğin, taşınmazın edinilmesinde kullanılan konut kredisi nedeniyle tescil edildiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin kaldırılması (fekki) DURUŞMALI K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerine aile konut şerhinin konulması ve konut üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna ve mal rejiminin tasfiyesi istenilmediğine göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLER : Konut satış sözleşmesi ve ekleri, Tapu kaydı, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava konut satım sözleşmesinden kaynaklanan hukuki ayıp niteliğindeki ipoteklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti, ipoteklerin ve hacizlerin fekki istemine ilişkindir. Kamu düzenine aykırılık yönünden re'sen yapılan incelemede; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır....
Davacının kullandığı konut kredisi sözleşmesine kefil olarak imza atan dava dışı ...'ın bu sözleşmeyle bir bağlantısı olmayan kredi kartı borcundan dolayı davacı sorumlu tutulamaz. Davacının konut kredisi borcunu ödemesi halinde satın aldığı taşınmaz üzerine konan ipoteğin kaldırılması gerekir. Davacının talebi de sözleşme uyarınca hesaplanacak borcun davalı bankaya veya gösterilecek bir yere yatırılarak kapatılması şartıyla sözleşmeye konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılması yönündedir. Mahkemece bu doğrultuda bir karar verilmesi gerekirken daha konut kredi borcu devam ettiği sırada davacının talebinden fazla olarak taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Kararın bu nedenle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin onama kararının kaldırılmasına ve mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
DELİLLER : Tapu kaydı, Konut satım sözleşmesi ve ekleri, keşif, Bilirkişi raporu, Delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, konut satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteklerin ve fekki, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır. Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır....
Aksine davacı vekili istinaf dilekçesinde müvekkilinin konut niteliğindeki taşınmazı kullanım amacıyla satın aldığını ve evi konut amaçlı kullandığını, tüketici olduğunu ileri sürmüştür. Davacının tacir olmadığı, tüketici olduğu, dava konusu taşınmazın konut niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki esas uyuşmazlığın davacı-alıcı ile davalı-satıcı yüklenici şirket Garanti Koza... A.Ş. arasında imzalanan konut satım sözleşmesine (yüklenicinin temlikine) dayalı tapu iptali ve takyidatlardan ari tescil istemine ilişkin olduğu bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak veya nispî nitelikte ticari uyuşmazlık olmadığı, uyuşmazlığın ticaret mahkemesinin görev alanına girmediği, bu itibarla davacının 6502 Sayılı Yasa kapsamında tüketici, davalı şirketin de satıcı, taraflar arasında akdedilen konut satım sözleşmesinin de tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle olunca da davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olduğunu kabul etmek zorunludur....
ün müteselsil kefaletinin devam ettiği, bu bakımdan davacının ipoteğin kaldırılmasına yönelik talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava konusu, ipoteğin fekki talebine ilişkindir. Yapılan tahkikattan dava dışı ...'ün konut satın almak için davalı bankadan konut kredisi kullandığı, bu krediyle satın aldığı konut üzerine konut kredisinin teminatı olarak ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Davacı, üzerinde ipotek bulunan konutu dava dışı ...'dan satın aldıktan sonra konut kredisinin kalan borcunu ödemiş ve daha sonra konut üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, dava dışı ...’nun davalı bankadan kullandığı konut kredisi nedeniyle karşılığında adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirildiğini, daha sonra üzerindeki bu kayıt ile taşınmazın müvekkiline satın alındığını ve konut kredisine konu son taksitinde müvekkilince davalı bankaya ödendiği halde bankanın bu kez ipotek veren ...’nun kredi kartı sözleşmesinden doğan borcunu gerekçe göstererek ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla müvekkili ve ipotek veren aleyhine takip yaptığını oysa ipoteğe konu borç ilişkisinin sonlandığını ve müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığını belirterek ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava dışı ...’nun konut kredisi dışında ayrıca akdettiği kredi kartı sözleşmesinden dolayı da müvekkili bankaya borçlu olduğunu ve böylece ipotek verdiği taşınmazın teminat vasfının sürdüğünü bildirerek, davanın reddini savunmuştur....
ın gerek konut kredisi gerekse genel kredi, tüketici kredisi ve kredi kartları sözleşmesi nedeni ile ödenemeyen borçlarının bulunduğu, davacı taşınmaz maliki tarafından kredi borcunun ödendiği ileri sürümüş ise de, bu hususun yazılı delil ile ispatlanamadığı, ipoteğin niteliği gereğince davalı bankanın teminat altına alınan tüm borçlarının ödenmemiş olması nedeni ile davacının ipoteğin kaldırılması talebin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Ş. şirketinden aldığını, davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin, davalı tarafça, Nissa İnşaat A.Ş. arasındaki kredi ilişkisi nedeniyle kurulduğunu, müvekkili taşınmazı satın alınca, konutu açısından ipotek borçlusu konumuna düştüğünü, davacının söz konusu daireyi satın aldığını ve bütün ödemelerini yaptığını, müvekkilinin iş bu konutun satışından dolayı dava dışı 3.şahıs Nissa şirketine herhangi bir borcunun kalmadığını, yapılan araştırmada 2011 yılında konulan dava konusu ipoteğin asıl borçlusu Nissa İnşaat AŞ'nin, davalı İş Bankası AŞ'ye olan bütün borcunu ödediğini ve ipoteğin konusuz kaldığını öğrendiklerini, ancak davalı bankanın bütün ısrarlara rağmen ipoteği kaldırmamakta direnmekte olduğu için huzurdaki davanın açıldığını, tapu kaydında görüleceği üzere, davalı İş Bankası lehine konulan 90.000.000 TL ve 270.000,00 TL bedelli ipoteklerin kaldırılmadığını, bu ipoteğin sözleşmesine göre, borçlu şirket Nissa AŞ'nin, bankaya borcu kalmadığı için ipoteğin kaldırılması gerektiğini,...