Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu uyuşmazlığın davacı ile davalı yüklenici arasındaki harici satış sözleşmesinden kaynaklı olarak satın alınan bağımsız bölümün tapuda devrinin yapılıp teslim edilmemesi nedeniyle sözleşme gereğince ödenen bedelin tahsili talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlık davacı tüketici ile davalı yüklenici arasındaki konut satışından kaynaklanmakta olup diğer davalı arsa sahipleri yapılan harici satış sözleşmesinde taraf değildir. Yüklenici ile arsa sahibi arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre yüklenici kendisine düşen bağımsız bölümleri harici satış sözleşmesi ile satmış olup yapılan satış sözleşmelerinde davalı arsa sahipleri taraf olmadığı gibi bu kişilerin sorumluluğu yüklendiğine dair delil de ibraz edilmemiştir. Bu durumda zarardan sözleşmenin tarafı sorumlu olacağından arsa sahiplerine husumet yöneltilemez. Bu nedenle mahkemece arsa sahipleri hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Yargıtay 13....

eşinin 17/01/2019 tarihinde vefat ettiğinden aciz hali içerisinde taksit ödemeleri yapmasının mümkün olmadığını, sözleşme ile bağlı kalmadığını ve organizasyon bedeli adı altında ödenen bedelin iadesi için Bakırköy 40....

Ulukışla Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi'nce, davanın devre tatil sözleşmesinden cayma hakkının kullanılması nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve senetlerin iptali talebi olduğu, davanın taşınmazın aynına ilişkin davalardan olmadığı gibi davalı tarafça süresi içinde yapılan yetki itirazı da bulunmadığı, davacının taşınmazın aynına dair bir talebi bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir....

    cayma bedelini 12 aylık taahhüt süresi içerisinde bir şekilde karşılamasının gerektiği, ancak cayma bedelinin teklif sürecinde iyice araştırılıp bedelinin tespit edilmemiş olması ve bu bedelin hatlar davacı tarafa taşındıktan sonra ortaya çıkması ve bu bedelin 80.000 TL gibi yüksek bir bedel olması neticesinde davalının abonelikte kalma taahhüt süresini 36 aya çıkarma karşılığında bu cayma bedelini karşılayabileceğini belirtmesi teklif sürecindeki vermiş oldukları yazılı taahhüde uygun olmadığı, davacı firmanın bu cayma bedelini hatları kendi aboneliğine geçirmeden önce tam olarak tespit etmesi ve öğrenmesi gerektiğinin değerlendirildiği, davalı tarafın cayma bedelinin 12 aylık taahhüt süresinde karşılanamayacağının davacı tarafça belirtilmesi üzerine, sözleşmeden cayma, yapılan tüm işlemlerin iptalini isteme, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme ve bakiye fatura tutarını, faizini ve ferilerini ödememe hususunda haklı olup olmadığı hususunun sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu, davacı...

      DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedilen hisseli gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi ve ödenen bedelin iadesine ilişkin itirazın iptali talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurmuştur....

      Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olmadığını, müvekkilinin tapuda pay devri işlemini gerçekleştirdiğini, dolayısıyla geçersizlik şeklindeki mahkeme kabulünün hatalı olduğunu, tapu devri ile cayma hakkından zımnen imtina edildiğini, tapu müdürlüğünde yapılan devre ilişkin cayma hakkının kullanılamayacağını, cayma süresinin sözleşme tarihinden sonra başlayacağını, müvekkilinin kendisine yükümlediği tüm edimleri yerine getirdiğini, tesisin tamamlandığını ve faaliyetine devam ettiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması haksız davanın usulden ve esastan reddedilmesini talep etmiştir. GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki devre mülk sözleşmesinin cayma hakkının kullanılmış olmasından kaynaklı feshi ile sözleşme gereği davalıya ödenen bedelin iadesi ve verilen senetlerin iptali talebini içermektedir....

      Ön ödemeli konut satış sözleşmesi 6502 s.y.nın 40,m,sinde,şekil şartı 41.m.sinde düzenlenmiştir. 6502 s.y.nın 41.msne göre,"(1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur. Aksi hâlde satıcı, sonradan sözleşmenin geçersizliğini tüketicinin aleyhine olacak şekilde ileri süremez. (2) Satıcı, geçerli bir sözleşme yapılmış olmadıkça tüketiciden herhangi bir isim altında ödeme yapmasını veya tüketiciyi borç altına sokan herhangi bir belge vermesini isteyemez." Sözleşme ile taahüt edilen edimlerin satıcı/sağlayıcı tarafından yerine getirilmemesi halinde tüketicinin cayma hakkı 6502 s.y.nın 43.m.sinde;" (1) Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin ön ödemeli konut satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir....

      Somut olayda, taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan İzmir 8. Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince İzmir 8. Tüketici Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 30/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinden cayma hakkı kullanıldığından bahisle ödenen bedelin iadesi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Cayma parası ise, taraflara sözleşmeden serbestçe cayabilme yetkisi veren bir miktar paradır ve uygulamada, "cayma akçesi , pişmanlık akçesi" isimleriyle anılmaktadır. Somut olayda ;davacının delilleri arasında yer alan ve dosyaya ibraz edilen banka dekontunda açıkça bu paranın " taşınmaz kapora " olarak gönderildiği ibaresi yer almaktadır. Aksi yönde bilgi ve belge de sunulmadığından bu dekont ile ödenen paranın kapora olarak kabulü, resmi satış akdi de gerçekleşmediğinden sebepsiz zenginleme hükümlerine göre iadesi gerekecektir. Böylece ,mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....

          UYAP Entegrasyonu