Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için bu ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi ve zirai kredi gibi zorunlu ipoteklerden olması gerekir. Borçlunun serbest iradesiyle kurduğu ipotekler, daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Hacze konu taşınmazın tapu kaydına göre, 09/08/2019 tarihli 15827 yevmiye nolu işlem ile Türkiye Halk Bankası A.Ş. lehine 1. dereceden 252.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği tartışmasızdır. İlk derece mahkemesince ipoteğin hangi kredinin teminatı olarak konulduğu, ipoteğe konu borcun ödenip ödenmediği, ödenmiş ise hangi tarihte ödendiği konularında Edremit Şubesinden bilgi istenilmiş, 14/01/2021 tarihli yazı cevabında, söz konusu ipoteğin 09/08/2019 tarihli konut kredisi için alındığı ve bugün itibariyle 78.825,00 TL borcu bulunduğu belirtilmiştir....
Mahkemece, davanın kabulü ile ipoteğin terkinine, depo edilen bedelin davalıya ödenmesine hükmedilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve davalı temyiz etmiştir. Davada kanuni ipoteğin terkini talep edildiğinden, terkin halinde ödenecek bedel, davacının taşınmazına davalıya ait taşınmazdan imar parseli oluşturabilmek için kaç metrekare yer eklenmiş ise o miktardaki yerin, dava tarihindeki rayiç değeri belirlenerek bu bedelin depo ettirilmesinden sonra ipoteğin kaldırılmasına karar verilmelidir. Uyuşmazlık konusu ipoteğin, 2981 sayılı yasa uygulaması sonucu oluşan davacının hissesine 22.04.1994 tarihinde 16,00 m2 için 560.000.000 ETL bedelle tesis edildiği görülmüştür. İpoteğin konulduğu tarihten bugüne kadar taşınmazın değerindeki artış gözetilerek dava tarihi itibariyle rayiç bedeli depo ettirilmek suretiyle ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Bu durumda İİK'nun 68/b ve İİK'nun 150/ı maddesinin tüketici (konut) kredilerinde uygulama olanağı yoktur. Somut olayda, "sabit faizli konut finansman kredisi ve teminat sözleşmesi" ve her türlü krediler nedeni ile doğmuş ve doğacak borçların teminatı olarak tesis edildiği anlaşılan ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilip borçluya İİK'nun 150/ı maddesi kapsamında icra emri gönderilmiş, borçlu icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Takibe dayanak alacağın, konut finansman kredisi nedeni ile alınan kredi borcuna ilişkin olduğu görülmektedir. Bu durumda, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borcun miktarı ve faizi yapılan özel sözleşmelerin koşullarında değerlendirilmeden ipotek ilam niteliği kazanmaz. İlam niteliği bulunmayan belgeye yönelik şikayetin süresiz şikayete konu edilebileceği gibi, mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği izahtan varestedir....
Davalı vekili, dava konu icra takibinin mükerrer olduğunu müvekkilinin taşınmazındaki ipoteğin davacı bankadan kullanılan konut finansman kredisi için tesis edilmiş ipotek olduğunu, bu krediden dolayı ödenmemiş borcunun bulunmadığını, takip konusu borcun konut finansmanı dışında kullandırılan tüketici kredisi ve kredi kartından kaynaklanan borçları olduğunu, davacı bankanın kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine ve davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....
olarak konulduğu, haciz tarihi olan 19.06.2015 tarihi itibariyle 4.392,00 TL borcun bulunduğu, 05.10.2015 tarihinde borcun kapatıldığı, güncel durumda ipoteğe bağlı alacak bulunmadığının bildirildiği, dolayısıyla borçlunun bankadan sadece konut kredisi kullandığı, başkaca kullandığı kredinin bulunmadığı, şikâyete konu taşınmaz üzerindeki ipoteğe ilişkin resmî senette yer alan kayıtlar nedeniyle söz konusu ipotek, borçlunun kullandığı/kullanacağı her türlü kredinin teminatı olarak tesis edilmiş ise de; banka tarafından ipoteğin konut kredisinin teminatı olarak kurulduğunun bildirildiği, borçlunun bankadan konut kredisi dışında kullandığı başkaca bir kredi bulunmadığı gerekçesi ile direnme kararı verilmiştir....
Den alınan 200.000,00 TL tutarlı 120 ay vadeli konut kredisinden kaynaklandığını, bu hususun dilekçenin 1 nolu ekinde sunulan banka yazısı ve 2 nolu ekinde konut kredisi kullanımına ilişkin 12/04/2018 tarihli banka dekontu ile de anlaşılacağını, bu krediler de kredi bedelinin konutu satanın banka hesabına ödendiğini, 3 nolu ek ile davacıya konutu satan Yapıkem Yapı Projeleri Üretimi ve Konut Edindirme Kurumuna konut bedelinin havalesine ilişkin belgenin sunulduğunu, 4 nolu ek ile de Denizli 3.Sanayi Şubesine ait hesap ektresinin ibraz edildiğini, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada kullanılan krediye ilişkin belgelerin tamamının ilgili bankadan getirtilmediğini, banka tarafından dosyaya gönderilen eksik bilgi içeren yazı yorumlanarak adı geçen ipoteğin zorunlu ipotek olmadığına karar verildiğini, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verildiğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Yargıtayın meskeniyet iddiasında bulunulabilmesi için söz konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin, zorunlu ipoteklerden olması gerektiği görüşünü kabul ettiğini, zorunlu ipoteklerden birisinin de konut kredisi kullanmak için verilen ipotek olduğunu, banka tarafından gönderilen belgeler incelendiğinde, müvekkili tarafından verilen ipoteğin konut kredisinden kaynaklandığının anlaşıldığını, müvekkilinin konut kredisi kullanma amacında olduğunu ve bu sebeple ipotek verdiğini, kullanılan bu konut kredisi ile söz konusu taşınmazın alındığının dosya içerisindeki tapu kayıtlarında ve diğer belgelerde görüldüğünü, Albaraka Türk Bankasının hesap ekstresini gösteren belgede de, konut finansman desteği kredisinden doğan alacak şeklinde belirtildiğinden, alacağın konut kredisinden kaynaklandığının anlaşıldığını, banka tarafından düzenlenen belgede sadece "... kullandırılmış veya kullandırılacak her türlü kredilerden ..." ifadesinin yer...
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2021/1431 ESAS - 2022/305 KARAR DAVA KONUSU : Tüketicinin Açtığı Tüketici Kredisinden Kaynaklanan KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı bankadan kullandığı konut kredisinin teminatı olarak Yenibosna Mahallesi, 5959 Parsel, 2 Numaralı bağımsız bölüm üzerine 30/07/2010 Tarih, 10355 yevmiye numarası ile davalı banka lehine 110.000- TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin konut kredisi taksitlerinin ödemesinin tamamladığını, davalı bankadan birkaç kez ipoteğin fekkinin talep etmiş ise de sonuç alamadığını, müvekkilinin İstanbul İli, Bahçelievler İlçesi, Yenibosna Mah. 5959 Parsel, 2 Numaralı bağımsız bölüm üzerine davalı lehine tesis edilen 110.000- TL bedelli ipoteğin fekkine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi K A R A R Dava, bankadan alınan kredi nedeniyle aile konutu kaydına konulan ipoteğin terkini isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.07.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, ticari kredinin teminatı olarak konulan ipoteğin borcun ödenmesi nedeniyle terkini, olmadığı takdirde ödenen teminat miktarının istirdatı isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 21.01.2013 tarihli ve 2013/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 23.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....