Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

talep kısmında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile terditli olarak talep ettiklerinin 6000 TL olduğu, bu nedenle dava dilekçesinde davalı taraf aleyhine talep ettikleri fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplamda 6000 TL eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerektiğinden bu talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini, ecri misil taleplerinden ise feragat ettiklerini belirtmiş, yine davacı vekilinin 23/01/2017 havale tarihli dilekçesi ile, dosya ile ilgili taleplerinin eski hale getirme bedelinin tahsili eski hale getirme bedeli ile ilgili itilaf olduğundan hüküm kurulacak ise eski hale getirme şeklinde hükmün kurulabileceğini belirttiği anlaşılmıştır....

Yerleşik uygulama ve içtihatlara göre bir taşınmaza kamulaştırmasız el konulması halinde, müdahalenin önlenmesi talebi yanında kâl veya eski hale getirme talebi de varsa, taşınmazın niteliğine göre Kamulaştırma Kanununun değer biçmeye ilişkin hükümleri dikkate alınarak el konulan yerin zemin bedeli ile kâl ve eski hale getirme bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek el konulan bölüm bedeli, kâl ile oluşacak zarardan veya eski hale getirme masraflarından fazla ise müdahalenin önlenmesi ve kâl kararı ile birlikte taşınmazın eski hale getirilmesine; şayet kâl ve eski hale getirme masrafları zemin bedelinden fazla ise el konulan taşınmazın zemin bedelinin davalı idareden tahsili ile el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekir. Eski hale getirme bedeli istemi ve eski hale getirme istemi birlikte görülmesi gerekli ve birbiri ile bağlantılı davalardır....

    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. TMK’nın 737. maddesine göre, kural olarak elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için, zararın doğmuş olması gerekir. Örneğin, davacı davalının taşınmazına diktiği ağaçların ileride kendi taşınmazına gölge yaparak zarar vereceğinden bahisle dava açamaz. Açılan dava reddedilmelidir. Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya TMK’nın 737 ve bu maddenin müeyyidesi olan 730. maddesi uyarınca zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir....

      Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....

      Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, bu tür davalarda etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. TMK’nın 738. maddesiyle, 737. maddeye benzer daha özel bir düzenleme getirilmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre "Malik, kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılara ilişkin hükümler uygulanır.”...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.10.2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiilden kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 12.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, komşuluk hukukuna aykırılık sebebiyle tazminat isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabül kısmen reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası kişiye zarar verecek nitelikte ise kişinin o taşınmazda fiili hakimiyetinin bulunmasının gerektiği görüşü kabul edilmektedir....

        Hukuk Muhakemeleri Kanununun 95. maddesi; “Elde olmayan sebeplerle, kanunda belirtilen veya hâkimin kesin olarak belirlediği süre içinde bir işlemi yapamayan kimse, eski hâle getirme talebinde bulunabilir. Süresinde yapılamayan işlemle ulaşılmak istenen aynı sonuca, eski hâle getirme dışında, başka bir hukuki yoldan ulaşılabiliyorsa, eski hâle getirme talebinde bulunulamaz.” hükmünü 96/1. maddesi ise; “Eski hâle getirme, işlemin süresinde yapılamamasına sebep olan engelin ortadan kalkmasından itibaren iki hafta içinde talep edilmelidir.” düzenlemesini içermektedir. Sıralanan yasal düzenlemeler, eski hale getirme isteminde bulunabilmek; sürenin arzu ve ihtiyar dışında kaçırılmış olması; yeniden süre elde edebilmek için kanun yollarına başvurmanın olanaksız bulunması; eski hale getirme talebinin HMK 96. maddesinde öngörülen sürede dile getirilmesi koşullarına bağlamıştır....

          Dairemiz yerleşik uygulamalarına göre, eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmetmek gerekir. Dava konusu olayda, taşınmazdan dolgu malzemesi alınması nedeniyle taşınmazın tarla niteliğinin kaybedilmesi ve dere yatağı haline gelmesinden dolayı taşınmazın aynına zarar verilmiş olup; alınan bilirkişi raporuna göre eski hale getirme bedeli, taşınmazın sürüm (rayiç) değerini geçmektedir. Eski hale getirme bedelinin taşınmazın rayiç değerinden yüksek olması karşısında, taşınmazın rayiç değerine karar verilmesi ve taşınmazın tapusu halen davacının üzerinde kalmaya devam edeceği de gözetilerek, belirlenen tazminat tutarından dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Yasası'nın 43. maddesi uyarınca uygun bir indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir....

            DOSYADA YER ALAN DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan haksız fiilden kaynaklanan tazminat ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz ile komşu parsellere ait tapu kayıtlarının kadastro tutanağının geldiği görülmüştür....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 14.07.2006 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, davalının kendi taşınmazı üzerine yaptığı binanın deniz manzaralarını kapattığını, komşuluk hukukuna aykırı olduğunu ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesini ve yapılan inşaatın kal’ini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, gerekli izinler alınarak plan ve projesine uygun bina yaptığını bildirip davanın reddini savunmuştur....

              UYAP Entegrasyonu