ödenerek kapatıldığını, tapu sicile bildirimin kendilerince yapılacağı söylendiğini, dava tarihine kadar ipoteğin taşınmazdan terkini yapılmadığını, müvekkilinin bu konuya ilişkin olarak davalı bankaya gönderdiği 01.09.2020 tarihli ihtarnameden de sonuç alamaması üzerine işbu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, borç ödenmiş olmasına rağmen ipotek fekki gerçekleştirilmediğini, ipoteğin terkinine karar verilmesini istediğini, ayrıca ipoteğin fekki amacıyla davalı bankaya ödenen borcun dışında ipotekle teminat altına alınan başkaca borç var ise bunun tespiti ile borcun tarafımızdan ödenmesi (mahkeme veznesine yatırılması) karşısında ipoteğin terkinine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, kredi kartı ve “Konut Finansmanı Kredisi” gibi tüketici kredisi kullanan borçluları, diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüte düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin, yapılan özel sözleşmelerin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun koşullarında değerlendirilmesi gerekir. Somut olayda, kat ihtarnamesinden de açıkça anlaşılacağı üzere, alacaklı banka tarafından konut finansmanı kredisi sözleşmesinden kaynaklı alacağının tahsili amacıyla limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi başlatıldığı, borçluya İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderildiği anlaşılmaktadır....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden davacı ile davalı Mustafa'nın 21/02/2003 yılında evlendikleri, davaya konu edilen taşınmazın davalı Mustafa adına 11/10/2013 tarihinde tescil edildiği, ve aynı gün konut kredisi finansmanı için dava konusu taşınmaza tescil sonrası davalı banka lehine 200.000 TL bedelli 1....
Tüm dosya kapsamına göre; taşınmaz üzerindeki ipoteğin kesin borç ipoteği olduğu, bankaya yazılan müzekkere cevabında ipoteğin konut kredisi için kurulan zorunlu ipoteklerden olduğu, kaldı ki lehine ipotek verilen bankanın 08/12/2021 tarihli cevabi yazısında ipoteğe konu kredi borcunun 25/06/2018 tarihinde kapatıldığının belirtilmesi karşısında taşınmaz üzerine konulan ipoteğin ipotek hakkından feragat olarak değerlendirilemeyeceği, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu ve bu rapor gereğince verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davalının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....
nin 11.03.2020 tarihli cevabi yazısı ile ipotek borcunun devam ettiğinin bildirildiği görülmüştür Her ne kadar ilk derece mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince, ipoteğin konut kredisi nedeni ile kurulduğu ve zorunlu ipoteklerden olduğu değerlendirilmiş ise de; ipotek resmi senedi incelendiğinde ipoteğin yalnızca konut kredisine özgülenmediği dolayısıyla ipoteğin bu hali ile zorunlu ipoteklerden olmadığı ve bu hususun re'sen değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve zorunlu olmayan ipotek mevcut olup, haciz tarihi itibarıyla da ipoteğe konu borcun ödenmediği anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağından ilk derece mahkemesince şikayetin izah edilen nedenle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince, ipoteğin konut kredisi nedeni ile kurulduğu ve zorunlu ipoteklerden olduğu değerlendirilmiş ise de; ipotek resmi senedi incelendiğinde ipoteğin konut kredisine özgülenmediği ve üst sınır ipoteği şeklinde kurulduğu, ipoteğin bu hali ile zorunlu ipoteklerden olmadığı anlaşılmıştır. O halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağından Bölge Adliye Mahkemesince şikayetin bahsi geçen nedenle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının re’sen yapılan inceleme sonucu kısmen kabulü ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18....
Somut olayda, "konut kredisi sözleşmesi" kapsamında alındığı iddia edilen limit ipoteğine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK.nun 150/ı. maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, borçlu takibin iptalini istemiştir. Alacak, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağı olsa da, bu durum alacaklının borçlu aleyhine takip yapmasına engel değildir. Ancak tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağına ilişkin ipotek akit tablosu kesin borç ikrarı içermediğinden borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılabilir ve borçluya örnek 9 ödeme emri gönderilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, dava dışı ...'nun davalı bankadan konut kredisi kullandığını ve dairesinin ipotek edildiğini,bu daireyi ipotekli olarak kendisinin aldığını, ... hesabına davalıya konut kapama bedeli 17.500,00 TL'yi EFT yaptığı halde ipoteğin kaldırılmadığını belirterek, banka lehine kayıtlı ipoteğin fekkine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davalı banka ile dava dışı Uğur Kısmet Tankut arasında düzenlenen Tüketici kredi sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan kredinin teminatı olarak sözleşmede kefil olarak imzası bulunan davacı ...'ye ait taşınmazlar üzerine davalı lehine konulan ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının ipoteğin fekkini talep ettiği, işlemin dayanağının tüketici kredisi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Söke 2.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 14.Hukuk Dairesinin 27.1.2010 gün, 2009/14683-2010/687 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 12.11.2009 gün, 7259-13180 sayılı, 19.Hukuk Dairesinin 14.5.2009 gün, 1407-4511 sayılı,1.Hukuk Dairesinin 7.4.2008 gün 3438-4411 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, banka kredisi nedeniyle taşınmaz kaydına konulan ipoteğin fekki isteminden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 19.Hukuk Dairesine aittir. S O N U Ç : 19.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 13.05.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....