Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Öte yandan, kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, komşuluk hukukuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 683. maddesinde yer alan "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Komşuluk Hukukundan Kaynaklanan K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 02.07.2021 tarihli ve 211 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.07.2021 tarihli ve 31536 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (7.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Şöyle ki; Dosya içeriğinden, dava konusu, 106 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 136.50 metrekarelik kısmına helikopter pisti yapıldığı,1614.82 metrekarelik kısmından hafriyat alındığı, 103 parselin ise bilirkişi rapor ve krokisinde B ile gösterilen 3714.90 metrekarelik kısmına nöbetçi kulübeleri yapılarak, mevziler kazılarak duvar çekildiği, A ile gösterilen 3292,15 metrekarelik kısmına ise dikenli tel çekildiği anlaşılmaktadır. Geri çevirme kararı üzerine getirtilen yazı cevabında da Kavalcık karakol binasının Temmuz 2011 tarihinde boşaltılarak arazinin malikine teslim edildiği bildirilmiştir. Bilindiği üzere, el atılan taşınmazların bedelleri ile eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı hesaplanarak eski hale getirme bedelinin, yer bedelinden az olması halinde eski hale getirme bedeline, aksi halde taşınmazların bedellerine hükmedilmesi ve tapularının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekir....
Dava; komşuluk hukukundan kaynaklı uyuşmazlığın çözümü ile el atmanın önlenmesi ve yıkım istemlerine ilişkindir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Somut olayda; davacı, davalı tarafın yaptığı duvarın kendi taşınmazına su basmasına sebep olduğundan bahisle komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir. Dolayısıyla anılan istek yönünden uyuşmazlığın çözümünde Türk Medeni Kanun'un 737 ve devamı maddelerindeki komşuluk hukuku hükümlerinin uygulanması gerektiği açıktır. Ancak dosya kapsamında, davacının bu iddiası ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmış değildir....
Mahkemece, davalı tarafından kamulaştırma sahası dışına çıkılarak davacının taşınmazına zarar verildiğinin kabulü ile dava tarihindeki taşınmazın yer bedelinin eski hale getirme masraflarından fazla olduğu gerekçesiyle taşınmazın belirlenen eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsiline, gelir kaybı nedeniyle oluşan zarar isteminin ise, taşınmazın ne zaman zarar gördüğüne, zarar gördüğünde ne şekilde kullanıldığına ilişkin mahalli bilirkişi beyanı dışında delil bulunmadığı ve kamulaştırma dosyasında kamulaştırılan alanın değeri hesaplanırken değer kaybı bedeline de hükmedildiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.01.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve maddi tazminat ve karşılık davada elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşılık davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 20.09.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışların giderilmesi, manevi tazminat ve eski hale getirme istemleri ile açılmıştır....
ilişkin dilekçesinde ise; netice i talep kısmında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile terditli olarak talep ettiklerinin 6000 TL olduğu, bu nedenle dava dilekçesinde davalı taraf aleyhine talep ettikleri fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplamda 6000 TL eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerektiğinden bu talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, ecri misil taleplerinden ise feragat ettiklerini belirtmiş, yine davacılar vekilinin 23/01/2017 havale tarihli dilekçesi ile, dosya ile ilgili taleplerinin eski hale getirme bedelinin tahsili eski hale getirme bedeli ile ilgili itilaf olduğundan hüküm kurulacak ise eski hale getirme şeklinde hükmün kurulabileceğini belirttiği anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, projeye aykırılıkların giderilerek eski hale getirme istenilmiştir. Mahkemece davanın davalılardan ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılardan ..., ... ve ... vekillerince temyiz edilmiştir....
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarında taşınmazın eski hale getirilmesi için gerekli bedel ile üretim yapılamaması sebebiyle uğranılan gelir kaybı hesaplanmış ise de, zarar gören alanın değeri hakkında herhangi bir inceleme ve belirleme yapılmamıştır. Tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi cerçevesinde eski hale getirme bedeli ve gelir kaybı istenilebilir. Ancak yine aynı ilke çerçevesinde taşınmazın sürüm değeri de göz önünde tutulmalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi gerekir. Mahkemece dava konusu taşınmazın, alınan bilirkişi raporlarına göre hesaplanan eski hale getirme bedeli ile gelir kaybına hükmedilmiş, zarar gören taşınmaz alanının sürüm (rayiç) değeri belirlenmemiştir....